Ukrayna’nın doğusunda ordu ile Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında yaşanan olaylar, ülke sporunu olumsuz yönde etkiledi.
Yaşanan karışıklık ülkenin doğusunda günlük yaşamı büyük ölçüde etkilerken, futbol ve basketbol başta olmak üzere birçok spor dalında istikrarsızlığa yol açtı. Son yıllarda yapılan yatırımlarla aşama kaydeden Ukrayna sporu, ülkedeki iç savaşın etkisiyle ivme kaybetti.
Ülkede düzenlenmesi planlanan 2015 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın evsahipliği Ukrayna’dan alındı. Donetsk ve Lugansk kentlerinin futbol takımları, maçlarını ülkenin batısındaki farklı şehirlerde oynamak zorunda kaldı. Olaylardan en fazla etkilenen kentlerden Donetsk’in futbol takımlarından Shakhtar Donetsk’in stadı ve antrenman tesisleri, yaşanan patlamalar nedeniyle büyük hasar gördü, kulübün kent merkezindeki ofisi, silahlı kişilerce işgal edildi.
Ukrayna ile Rusya arasında ihtilafa neden olan Kırım yarımadasında bulunan 3 futbol takımı Rusya ligine katıldı, ancak UEFA Rusya’nın bu kararını tanımadığını açıkladı.
EuroBasket 2015 evsahipliği Ukrayna’dan alındı
Ukrayna’daki olaylar, tesis inşaatlarının aksamasına yol açtı ve büyük spor organizasyonlarının ülkede düzenlenmesine engel oldu.
Kiev Belediyesi, zorlu siyasi durum ve mali kaynakların tasarruf edilmesi çerçevesinde 2015 Erkekler Avrupa Basketbol Şampiyonası (EuroBasket 2015) için başkentte kurulması öngörülen tesislerin inşaatını iptal etti.
FIBA Avrupa Yönetim Kurulu, EuroBasket 2015’in Ukrayna’daki ekonomik ve siyasi sorunlardan kaynaklanan istikrarsızlık ve güvenlik problemleri nedeniyle Ukrayna yerine başka bir ülkede düzenleneceğini açıkladı. Şampiyonaya evsahipliği yapması beklenen ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. FIBA’nın EuroBasket 2015’e evsahipliği yapacak ülke ya da ülkeleri 8 Eylül’de açıklaması bekleniyor.
Shakhtar Donetsk’in stadı ve tesisleri, ülkede yaşanan çatışmalardan zarar gördü.
İki ayrı günde Donetsk ekibinin stadı Donbass Arena’ya ve antrenman tesislerine isabet eden top mermileri, maddi hasara yol açtı. Patlamalar sonucunda Donbass Arena’nın kuzeybatı cephesi, iletişim altyapısı, park ve enerji merkezi zarar gördü. Kirsha isimli antrenman tesisleri içerisinde bulunan binalarda ise oyuncuların dinlenme odası ve spor salonu kullanılmaz hale geldi. Patlamalar sonucunda büyük maddi hasar meydana gelmesine rağmen kulüp çalışanları zarar görmedi.
Kulübün kent merkezindeki Lenin Meydanı’nda bulunan ofisi ise dün akşam çok sayıda silahlı kişi tarafından işgal edildi. Olayla ilgili araştırma sürüyor.
Futbol takımları sahalarından uzak kaldı
Olayların yaşandığı Donetsk ve Lugansk kentlerinin futbol takımları Shakhtar Donetsk, Metalurg Donetsk, Olimpik Donetsk, Zorya Lugansk ve Illichivets Mariupol, maçlarını ülkenin batısındaki farklı şehirlerde oynuyor.
Shakhtar Donetsk, maçlarını Lviv’de oynamayı tercih ederken, Metalurg Donetsk ve Olimpik Donetsk, Kiev’de, Zorya Lugansk ise Zaporizhya’da mücadele ediyor. Illichivets Mariupol ise evsahibi olduğu haftalarda rakip takımların sahasına konuk oluyor.
