Londra’da yaşayan Prenses Besma Bint Suud Bin Abdülaziz, BBC’ye ülkesinde pekçok değişiklik istediğini, ancak kadınların araba kullanmasına izin vermek için doğru zamanı beklemek gerektiğini anlattı.
Kral Suud’un, Suudi Arabistan’ın eski kralının kızıyım. Babam ülkede kadınlar için ilk üniversiteyi kurdu, köleliğe son verdi ve kral ile başbakan makamlarını birbirinden ayıran bir meşrutiyet yönetimi kurmaya çalıştı. Ancak üzülerek söylüyorum ki sevgili ülkemde, bu adımlarla yeşeren umutlar bugün suya düşmüş durumda.
Gurur duyduğum köklü kültürümüz, asaleti ve cömertliği ile ünlüdür. Ama bizim, toplumu yönetecek temel medeni kanunlara ihtiyacımız var.
Bir evlat, kızkardeş, (eski) eş, anne, iş kadını ve faal gazeteci olarak Suudi Arabistan’da değişmesini istediğim şeyler şunlar:
1. Anayasa
Tüm erkek ve kadınlara hukuk nezdinde eşit muamele yapan, ama aynı zamanda medeni kanunlarımıza ve siyasi kültürümüze rehberlik eden bir anayasa görmek istiyorum.
Örneğin bugün Suudi mahkemelerinde bütün kararlar, yargıcın mübarek Kuran’ı nasıl yorumladığına dayanarak alınıyor. Yorum tamamen o yargıcın kişisel görüşlerine ve yetiştirilme tarzına göre yapılıyor. Genelgeçer ilkelere veya ona yol gösterecek, yazılı bir anayasaya göre değil.
Ben burada Batılı bir sisteme geçiş çağrısı yapmıyorum; o sistemin bizim ihtiyaçlarımıza ve kültürümüze uyarlanmasını istiyorum. Yani anayasamız, Kuran’ın felsefesinden ilham alsın, değişmez ilkeleri olsun ve şu anda olduğu gibi yargıçların kişisel kaprislerine kalmasın.
Bu anayasa özellikle cinsiyetine, konumuna ya da mezhebine bakılmaksızın her vatandaşın temel insan haklarını korusun. Herkes yasanın önünde eşit olsun.
2. Boşanma hukuku
Şu anki boşanma yasalarının suistimal içerdiğine gönülden inanıyorum.
Bugün Suudi Arabistan’da bir kadın yalnızca onbinlerce dolar ödediğinde ya da boşanma sebebine bizzat tanık olan birini bulduğunda boşanabiliyor – boşanma sebepleri genelde evliliğin dört duvarı arasında kalacak cinsten olduğuna göre bu, yerine getirilmesi imkansız bir koşul.
Bir kadını boşanmaktan caydırmanın bir başka yolu da, altı yaş üstündeki çocukların velayetinin otomatik olarak babaya verilmesi.
Bu durum, yasalarımıza temel oluşturan Kuran’a tamamen aykırıdır.
Kuran kadına "uzlaşması imkansız farklılıkları" sebep göstererek boşanma hakkı verir.
3. Eğitim sisteminin yenilenmesi
Suudi Arabistan’da bugün kadınların gördüğü muamele çocuklarımızın, kız ve erkek çocuklarımızın, okulda aldığı eğitimin bir sonucu.
Müfredatın içeriği son derece tehlikeli. Öncelikle, gençlerimize kadının toplumdaki konumunun daha aşağı olduğu öğretiliyor. Rolü yalnızca ailesine hizmet etmekten ve çocuk yetiştirmekten ibaret.
Hatta bir kadın Allah’tan başkasına tapınacaksa, bunun kocası olması gerektiği öğretiliyor; "kocasının ihtiyaçlarına biat etmezse meleklerin onu lanetleyeceği" söyleniyor.
Kızların spor derslerine katılmasına da izin verilmiyor. Bu, Kuran’ın tamamen yanlış yorumlanmasının bir sonucu. Ben bu ideolojilerin kadınları suistimal ettiğine inanıyorum.
Bunun dışında eğitim sistemimiz genelde yalnızca hadis, fıkıh ve tefsir gibi dini konulara ağırlık veriyor. "Eğitimin kendisi, dinden başka herhangi birşeyi öğrenmek seni cennete götürmez, dolayısıyla vakit kaybıdır" anlayışı hakim.
