Dünyanın en prestijli sinema ödülleri olarak kabul edilen Oscar’lara sayılı gün kaldı. Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından bu yıl 83’üncü kez dağıtılacak Oscar’lar pazar sabaha karşı Hollywood’daki Kodak Tiyatrosu’nda düzenlenen muhteşem bir törenle sahiplerini bulacak. Gecenin sunuculuğunu “En İyi Erkek Oyuncu” Oscar’ına aday olan James Franco ve Anne Hathaway üstlenecek.
151 aday 24 dalda dağıtılan Oscar’ları almak için birbirleriyle yarışacak. Her yıl yaklaşık milyonlarca kişiyi televizyonları başına kilitleyen tören öncesinde Oscar tarihine göz atmak istedik. Bu yazı dizisinde yüzlerce oyuncunun rüyasını süslemesine rağmen altın heykeli elinin tersiyle iten ünlü yıldızları, Oscar almak için şekilden şekile, kılıktan kılığa giren Hollywood yıldızlarını, sergilediği olağanüstü performansa rağmen ödül alamayan oyuncuları okuyacaksınız.
Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin dağıttığı Oscar’lar, Hollywood’daki Roosevelt Otel’de ilk törenin düzenlendiği 16 Mayıs 1929 tarihinden yıllar sonra film endüstrisinin en prestijli ödülü olarak kabul ediliyor.
Bette Davis’in biyografisine bakılırsa, adını ABD’li oyuncunun müzisyen olan ilk kocası Harmon Oscar Nelson’dan alan ödüller, reddeden az sayıda sanatçı hariç çoğu sinemacının rüyalarını süslüyor. Akademi’nin 5 bin 835 üyesinin oylarıyla belirlenen isimler, yaklaşık 200 ülkedeki milyonlarca televizyon seyircisinin önünde 34.3 santimetre yüksekliğinde ve 3.85 kilogram ağırlığındaki altın kaplama britanyum heykelciği alıyor.
30 SANİYEDE 1 MİLYON $
Onların mesleki başarısı kadar, 2010 yılında Akademi’nin 45 saniyeyle sınırladığı teşekkür konuşmalarında söyledikleri, kıyafetleri, takıları, törene kiminle geldikleri de gündem yaratıyor. “Bundan iyi reklam fırsatı olmaz” görüşünden yola çıkan modacılar sanatçıları giydirmek, mücevher firmaları takı vermek için birbiriyle yarışıyor.
Tüm dünyanın izlediği törende reklam vermek isteyenler 30 saniye için 1 milyon dolardan fazla parayı gözden çıkarıyor. Ancak bu pırıltılı tabloya dahil olmak istemeyen ve Oscar’ı reddedenler de yok değil. 1955’te “Rıhtımlar Üzerinde” filmiyle ilk Oscar’ını kazanan Marlon Brando, “Baba” filmindeki rolüyle aldığı ikinci Oscar’ını Kızılderililer için reddetti. Önceden ödülü almayacağını açıklamayan usta oyuncu, 27 Mart 1973’te düzenlenen 45’inci törene kendisi gitmedi yerine 26 yaşındaki genç bir Kızılderili kadını gönderdi. Ödül anons edildiğinde sahneye Sacheen Littlefeather geldi ve Brando’nun ABD’nin Kızılderililere olan tavrını protesto etmek amacıyla heykelciği kabul etmediğini açıkladı.
SAHNEDE MEKTUBU OKUDU
Littlefeather, 60 saniyeden uzun konuşursa güvenlik tarafından dışarı çıkarılacağı konusunda uyarıldığı için Brando’nun kaleme aldığı mektubun bir bölümünü sahnede okudu ve süresi dolunca da basın odasında metni tamamladı. Mektupta şu ifadelere yer veriliyordu:
“200 yıl boyunca toprağı, yaşamı, ailesi ve özgür olma hakkı için savaşan yerli halka şöyle dedik: ‘İndir silahını arkadaş, gel beraber oturalım. İndirirsen eğer silahını arkadaş, barıştan söz ederiz senle, anlaşırız senin hayrına.’ Silahlarını indirdiklerinde ise onları katlettik. Onlara yalan söyledik.”
Kızılderili Sacheen Littlefeather törende mektubu okudu.
ALTIN HEYKELİ İLK REDDEDEN BİR YAZARDI
Oscar’ı ilk reddeden kişi bir yazardı. Dudley Nichols, 1935 yılında “The Informer” adlı filmin senaryosuyla kazandığı Oscar’ı kabul etmedi. Nichols’ın ödülü reddetmesinin nedeni Yazarlar Birliği’nin grevde olmasıydı. Oscar’ı reddeden isimlerden biri de ABD’li oyuncu George Campbell Scott oldu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan Ordusu’nun önde gelen komutanlarından biri olan General George Smith Patton’ı canlandırdığı 1970 yapımı “Patton” filmindeki rolüyle Oscar’a layık görüldü. Ancak Scott, Akademi’ye bir mektup göndererek ödülü reddettiğini bildirdi. General hakkında yazılan her şeyi okuyup onu tanıyanlarla konuşarak rolüne hazırlanan Scott mektubunda, “Diğer aktörlerle rekabet içindeymişim gibi hissetmiyorum. Kimseyle rekabet etmiyorum. Bütün bunlar kahrolası bir geçit töreninden başka bir şey değil ve ben bunun bir parçası olmak istemiyorum” diye yazdı.
HT/ SEÇİL TÜRESAY