Rumen teknik adam Mircea Lucescu’nun çalıştırdığı ve bu sezon statları Donbass Arena’dan uzak kalan son 5 yılın şampiyonu Shakhtar Donetsk’te, bazı oyucular ülkeye dönmek istemedi. Sezon öncesi Fransa’da Olympique Lyon ile oynanan hazırlık maçının ardından Facundo Ferreyra, Alex Teixeira, Dentinho, Douglas Costa, Ismaily ve Fred, Ukrayna’ya dönmeyi reddetse de bu kriz çabuk atlatıldı. Bu isimlerden yalnızca Arjantinli golcü Ferreyra takımdan ayrılmayı tercih etti. Ferreyra, İngiltere Premier Lig ekibi Newcastle United’a kiralanırken, diğer futbolcular bir süre sonra takıma katıldı.
Yaşanan çalkantılı dönemi saha sonuçlarına yansıtmayan Shakhtar Donetsk, Ukrayna Süper Kupası’nda Dinamo Kiev’i 2-0 mağlup ederek sezona kupayla başladı. Ligde 5’te 5 yaparak fire vermeyen Lucescu’nun öğrencileri, Metalurg Zaporizhya’yı 2-0, Vorskla Poltava’yı 2-1, Metalist Kharkiv’i 1-0, Olimpik Donetsk’i 5-0 ve Illichivets Mariupol’u 3-0’lık skorlarla geçti. Ligde 5 hafta sonunda 15 puan toplayan Shakhtar Donetsk liderlikte yer alıyor.
Sahalarından uzak kalan diğer ekipler, Shakhtar Donetsk’in aksine bölgedeki olaylardan oldukça etkilendi. Beş hafta sonunda Illichivets Mariupol’un galibiyetsiz son sırada yer aldığı Ukrayna Premier Ligi’nde Metalurg Donetsk ve Zorya Lugansk birer galibiyet alabildi. İki galibiyet, bir beraberliği bulunan Olimpik Donetsk ve Metalurg Zaporizhya ise 7 puan toplayabildi.
Kırım yarımadasının futbol takımları Rusya liginde
Ukrayna’dan tek taraflı bağımsızlık ilan ederek Rusya’ya bağlanma anlaşması imzalayan Kırım yönetimine bağlı 3 futbol takımı, bu sezon Rusya liginde mücadele ediyor.
Kırım yarımadasındaki SKChF Sevastopol, Zhemchuzhina Yalta ve Tavria Simferopol Rusya 2. Futbol Ligi’ne katıldı. Ukrayna Futbol Federasyonu ise Ukrayna’nın kendi bölgesi olarak iddia ettiği bir bölgede Rusya’nın böyle bir hakka sahip olamayacağını savunarak FIFA ve UEFA’ya itirazda bulundu. UEFA, Rusya Futbol Federasyonu’nun Kırım yönetimi altındaki bu takımların Rusya liginde oynayacağı yönünde aldığı kararı tanımadı.
Ukrayna ekipleri Avrupa kupası maçlarını Kiev’de oynuyor
Ukrayna takımları, güvenlik endişeleri nedeniyle UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi maçlarını alınan karar gereği başkent Kiev’de oynuyor.
Avrupa Ligi’nde Türkiye’yi temsil eden Trabzonspor’un grubunda yer alan Metalist Kharkiv, UEFA’nın bir karar değişikliğine gitmemesi durumunda, rakiplerini Kiev’de ağırlamaya devam edecek.
Metalist Kharkiv’in yanı sıra bir başka Ukrayna ekibi Dnipro da Avrupa kupası maçlarını Kiev’de oynamayı sürdürüyor.
Paraguay milli maç oynamayı reddetti
Paraguay ile Ukrayna arasında 3 Eylül Çarşamba günü Kiev’de oynanması planlanan hazırlık maçı iptal edildi.
Ülkedeki karışıklıklar nedeniyle güvenlik sorunlarını gerekçe gösteren Paraguay Futbol Federasyonu, Ukrayna’da maça çıkmayacaklarını açıkladı. Ukrayna bunun üzerine milli maç takvimine Moldova’yı ekledi.
