İşte Fetih 1453’ün gerçek bütçesi

Türk Sineması
Filmin 6 milyonu aşan izleyicisine karşın hala kar etmediğini kaydeden Aksoy şöyle konuştu: "Güney Kore’den Tayvan’a, Brezilya’ya kadar sinema salonlarında gösterimi satıldı. Şu...
EMOJİLE

Filmin 6 milyonu aşan izleyicisine karşın hala kar etmediğini kaydeden Aksoy şöyle konuştu: "Güney Kore’den Tayvan’a, Brezilya’ya kadar sinema salonlarında gösterimi satıldı. Şu an Araplarla görüşüyorum. Onlarla pazarlık zor biliyorsunuz ama sonuç olarak 26 ülkeye gösterim haklarını verdik. Televizyon ve Home Video haklarını 40 küsur ülkeye satacağız. Yunan halkı bu filmin orada gösterilmesi konusunda bir girişimde bulunmadı, istemediler. Dünyanın her yerinde radikaller vardır. Yunanlıları anlıyorum tarihteki en büyük yenilgileridir bu. Bizim filmde şiddet var diye 16 yaş sınırı koydu Almanya. Oysa 300 Spartalı’ya 11 yaş sınırı koymuşlardı. Bu yaklaşımları ilginçti açıkçası…"

Yurt dışı rakamıyla gişe 6 milyon 750

Altı haftanın sonunda 6 milyon 200 bin kişi. Yurtdışı dâhil değil. Yurt dışı izleyicisiyle birlikte bu sayı 6 bin 750’dir. Fragmanı çıktıktan sonra bu kadar iş yapacağını bekledim. Fragmanın izlenme oranlarına ve yorumlarına bakınca Recep İvedik 2’yi geçeceğini ön görmüştüm. Ama 6- 7 milyon olur demedim.

Bu filmi 18,2 milyon dolara çektim

Ben bu filmi 17 milyon dolara çektim diye bir rakam telaffuz etmedim. Bir iki gazeteci özellikle Hollywood’da prodüktör olmak istiyorlar ki kendilerince yorum yapıyorlar. Kaça çıktığını seyreden görür. Ben bugüne kadar hiç bir filmimde söylemedim. Ama ilk defa bunu burada açıklayacağım, bu filmi 18,2 milyon dolar pazarlama giderleri dâhil çektim.

Dünya satışları bizi kara geçirecek

Dünya satışlarından sonra film kar edecek, öyle görünüyor. Türkiye de 6 milyon seyirciyle, henüz filmi kara geçirmedi. Doğal olarak. Türkiye içinde aşağı yukarı başa baş bir noktadayız. Dünya satışları kar olarak bize gelecek.

Kredi çekmek pek prodüktör tarzı değildir. Ben bu filmi arkadaşlarımdan borç alıp kredi çekip yaptım.

Ben elbette prodüktörüm ve hayatımı böyle kazanıyorum. Bu filmde çok prodüktör gibi davranmadım. Bu meblağlara film yapma fikri, caydırıcı olurdu. Kendi öz kaynaklarını kullanıp kredi çekmek, pek prodüktör tarzı değildir. Bu, görkem… bu işi yapacaksan eğer, bu bütçeyle yapmalısın diye sana emrediyor proje. Ben tarihimizin bu görkemli olaylarıyla çok gurur duyuyorum. Genç nesillerin öğrenmesini paylaşmasını istiyorum. Cumhuriyetle yeni bir nesil kurduk ama biz binlerce yıllık bir geçmişi olan bir kültürden geliyoruz. Biz koptuk tarihten, öğrenemedik, bilemedik. Bu paylaşımın çok önemli ve değerli olduğunu düşünüyorum. Yıllardır neden bu görkemli tarihimizin filmi yapılmaz diye kamuoyu tartışıyordu. Niye yapılmadığı açık. Yüksek teknoloji ve yüksek finansman gerektiriyor. 10 yıldır hayal ediyordum. Recep İvedik’ten tüm kazandıklarımı bu filme aktardığım gibi arkadaşlarımdan borç aldım, banka kredileri aldım ve öyle yaptım. Bu filmi Show Tv’ye sattım. 5 milyon TL’ye sattığım haberleri aşağı yukarı doğru bir rakamdır. Filmi bölüm bölüm yayınlama insiyatifini verdim kanala. Ama dizi yapılacaksa, benimle ilgisi yok.

Eleştirinin komedisini yaptılar

Film çok eleştirildi ama ben bir tek Yılmaz Özdil’e yanıt verdim. Birileri tabi sizi eleştirecektir, çünkü bir şeyler yapıyorsunuz. İnsaflı ve iyi niyetliyse ben zaten dikkate alırım. Bu filmle ilgili konuşmaların önemli kısmı olumluydu. Sinema eleştirmenleri ve köşe yazarları tarafından. Ben seyirciye film yapıyorum, 6 milyonun matematiksel rakamlarıyla ilgili değilim. Dört ayrı salonda izledim filmi seyirciyle. Filmlerden alıntı olduğunu söyleyenler için eleştirinin komedisi demek istiyorum. O dönemde öyle kuleyle saldırıyorsun diyorlar. O dönemde o var ve kuleyle saldırıyorsun. Ben bunu eleştiri yazısı olarak almıyorum. Elbette Osmanlıya ve Fatih Sultan Mehmet’e laf söyleyemeyecekler. Filmi değersizleştirme kıymetsizleştirme hareketiydi bu eleştiriler. Ama başarılı olamadılar. Kendi camiamdan da beni kutlayanlar tabi oldu. Bunların bazılarının samimi bazılarının formel telefonlar olduğunu biliyorum.

