Quentin Tarantino’nun beklenen filmi Soysuzlar Çetesi, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan çetrefilli bir öyküyü anlatıyor. Filmin yıldızı Brad Pitt, kurduğu ‘Soysuzlar Çetesi’ ile bulduğu her Nazi askerini öldürüyor. Hatta bazılarının kafa derilerini yüzüyor! Haftanın diğer filmleri, aksiyon yüklü ‘Gerilim Hattı’ ve sadece Beyoğlu Sineması’nda gösterilen O’Horten.
Soysuzlar Çetesi / Inglorious Basterds
Ünlü yönetmen Quentin Tarantino‘nun kamera arkasına geçtiği ”Soysuzlar Çetesi-Inglorious Basterds” seyirciyle buluştu.
Brad Pitt, Samuel L. Jackson, Diane Kruger, Melanie Laurent, Christoph Waltz, Eli Roth, Mike Myers ve B.J. Novak‘ın rol aldığı filmin senaryosu da Quentin Tarantino imzasını taşıyor. Alman işgali altındaki Fransa’da başlayan öykü şöyle gelişiyor:
Çok sevdiği ailesinin, Nazi Albay Hans Landa’nın (Christoph Waltz) tarafından katledilmesine tanıklık eden Shosanna Dreyfus (Melanie Laurent), katliamdan kıl payı kurtularak Paris’e kaçar. Orada sinema salonu sahibi ve işletmecisi olarak yeni bir kimlik edinir.
Aynı günlerde Avrupa’nın başka bir köşesinde Teğmen Aldo Raine (Brad Pitt), Yahudi askerler tarafından kurulan bir grubu, düşmana karşı misilleme yapma amacıyla organize etmektedir. Raine’ın grubu, Nazi Almanyası’nın önde gidenlerine zarar verme misyonunu üstlenmiştir. Bu amaçla, Alman sinema oyuncusu ve gizli ajan Bridget Von Hammersmark (Diane Kruger) ile işbirliği yaparlar.
Shasoanna’nın kendi intikamını alma planlarını yaptığı bir sinema salonunun çatısı altında hepsinin kaderleri kesişecektir.
Bent Hamer’ın yönettiği filmde Baard Owe, Espen Skjonberg, Githa Norby ile Bjorn Floberg oynuyor.
"Yumurtalar", "Factotum", "Mutfak Hikayeleri", "Güneşli Bir Gün" filmleriyle kendine has üslubunu ortaya koyan Norveçli yönetmen, film ile Cannes Film Festivali’nin ‘Belirli Bir Bakış‘ bölümüne konuk oldu. Filmin konusu kısaca şöyle:
Trenin mühendisi kendisini almaksızın istasyonu terk ettiği an, mühendis Odd Horten (Bard Owe), önünde uzanan geleceğin basılı zaman çizelgeleri ve iyi bilinen istasyonlar olmaksızın geçecek bir yolculuk olduğunu anlamıştır. O’Horten dakik bir demiryolu ağının bir parçası olarak yolculuk ettiği 40 yılın ardından emekli olmaya mecbur edilmiştir ve platform onun için artık güven dolu bir yer değildir. Düzenli ve yalnız varoluşu yerini olasılık dışı serüvenlerle ve şaşkınlık verici ikilemlerle dolu bir geleceğe bırakmak üzeredir: Horten uçakla seyahat edebilecek midir? Ödüllü teknesini eninde sonunda satacak mıdır? Peki nasıl kendisini bir çift yüksek topuklu kadın ayakkabısının içinde bulmuştur? Ya direksiyonda gözleri bağlı bir adamla yaptığı kabus gibi yolculuktan kurtulabilecek midir? Yaşlanmakta eğlenceli bir taraf olduğu test edilip onaylanmıştır ve gülümseyerek, yaşamı kendine özgü görkemiyle kucaklamayı başarmamız için ille de yaşlı Norveçliler olmamıza gerek yoktur. İnsanlık haline mükemmelce eğri bir açıdan bakan Bent Hammer bize sıcaklığın, bir doz melankolinin ve evrensel cazibenin sarmaladığı absürd bir manzara sunuyor…
Abel Ferry’nin yönettiği filmde Fanny Valette, Nicolas Giraud, Justin Blanckaert ile Raphael Lenglet oynuyor. Filmin konusu kısaca şöyle:
Bir grup arkadaş eğlenceli bir tırmanış yapmaya karar verir. Tırmanış rotası kapalı olsa da yollarına devam ederler. Göze aldıkları bu tırmanış, gittikçe daha riskli ve tehlikeli bir hal alır ve kazalar birbirini izler. Yolun kapalı olmasının bir nedeni vardır. Önce Fred kaybolur, ardından hava kararmaya başlar. Yolculuk korkunç bir kâbusa dönüşür.