Suriye’de savaş spora gölge düşürdü
Suriye’de Beşşar Esed’e bağlı ordu birliklerinin çeşitli kentlerde muhaliflerle girdiği çatışmalar, hayatın her alanında olduğu gibi sportif faaliyetleri de sekteye uğrattı.
Uzun zamandır iç savaşın devam ettiği ülkede, milyonlarca kişi evlerini terk ederek komşu ülkelere yerleşirken, rejim güçleri tarafından katledilen yüzbinlerce insan arasında dünya şampiyonlarının da bulunduğu birçok sporcu yer alıyor.
Suriye İnsan Hakları Örgütü’nün (SNHR) yayımladığı rapora göre, Suriye’de rejimin düzenlediği saldırılarda 221 sporcu yaşamını yitirdi, 360’sı sakat kaldı. Aralarında engelliler masa tenisi Suriye şampiyonu Abdulhakim Karkuz, dünya güreş şampiyonu Subhi Saadu el-Abid, hentbol oyuncusu Ahmed Atıf er-Reca el-Mesalime, futbolcu Ukbe Aşur gibi sporcuların olduğu farklı spor dallarından 221 kişi hayatını kaybetti.
Sporculardan 6’sının işkence sonucu öldüğü ifade edildi. Dünya boks şampiyonu Nasır eş-Şami ve Suriye satranç şampiyonu Ranya Muhammed el-Abbasi’nin de aralarında bulunduğu 360 sporcunun maruz kaldıkları işkence ya da aldıkları kurşun yaraları nedeniyle sakat kaldığı belirtilen raporda, halen 36 sporcunun rejimin hapishanelerinde tutuklu bulunduğu kaydedildi.
Müsabakalar da savaştan nasibini aldı
Mart 2011 yılından bu yana devam eden iç savaş, ülkedeki spor müsabakalarını da doğrudan etkiledi.
Farklı spor dallarında milli takımlarını temsil eden sporcular, antrenman yapamadıkları için formdan düştü. Suriye içindeki müsabakalara katılamayan sporcuların bu durumu, yurt dışındaki organizasyonlara katılım düzeyini de doğrudan etkiledi.
El-Vahdet futbol takımının oyuncusu Eymen Kaşyit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savaşın başlamasıyla bazı bölgelerde lig maçlarına ara verildiğini, sporculardan bazılarının yaşadığı şehre geri döndüğünü, bazılarının da yurt dışına çıktığını ifade etti.
Rejimin kontrolündeki bölgelerde devam eden maçların, “her şeyin yolunda gittiği mesajını vermek ve rejimin imajını iyileştirmek” için yapıldığını belirten Kaşyit, bunun FIFA kurallarına aykırı olduğunu söyledi.
Kaşyit, ülkede yaşananlara karşı çıkan bazı sporcuların ise kariyerlerini sonlandırmak zorunda kaldığını da sözlerine ekledi.
Ordu spora el attı
Suriye’de ordu ve polis, kısıtlı ölçüde devam edebilen spor organizasyonlarını kontrolü altında tutuyor.
Suriye Premier Ligi’nde 12 kez şampiyonluk yaşayan ve lig tarihinin en başarılı takımı durumundaki El-Jaish’in yönetici kadrosu, aralarında general ve albayların bulunduğu ordu mensuplarından oluşuyor.
Aynı şekilde ordu generallerinden Mowaffak Joumaa, Suriye Olimpiyat Komitesi başkanlığını yürütüyor. Joumaa’nın Esed rejimine yakınlığı nedeniyle 2012 Londra Olimpiyat Oyunları sırasında İngiltere’ye girmesine izin verilmemişti.
Lübnan’da Özgür Suriye Milli Futbol Takımı kuruldu
Eski profesyonel futbolculardan oluşan Suriyeli bir grup mülteci, iltica ettikleri Lübnan’da Özgür Suriye Milli Takımı’nı kurdu.