Amerikalılardan birlikte film yapma teklifi aldık

Çanakkale filmiyle ilgili karar vermedim. 15 gün içerisinde nelerle ilgileneceğimi açıklayacağım. Çanakkale filmi yapmam isteniyor. Ama bu iş biraz mundar oldu. Herkes Çanakkale filmi yapmanın peşinde. 5 yıllık planlarım içerisinde yeni Türk tarihi var, büyük prodüksiyonlar olacak. Büyük yapım gerçekleştirme şansımız çok fazla. Bu bir ilkti bunu yaptık ve gerçekten dünyada çok ses getirdi. Amerikan medyası dâhil film hakkında makaleler yazıldı. Amerikalı, Avustralyalı, Alman yapımcılardan teklif geliyor birlikte hangi filmi yapabiliriz diye sponsor olmak istiyorlar. Aksoy film olarak hayatımız çok daha kolaylaştırdı.

29 Mayıs’ta film için İstanbul’da bir gala yapacağım, oraya Amerika’dan dünya starlarını getireceğim ama çok büyük isimleri.

Galayı ilk İstanbul da yapmak istedim, onları buraya getireyim dedim. Yani Hollywood starlarını. Amerika’da filmi çok büyük dağıtımcılarla dağıtma fikirleri var. Bunu başarabilirsek bu düşündüğümüz şeyi çok daha görkemli yaparız. Gerçekleşmezse bu film 29 Mayıs’a kadar gösterimde olacak. 29 mayıs haftasında Amer ikadan insanları buraya getireceğim burada gala yapacağım. Ben daha büyük isimler daha büyük bir şey istiyorum. Benim derdim buraya Matt Dilon, Nick Nolte gelsin değil daha büyük bir şey olsun, meselenin kalbi neyse büyüklerle bir şeyler yapalım istedim. Onları getiririm, sorun değil ama ben daha büyük starları buraya getireceğim..

Fazıl karşıma gelip konuşsun

Fazıl Say ilk kendi geldi İstanbul senfonisini dinletti. Filminde kullanmak ister misin dedi. Güzel albüm ama film başka bir şey. Sonra kendisi bir şeyler yaptı. Ben de piyanoda bana dinlet dedim. O da piyanoda olmaz senfoni eşliğinde sana dinletirim dedi. Biz anlaşamadık el sıkışarak ayrıldık. Sonra kalkmış film müziklerini yapmaktan vazgeçtim diye yazmış. Benim yanıma gelsin söylesin bunu. Filmin izlediği kısmını olağanüstü beğendi zaten. Benim meselem bu değil. Sana piyanoda dinletemem ben orkestraya çaldıracağım şeyi dedi bende peki teşekkür ederim dedim. Hepsi bu.

Mehter takımı kullanmalıymışım

Mehter marşı kullanılmadığıyla ilgili yorumlar geldi. Sanat tarihçimiz bugün bilinen anlamda mehter olmadığını söyledi. Bende şimdi koysaydım keşke dedim. Çok fazla istek geldi. Şimdi koysam birileri de çıkar derki o zaman mehter yoktu. Gemilerin taşınma sahnesi için, o gemiler çok işlevsel gemiler değil. Filmde de söylemek istedim. Onlar işlevsiz gemiler. Top atıp bir yerleri yıkmıyorlar. Onları yan yana koyacak köprü yapacak askeri geçecek. Psikolojik savaş unsuru olarak kullanıyor bunu. Bizans’ın psikolojisi değişiyor zaten o gemileri görünce. Fatih’in İstanbul’a giriş sahnesi için napayım atıyla Ayasofya’ya gidişini mi çekseydim. Epik filmler için ortalama süreyi kullandım ben.. Gösterdiğimden çok fazlasını çektik aslında.

Oyuncu seçimlerimden çok memnunum

Tercih edilen popüler olmuş insanlarla çalışmamaktır. Popüler olmuş sürekli ekranda görünen insanların bu filmde yeri olmadığını düşünüyorum. Oyuncu seçiminden bende çok mutluyum. Ben burun konuşmalarını, estetik konuşmalarını yadırgamadım. Konuşulabilir. Benim için bir sakınca yok. Ben özen gösterdim kadın oyuncularda da özen gösterdim. Dilek için de silikonlu dediler. Nereden biliyorlar silikonlu olduklarını bilmiyorum. Devrim’in de burnunun estetikli olduğunu sanmıyorum. Çok da ilgilenmiyorum.

Vatan

  • Universitas terbaik Tapanuli
  • tutorial dan tips zeverix.com
  • https://insidesumatera.com/
  • https://prediksi-gopay178.com/
  • https://margasari.desa.id/
  • https://sendangkulon.desa.id/