Toplumsal olayları esprili bir dille anlatan komedyen Recep Demirkaynak, insanla-rı güldürmek için müstehcenesprilere gerek olmağını be-lirtiyor. Demirkaynak, sanat-çıların, topluluk önünde küfüretmesini doğru bulmuyor.
Recep Demirkaynak, 14 yıldır stand-up ile uğraşıyor. Günlük hayatta karşılaştığımız sorunları mizahi bir dille eleştiren Demirkaynak, müstehcen espri yapmadan da insanların güldürülebileceği kanaatinde. Meslektaşlarının çoğunun müstehcen espriler yaptığına işaret eden Demirkaynak, "Niye yaptığı sorulduğunda da ‘Bizim millet buna gülüyor’ şeklinde cevap veriyorlar. Müstehcen olmayan mizah türünü halka hiç sunmadan tepkisini nasıl bilirsin?" diyor. Bu toplumda yetişmiş kimselerin topluluk önünde küfür etmesini ve onların kelliği ya da tombulluğundan malzeme çıkarmanın doğru olmadığını kaydederek, kendisinin seyircisine saygısı olduğunu dile getiriyor.
Evli ve 3 çocuk babası olan Demirkaynak’a göre, Türk stand-up sektörü kısırdöngü içerisinde. Hep aynı isimlerle sektörün döndüğünü söyleyen Demirkaynak, "Örneğin Levent Kırca kendisini aşamamış bir oyuncu. Müjdat Gezen’e neden duayen denildiğini anlayabilmiş değilim. Unutulmayan bir projesi mi var? Kendini yenileyememiş, devirlerini doldurmuş insanlar bunlar. Bu insanların aklımıza kazınan kaç tane kaliteli oyunları, eserleri var düşünmek lazım." diye konuşuyor. Demirkaynak, Cem Yılmaz’ı ise zeki ve sempatik buluyor. "Yılmaz, gelenek, kültür ve ahlakımızın farkında olan bir insan anladığım kadarıyla ama biraz kolaycılığa kaçıyor. Bu işi müstehcen espriler kullanmadan da yapabilecek kapasitesi var." ifadelerini kullanıyor.
Demirkaynak ayrıca muhafazakâr kesimin sinema, tiyatro ve mizah gibi alanların önemini tam kavrayamamış olmasından yakınıyor. Sol kesimin bu sanat türlerinin idrakine 1970-80’lerde vardığını belirten Demirkaynak, onların çıkardığı starların gençlere rol model olduğunu ifade ediyor. Muhafazakâr kesimin bu sanat türlerinin önemini yeni yeni anladığını düşünen Demirkaynak, "Hâlâ da tam olarak anlaşılmış değil. Çünkü bu alanlarda ciddi anlamda uğraş veren yok, destek ve teşvik de yok." diyor. Mizahî bilginin akılda kalıcı olduğunu anlatan Demirkaynak, "Ajitasyona harcadıkları silahın yarısını mizaha harcasalar daha tesirli olurlar. Gençliği yakalamak istiyorsak, mizah bunun en büyük silahı." diyor.
İslami stand-up’çı 28 Şubat döneminden kalan bir etiket
Kendisine "İslamî stand-up’çı" denilmesinden hoşlanmadığını söyleyen Demirkaynak, "Bu, 28 Şubat döneminden kalan bir etiket. Bana ‘İslamcı’ diyen kişi kendini nasıl konumlandırıp da bana bu etiketi yapıştırıyor?" diyor. Kendisinin Türkiye’de ‘normal’ mizah yapmaya çalışan bir kişi olduğuna değinen Demirkaynak, "İşte bunu ‘temiz’, ‘İslamî’ mizah, ‘dinci’lerin mizahı gibi kategorize edenler var. Hiçbirisine takılmıyorum. Beni seyreden herkesin mizahçısıyım." diye konuşuyor.
Zaman