İç savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli futbolcular, ülkelerinde yönetimin değişmesi durumunda uluslararası alanda milli takımlarını temsil etmenin hayallerini kuruyor. Lübnan’da kendilerine futbol sayesinde yeni bir hayat kuran Suriyeliler, sporu özgürlüğe açılan bir kapı olarak görüyor.
Mülteci kamplarında futbol
Farklı ülkelerde mülteci kamplarında hayatlarını sürdüren Suriyeliler, futbolun birleştirici gücüne inanıyor.
Ürdün ile Suriye sınırında bulunan Mafrak şehrindeki sığınmacılar için de futbol büyük bir anlam taşıyor. Suriye sınırına 12 kilometre uzaklıktaki Zaatari kampındaki savaşın getirdiği olumsuz hava, futbol vasıtasıyla bir nebze olsun yüzleri güldürüyor ve halka umut olmaya devam ediyor.
Irak’ta savaşın spora etkisi
Savaşın sürdüğü bir diğer Ortadoğu ülkesi Irak’ta da Suriye’ye benzer bir durum söz konusu.
Dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahip Irak’ta, yıllardır savaşın sebep olduğu olumsuzlukların etkisi yaşanıyor. Savaşın yarattığı istikrarsızlık nedeniyle halkın sporla ilişkisi gitgide zayıflıyor. Profesyonel olarak spor yapmanın oldukça güç hale geldiği Irak’ta, amatör şekilde sporla uğraşanlar ise savaşın izlerini bu şekilde silmeye çalışıyor.
Irak’ta yıllardır süre gelen savaş ortamı, sportif faaliyetlere katılımın giderek azalmasına yol açtı.
Savaşın getirdiği olumsuz psikolojinin yanı sıra çalışmalarını zor şartlar altında sürdürebildikleri için milli düzeyde ülkeyi temsil edebilecek sporcuların sayısında azalma görüldü. Son olarak 2014 Asya Oyunları’na hazırlanan 21 Yaş Altı Irak Milli Futbol Takımı, Güney Kore’nin Incheon kentindeki organizasyon öncesi kadro oluşturmakta zorlanıyor. 19 Eylül’de başlayacak Asya Oyunları’nın hazırlıklarını sürdüren Irak Milli Takımı, Güney Kore’ye 12 kişilik kadrosuyla gidecek.
Irak’taki çatışmaları, aileleri ve arkadaşlarını arkalarında bırakarak ülkelerini temsil eden milli sporcular, başarılı olup sporun birleştirici gücünü kullanarak halka bu durumu bir nebze olsun unutturmaya çalışıyor.
Gençler spor yapmaya teşvik ediliyor
Irak’ta spor ve eğitim bakanlıklarının desteğiyle ülke genelinde spora olan ilginin canlı tutulması amaçlanıyor.
Geliştirilen program sayesinde farklı bölgelerdeki 50 okulda verilen eğitimle, gençlerin savaşın gölgesinde kalan ve ilginin azalmaya başladığı spor dallarında daha aktif rol oynaması planlanıyor.
Mısır ve Libya
Kuzey Afrika ülkeleri Mısır ve Libya’da 3 yıldır devam eden iç karışıklık ve istikrarsızlık, özellikle futbolun gelişimini sekteye uğratıyor.
Halkın yoğun protesto gösterilerinin ardından 32 yıllık iktidarını bırakmak zorunda kalan eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in 2011’de istifa etmesiyle başlayan, halk oylamasıyla 2012’de seçilen ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin sonraki yıl ordu darbesiyle devrilmesiyle ve yerine cumhurbaşkanlığına asker kökenli Abdulfettah es-Sisi’nin getirilmesiyle devam eden ülkedeki iç karışıklar ve istikrarsızlığın spor etkisi devam ediyor.
Mısır’da yaşanan en dramatik spor olayı, El Ehli ile El Masri arasında kıyı kenti Port Said Stadyumu’nda 1 Şubat 2012’de oynanan, onlarca kişinin ölümü ve binin üzerinde taraftarın yaralanmasıyla sonuçlanan karşılaşma ile hafızalara kazındı.