Ben dini eğitimin İslam’ın gerçek ahlakına temel olan Kuran ve sünnetle sınırlanmasını istiyorum. Gerisi en tehlikeli türünden, körlemesine bir ezbercilikten ibarettir. Gençlerimizi teröre ve Kuran’ın asıl anlamını suistimal etmeye iten köktenci ideolojilere açık hale getirir.
Gençlerimizin dimağını (hadis, fıkıh ve tefsirde bulunan cinsten) kaynağı belirsiz alıntıları ezberleterek harcayacağımız yere, özgür düşünmelerini, yenilikler yapmalarını ve toplumumuzun iyiye gitmesi için çaba harcamalarını teşvik etmeliyiz.
İslam’ın ilk yılları yaratıcılığın zirveye ulaştığı yıllardı. Ulema bilimde, edebiyatta büyük başarılar kaydederdi. Dinimiz, ardına saklandığımız bir kalkan değil, bize yenilikler yapma, çevremize katkıda bulunma ilhamı veren bir güç olmalı. İslam’ın asıl ruhu budur.
4. Sosyal hizmetlerde kökten reform
Sosyal Hizmetler Bakanlığı kadınları korumak yerine, onlara yapılan zulme göz yumuyor. Kadınların gidebileceği tek sığınma evleri, devlete ait olanlar. Buralarda da kadınlara sürekli olarak, koruma isteyerek ailelerini utandırdıkları mesajı veriliyor.
Eğer güçlü ailelerden geliyorlarsa, güçlü aile reisinin gazabından korkularak derhal geri gönderiliyorlar. Bu yüzden evlerine yollanan pekçok eğitimli kadının, doktorların, bilim adamlarının intihar ettiğine tanık olduk.
Bize kadın haklarının korunacağı, aile geleneklerini aşacak güçte, kadınları koruyabilecek yasarla desteklenen bağımsız kadın sığınma evleri lazım.
Sosyal Hizmetler Bakanlığı kadın haklarını suistimal etmekle kalmıyor; ülkede yoksulluğun bu derece yaygın olmasının sebeplerinden birini oluşturuyor.
Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olsak da, sistemin şeffaflıktan yoksun ve yolsuzluklarla dolu olması yüzünden halkımızın yarıdan fazlası yoksul ve muhtaç durumda.
5. Mahremin rolü
Suudi Arabistan’da kadınlar, yanlarında Mahrem adı verilen bir eşlikçi olmadan sokağa çıkamıyor, hiçbir yere gidemiyor. Mahrem genelde bir erkek akraba oluyor.
Peygamber’in zamanında kadınlara bir erkek eşlik ederdi ama o dönemde Arabistan eşkiyalarla dolu bir çöldü.
Bugün bu yasanın tek varlık amacı, kadınların seyahat özgürlüğünü kısıtlamaktır. Kadınlara çocuk muamelesi yapmakla kalmayıp, onları yok yere erkeklerine ve topluma yük haline getirmektedir.
6. Otomobil kullanma
Bugün Suudi Arabistan’da kadınların otomobil kullanması yasak.
Batılı gözlemcileri en fazla endişelendiren yasak bu olsa da, ilk beş maddemi okuduktan sonra umarım siz de önce daha temel hakları almamız gerektiği konusunda hemfikir olacaksınız.
Ben kesinlikle kadınların şoförlük yapmasından yanayım ama bu kanunu değiştirmek için doğru zamanda olduğumuza inanmıyorum.
Eğer şu anda bir kadın otomobil kullanırsa, ders vermek isteyen birileri onu durdurabilir, taciz edebilir, dövebilir, hatta daha kötüsünü yapabilir.
Bu nedenle eğitim seviyemiz yükselene kadar ya da bizi bu tür çılgınlıklardan koruyacak kanunlar çıkana kadar kadınların araba kullanmasına karşıyım. Aksi halde aşırılık yanlılarının eline, bizi suistimal edecek bir koz daha vermiş oluruz.
Biz taciz edildiğimizde, İslam dünyasına dönüp "Bakın kadınlar araba kullandığında neler oluyor. Tazice uğruyorlar, dayak yiyorlar" derler ve kadınları kontrol etmek için daha sert kanunlar çıkarılmasını isterler.
Biz bunu göze alamayız. Bu adımı atmadan önce yasalarda ve kadına yaklaşımlarında kökten değişiklik gerekiyor.
Suudi Arabistan’a gereken, tüm vatandaşları için geçerli olacak haklar ve özgürlükler. Kadın hakları da bunlardan doğacaktır.
BBC Türkçe