Kendi kurguladığı Yanlış Anlaşılan Tarih Serisi’nin ilk oyunu olan Eskitilmiş Kılıç’ta II. Abdülhamid Han’ın yaşadıklarını insanlara en doğru şekliyle anlatmak niyetinde.
Eğitimini bambaşka bir alan üzerine alsa da hayatını tiyatro eksenli yaşayan bir genç Mustafa Akif Ekşi. 28 yıllık yaşantısına onlarca tiyatro senaryosu sığdırmış, kısa filmler kaleme almış. İlk oyunculuk deneyimini de Yavuz Sultan Selim Han’ı canlandırarak yaşamış.
Tiyatroyu, tarihimizi doğru bir şekilde aktarmaya vesile kılan genç senarist ve oyuncu bugünlerde farklı bir projenin heyecanı içinde: Yanlış Anlaşılan Tarih Serisi. Kendi tabiriyle bir "acaba" sorusunun cevabını aramakla çıkmış yola. Serinin ilk oyunu da acabaları en çok içinde barındıran II. Abdülhamid Han dönemi. Oyunun adı Eskitilmiş Kılıç…
Senarist Mustafa Akif Ekşi, yönetmen Seyit Demir ve Abdülhamid Han’ı canlandıracak oyuncu Seyfullah Kartal ile Eskitilmiş Kılıç ve Yanlış Anlaşılan Tarih Serisi’ni konuştuk. Ekibin samimiyeti ve çalışmalarına inançları takdire şayan.
Amaçları sanatsal değil. Beklentileri "Oyun harikaydı, oyunculuklar çok güzeldi, dekor mükemmeldi" gibi övgülerden çok öte. İnsanlara tarihi konularda "Vay be, gerçekten böyle mi olmuş!" dedirtebilmek niyetleri.
Bunu yaparken leyhtar, ya da aleyhtar olmadıklarını özellikle belirtiyorlar. "Biz ne küfreden, ne de Abdülhamid Han ne yaptıysa doğrudur diyen taraftayız. Ben okuduğum kısımlarda sadece Abdülhamid Han’ın içimi acıtan, ama aynı zamanda da nasıl dirayetli bir yapıda olduğunu gösteren kısımlarını inceledim." diyor senarist Ekşi.
93 Harbi ile başlayan oyun, Sultan’ın vefatı ile sonlanıyor. Oyunda Abdülhamit Han döneminde cereyan eden ancak günümüzde dahi anlaşılamamış pek çok konuya değiniliyor:
Suriye ve Hicaz bölgelerine su götürecek kanalları kapattırması, Jön Türklerle olan diyaloğu, Filistin ve toprak meselesi, Selanik sürgünü ve şahsi servetini vermek istememesi… En önemlisi de bunlar aktarılırken siyasetin kişiliğine nasıl yansıdığı değil de kişiliğinin siyasete nasıl yansıdığının ön plana çıkarılması. Oyunda ayrıca Abdülhamit Han tartışmaları günümüz siyaseti ile paralel olarak kurgulanmış.
İlk iki sahne türbede…
Abdülhamit Han dönemine özel bir ilgisinin olduğunu her fırsatta yineliyor Mustafa Akif Ekşi. Eskitilmiş Kılıç’ın yazma süreci birkaç ay sürse de hazırlığının uzun bir geçmişi var.
Necip Fazıl Kısakürek, Kadir Mısıroğlu, Mustafa Armağan, Mustafa Turan gibi tarihçi ve yazarlara ait onlarca kaynaktan beslenmiş. Oyunun ilk sahnesini ise Abdülhamit Han’ın türbesinde yazmış. Yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Yazmaya karar verdiğimde türbeye gittim. İcazet almadan başlamak istemedim. ‘Sultanım müsaade edersen oyunu yazmaya başlıyorum. Etmezsen zaten bir şekilde bir sıkıntı olur ve yazamam.’ dedim. Oracıkta hemen başladım. İlk iki sahneyi türbenin bahçesinde tamamladım. Bitirdikten sonra da teşekküre gittim."
Seri bundan sonra diğer padişahların hayatlarıyla devam edecek. Abdülhamit Han ile ilgili araştırma sürecinde amcası Sultan Abdülaziz’i de daha yakından tanıma fırsatı olduğunu, çok etkilendiğini anlatıyor Ekşi. Söylediklerine bakılırsa Abdülhamit Han’dan sonra amcası Abdülaziz’i göreceğiz sahnelerinde.
Eleştiriler etkilemiyor, ben dedemin oyununu yapıyorum
Oyun, sponsor çalışmaları tamamlanırsa ekim ayından itibaren İstanbul’da sergilenecek. Sonrasında da tarihi motiflerle süslenmiş, sağında ve solunda büyük Abdülhamit Han fotoğrafları olan, Abdülhamit isimli bir tır ile Anadolu turnesi hedefleniyor.
Şu an okumaları yapılan oyundan ve projeden haberdar olanların tepkileri haliyle bazen moral bozucu: "Bu size çok sıkıntı çıkarır, Abdülhamit Han’ı sizin kadar iyi bilen yok mu? Bu ülkede onlarca tarihçi var, tiyatrocu, senarist var, bugüne kadar yapılmadıysa bir sıkıntı vardır…" Ama onlar tabiri caizse başlarına geleceklerin de farkında. İyisiyle kötüsüyle bu sürece ‘Eyvallah’ demişler. Eleştirilere kulak tıkadıklarını anlatan Mustafa Akif Ekşi "Bunlar beni ilgilendirmiyor. Ben Abdülhamit Han’ın torunuyum ve dedemin oyununu yapıyorum. Destek olan büyüklerimizde oldu, ‘bu işe kalkışmayın’ diyenler de. Biz burada mükâfat peşinde değiliz. Bir vebalden kurtulmanın peşindeyiz. Elimizden geleni yaptık ve Osmanlı Hanedan’ını yanımıza aldık." diyor.
Perde açıldığında rol yapanları görmeyeceksiniz
Seyit Demir (Yönetmen): Bu grubun bir araya gelmesi tesadüf değil bence. Senaryoyu okuduğumdan beri herkesin inanılmaz heyecanlı olduğunu gözlemliyorum. Bazı sahnelerde gözlerimiz doldu, hatta ağladık. Böyle bir projede yönetmen sıfatıyla bulunmak benim için tiyatroyla geçen 16 yılın başına dönüp yeniden başlamak gibi bir şey. Hiçbir kaygım yok. Senaristimizin kalemi çok sağlam. Oyuncularımız da öyle. Zaten perde açıldığında oyunculuk ya da rol yapanları görmeyeceksiniz. Yaşanmışlık ve hisler orada olacak.
Abdülhamid olmak heyecan verici!
Seyfullah Kartal (Oyuncu): Projenin içinde olmak bir onur. Heyecanı var, sorumluluğu var. Abdülhamit Han gibi bir sultanın kimliğine bürünmek, onu güzel bir şekilde sahneleyebilmek zor. Ama bir yandan da kolay. Onun duasıyla, himmetiyle ummadığımız işler yapacağımıza inanıyorum. Bugün milli manevî değerlerden uzak, dedelerinden kopuk bir nesil yetişiyor maalesef. Bu işle atalarını tanıyan nesillere vesile olursak ne mutlu…
Zaman