“Port Said Stadyumu faciası” olarak futbol tarihine geçen olayda, El Masri taraftarı maç öncesinde ve sonrasında sahaya girerek rakip takım futbolcularına saldırmıştı. Çıkan arbedede de en az 74 kişi yaşamını yitirmişti. Olayların başlamasına yol açan bir grup taraftar, Port Said Stadı’nı ateşe vermiş, bazıları ise stat dışında güvenlik güçleriyle çatışmıştı.
Facianın ardından Mısır Futbol Federasyonu’nun aldığı kararla 2011-12 Mısır Premier Lig’inin kalan maçları önce ertelendi ve ardından da iptal edildi.
“Futbol için kara bir gün”
FIFA Başkanı Sepp Blatter, olaya ilişkin yaptığı açıklamada, çok sayıda taraftarın ölmesi ve yaralanmasına çok üzüldüğünü belirterek, “Bu durum, futbol için kara bir gündür. Böyle bir felaket gerçekleşmemeli ve hatta hayal bile edilmemelidir” ifadesini kullanmıştı.
Mısır’ın en önemli siyasi oluşumlarından Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) ise olaylardan polisi ve orduyu sorumlu tutmuş, yaptıkları açıklamada, “Ülkede ciddi bir güvenlik sorunu var. Maç sonrası yaşanan olaylar, tamamen organize ve planlı eylemlerdir. Mübarek döneminden kalma üst düzey polis yetkilileri ve askerler, devrimi yapan halkı cezalandırıyor” değerlendirmesinde bulunmuşlardı.
21 kişiye idam cezası
26 Ocak 2013’te görülen davada Mısır mahkemesi, şiddet olaylarından suçlu bulduğu 21 mahkuma ölüm cezası verdi. Ölüm cezasına çarptırılanların aileleri, olaydan sorumlu tuttukları Mısır Silahlı Kuvvetleri Yüksek Konseyi’ni protesto eylemleri yapsa da sonuç değişmedi.
Güvenlik endişesi nedeniyle Kuzey Afrika ülkesinde 2012-13 sezonu da iptal edilirken, geçen yıl formatı değiştirilerek yeniden başlayan ve El Ehli’nin şampiyonluk sevinci yaşadığı lig karşılaşmalarında taraftarlar sezon boyunca stada alınmadı.
Darbe karşıtları futbol turnuvası düzenledi
Mısır’da darbe karşıtları, futbola duydukları özlemi 2013’ün yaz aylarında organize ettikleri “Meşruiyet Kupası” adlı yerel turnuva ile giderdi.
Futbolseverler, iptal edilen Mısır Premier Ligi’nin yerini, ülkede darbe karşıtı gösterilerin merkezi Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanlarında düzenlenen organizasyonla doldurmaya çalıştı.
Durum değişiyor
Yaşanan trajik facia nedeniyle Mısırlı futbolseverler her ne kadar tribünden takımlarını takip etme şansına uzun bir süre erişemese de son dönemlerde milli takım bazında yapılan uygulamalarla yaptırımlar hafifletildi.
İlk olarak Mısır Milli Takımı’nın 2014 Dünya Kupası elemelerinde evsahibi olduğu karşılaşmalarda tribünlerin dolmasına izin verilirken, Mısır’ın 2015 Afrika Uluslar Kupası elemelerinde de benzer bir iznin çıkması, taraftarları sevindirdi.
Mısır Futbol Federasyonu, geçen hafta aldığı kararla 2015 Afrika Uluslar Kupası elemeleri ikinci maçında G Grubu’nda Mısır ile Tunus arasında 10 Eylül’de oynanacak karşılaşmaya taraftarların alınacağını açıkladı.
İzin henüz tek bir maç için verilse de herhangi bir olayın yaşanmaması halinde Mısır’ın evinde oynayacağı elemelerin diğer karşılaşmalarında da bu durumun devam etmesi bekleniyor.
Mısır Premier Ligi bu sezon 18 Eylül’de başlayacak. Geçen sezon ligde yer alan takımların ikili gruplara ayrıldığı format, bu sezon yeniden 22 takımın tek bir yerde toplandığı ülkenin klasik sistemine dönecek. Federasyon, karşılaşmalara taraftarların yeniden alınıp alınmayacağı konusunda ise henüz bilgi vermedi.
Mısır’da sezonun ilk karşılaşmasında ülkenin en önemli takımlarından El Ehli ile Zamalek, 14 Eylül’de Süper Kupa mücadelesinde karşı karşıya gelecek.
Mısır Milli Takımı en başarısız dönemlerinden birini yaşıyor
Son yıllarda yaşanan siyasal istikrarsızlık, Afrika kıtasının en başarılı ülkeleri arasında yer alan Mısır Milli Takımı’nın performansını da olumsuz yönde etkiledi.
FIFA Dünya Kupası’na iki kez katılan ve turnuvada yer alma başarısını gösteren tek Arap ülkesi konumundaki Mısır, FIFA Konfederasyonlar Kupası’nda da ülkesini iki kez temsil etti.
Her iki yılda bir düzenlenen Afrika Uluslar Kupası’nı 2006, 2008 ve 2010’da üst üste olmak üzere toplam 7 kez kazanarak kıtasının en başarılı ülkesi haline gelen, FIFA dünya sıralamasında bir dönem 9’unculuğa kadar yükselerek dikkati çeken Mısır Milli Takımı, istikrarsızlığın başladığı son 3 yılda ise uluslararası arenada hiçbir varlık gösteremedi.
Mısır Milli Takımı’nın performansındaki düşüşün en önemli nedeninin, kadrosunda iki sezon iptal edilen Mısır Premier Ligi’nde oynayan birçok futbolcu bulundurması ve oyuncuların yeterince antrenman şansı bulamaması olduğu belirtiliyor.
Libya’da futbol organizasyonları iptal edildi
Bir diğer Kuzey Afrika ülkesi Libya’da da benzer sorunlar yaşanıyor. Muammer Kaddafi’nin 42 yıllık iktidarının devrilmesiyle sonuçlanan 17 Şubat 2011 devriminin ardından ülkede bazı silahlı gruplar ile orduya bağlı güçler arasında yaşanan çatışmalar, spor faaliyetlerinin yürütülmesini engelliyor.
İlk olarak 1963 yılında başlayan Libya Premier Ligi, iç savaşın ardından yaşanan güvenlik sorunu nedeniyle 2010-13 sezonları arasında iptal edildi. Üç yıllık aranın ardından yeni bir formatla geçen sezon tekrar başlayan ligi El Ehli Tripoli takımı şampiyon tamamladı.
Libya’da futbol ligleri yeniden başlaması, Kuzey Afrika ülkesinin daha önceden evsahipliği hakkını elde ettiği organizasyonların başka ülkelere kaptırmasını engelleyemedi.
Afrika Futbol Federasyonu (CAF) tarafından 23 Ağustos’ta yapılan açıklamada, 2017 Afrika Uluslar Kupası’na evsahipliği yapması planlanan Libya’da, güvenlik sorunlarının devam etmesi ve yeni bir stadın inşasının ertelenmesi nedeniyle turnuvanın ülkede gerçekleştirilemeyeceği belirtildi.
CAF, Libya’da düzenlenmesi beklenen 2013 Afrika Uluslar Kupası’nı da aynı nedenleri gerekçe göstererek iptal etmiş ve evsahibi ülke Güney Afrika olmuştu.
Libya Milli Takımı pes etmedi
Tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen Libya Milli Takımı, Kaddafi yönetiminin devrilmesinin ardından istikrarsız geçiş süreci yaşayan ülkeyi sokaklara dökmüştü. 1 Şubat’ta oynanan finalde Gana’yı penaltılarla yenerek 2014 Afrika Uluslar Kupası’nı kazanan Libya, önemli ve beklenmedik bir başarıya imza atmıştı.
Filistin’de zararın tahmini mümkün değil
İsrail’in Gazze’de neden olduğu acılar, hayatın her alanında olduğu gibi spora da gölge düşürdü. İsrail’in 51 gün süren Gazze saldırıları sırasında 32 sporcu hayatını kaybetti, onlarca spor tesisi zarar gördü.
İsrail saldırılarında hayatını kaybeden 2 bini aşkın Filistinliden ikisi henüz futbol kariyerlerinin başında olan 19 yaşındaki futbolcular Ahmed Muhammed el-Katar ile Uday Caber’di. İki gencin Gazze’de savaş karşıtı düzenlenen gösteride hayata gözlerini yummaları, aileleri kadar ülkede sporun gelişimi için çaba harcayanları da yasa boğdu.
Filistin tarihinin en iyi futbolcuları arasında gösterilen, teknik direktörlüğün yanı sıra gazetecilik de yapan 49 yaşındaki Ahid Zakkut da geçen ay İsrail askerlerinin açtığı ateş sırasında hasar gören evinde hayatını kaybetti. Ülkesi dışında birçok kulüpte futbol oynayan Zakkut, geçmişte Filistin Milli Takımı ile UEFA Başkanı Michel Platini’nin kaptanlığını yaptığı Fransa Milli Takımı arasında yapılan dostluk maçında da forma giymişti.
Filistin Futbol Federasyonu (PFF), ülkede savaşın yol açtığı yıkımın boyutlarının tam olarak tahmin edilemeyeceğini ve ölenlerin yanı sıra birçok sporcunun da yaralandığını vurguluyor.
Filistin Gençlik ve Spor Bakanlığı verilerine göre de saldırılar nedeniyle Gazze’de aralarında onlarca stadın bulunduğu 32 spor tesisi ile sporculara ait 500 ev hasar gördü.
Zararın tazmini için
Filistin, sportif açıdan maruz kaldığı saldırıların ardından yaşadığı maddi ve manevi zararın karşılanması amacıyla hakkını uluslararası hukuk zemininde arıyor. Filistin Futbol Federasyonu tarafından 2013’te yayımlanan tutanaklarda, İsrail’in Filistin sporuna uyguladığı 5 yıldaki ihlaller nedeniyle 100’ün üzerinde dava açıldı.
Bu davalar arasında, İsrail’in bombalamaları nedeniyle 6 sporcunun öldürülmesi, Mahmut el-Sarsak’ın dahil olduğu onlarcasının haksız yere tutuklanması gibi insan hakkını ihlal eden uygulamaların yanı sıra milli karşılaşmalar için inşa edilmiş Gazze’de bulunan Filistin Stadı’nın İsrail tarafından 2006 ve 2012’de bombalanması dosyaları da yer alıyor.
Ayrıca dosyalar arasında, tesis inşası projelerinin engellenmesi, Gazze Şeridi ve Batı Şeria liglerindeki 14 kulübün bombalanması veya harap edilmesi, aynı bölgede bulunan sporculara, antrenörler ve hakemlere uygulanan kısıtlamalar ile uluslararası turnuvalara katılımı engelleme gibi ihlaller bulunuyor.
Filistin Milli Takımı yoluna devam ediyor
Yaşanan tüm zorluklara rağmen FIFA tarafından 1998’den itibaren tanınmaya başlanan Filistin Milli Takımı, uluslararası arenada ülkesini başarıyla temsil etmeye devam ediyor.
FIFA ve UEFA’nın diplomatik çabaları ve çeşitli yaptırımları neticesinde İsrail’in Filistinli futbolculara uyguladığı yolculuk kısıtlamalarının son yıllarda azaltılmasının ardından Filistin Milli Futbol Takımı, sportif açıdan en önemli çıkışını bu yılın ilk yarısında gösterdi.
Mayıs ayında düzenlenen AFC Challenge Kupası’da şampiyon olarak gelecek yıl düzenlenecek Asya Kupası’na katılma hakkını elde eden Filistin, FIFA dünya sırlamasında da o dönem 94’üncülüğe kadar yükseldi.
İsrail ile Filistin arasında ateşkes anlaşması sağlansa da sportif başarı açısından yeniden atağa geçen Filistin Milli Takımı’nın uluslararası arenada turnuvalara katılıp katılmaması durumu belirsizliğini koruyor. Filistin’in programında, 2014 Filipinler Barış Kupası ile 2015 Asya Kupası bulunuyor.
Uluslararası futbol camiasından Filistin’e destek
İsrail’in Filistin’i işgali, uluslararası futbol camiasında da olumsuz tepkilere yol açtı. Mısır Milli Takımı ve El-Ehli futbol takımının eski oyuncusu Muhammed Ebu Terike, Arjantinli eski futbolcu Inter Kulübü Başkan Yardımcısı Javier Zanetti’nin hayata geçirdiği “Barış için Dinlerarası Maç”ta oynaması için yapılan daveti, “İsrail’in de organizasyonda temsil edileceği” gerekçesiyle reddetti.
Mısırlı futbolcunun söz konusu tepkisini, dünyaca ünlü futbolcuların katılması beklenen uluslararası dostluk maçında, Liverpool ve Chelsea takımlarında oynamış İsrailli futbolcu Yossi Benayoun’un da yer alması nedeniyle gösterdiği öne sürüldü.
Ebu Terike, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Papa I. Franciscus’dan barış için düzenlenen dostluk maçına dair davetiyenin fotoğrafını paylaşarak, “Bu, maç davetiyesinin fotoğrafı. Bu daveti, Siyonist varlık nedeniyle reddettim. Kusura bakmayın biz nesiller yetiştiriyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
İsrail’de spor etkinlikleri erteleniyor
Filistin’de büyük yıkımlara yol açan İsrail, güvenlik endişesi nedeniyle 8 Ağustos’ta başlaması planlanan futbol ligi de dahil ülkesinde yapılacak spor organizasyonlarının da iptal edilmesine yol açtı.
UEFA, temmuz ayında yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları nedeniyle bölgenin güvenli olmadığına, bu yüzden Avrupa kupalarında mücadele edecek İsrail kulüplerinin maçlarını ülke dışında oynamasına karar verdi.
İsrail’in 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası (Euro 2016) elemeleri kapsamında 9 Eylül’de Belçika ile Tel Aviv’de oynanması gereken maç da Gazze’deki durumun yol açtığı güvenlik sorunları nedeniyle 31 Mart 2015’e ertelendi.
Profesyonel Erkek Tenisçiler Birliği (ATP) de İsrail’de söz konusu güvenlik koşullarının yetersizliği nedeniyle eylülde yapılması planlanan Negev İsrail Açık Turnuvası’nın bu yıl düzenlenmeyeceğini açıklamıştı.
Normalde 23 Ağustos’da başlaması gereken İsrail 1. Futbol Ligi ise (Premier Lig) güvenlik sorunu nedeniyle ertelenmişti. Filistin ile yapılan ateşkesin ardından ligin yakın bir zaman içinde başlatılması bekleniyor.
Şampiyon takımın teknik direktöründen istifa
İsrail Premier Lig’in son şampiyonu Maccabi Tel Aviv’in İspanyol teknik direktörü Oscar Garcia da İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları nedeniyle bölgenin güvenli olmadığını gerekçe göstererek geçen hafta istifa etti.
Garcia, İsrail’in 7 Temmuz’dan bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar nedeniyle ülkedeki mevcut güvenlik koşullarının yeterli olmadığını ve yardımcıları Ruben Martinez ve Fran Sanchez ile görevlerinden ayrılma kararı aldıklarını belirtti. Maccabi Tel Aviv ise Garcia’nın yerine bir başka İspanyol teknik adam Pako Ayestaran’ı getirdi.
FIFA’dan İsrail’e gözetim
FIFA, haziran ayında kurduğu bağımsız bir komite ile İsrail’i gözetim altına almıştı. Filistinli oyuncuların ve yöneticilerin sporla ilgili faaliyetlerinin İsrail yönetimi tarafından kısıtlanması üzerine oluşturulan komite, ilk raporunu aralık ayında gönderecek.