Yenişafak gazetesi yazarı Taha Kılınç Ortadoğudaki olayların arka planındaki gizemli isim Muhammed Dahlan’ı böyle yazdı…
undan yaklaşık 6 yıl önce, Karadağ Başbakanı Milo Djukanovic parlamentoda yaptığı konuşmada, ülkeye büyük yatırımlar getirecek birinden söz ediyordu: “O bizim gerçek bir dostumuz. Bizimle Birleşik Arap Emirlikleri arasında köprü olacak ve onun bu bağlantıları sayesinde ülkemize ciddi yatırımlar yapılacak”. Djukanovic’in övgüyle bahsettiği bu kişi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın ezeli rakibi Muhammed Dahlan’dan başkası değildi. Djukanovic’in bizzat kefil olmasıyla, Dahlan ve eşi Celile’ye Karadağ vatandaşlığı verildi.
2013’te, Muhammed Dahlan’a övgüler yağdırma sırası bu defa Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vucic’teydi. Yine Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelecek milyonlarca doların hayaliyle, Sırplar da Dahlan’a vatandaşlık armağan etti. Dahlan, eşi ve 4 çocuğu Sırbistan vatandaşı oldular.
Muhammed Dahlan gerçekten de sözünü tuttu. Karadağ ve Sırbistan’a milyonlarca dolarlık yatırım yapılmasına aracılık etti. Bosna-Hersek de Dahlan’ın ilgi alanındaydı. Özellikle Arap turistlerin konaklaması için Saraybosna yakınlarında inşa edilmesi düşünülen dev sağlık-turizm kompleksinin projelendirilmesi de tümüyle Dahlan’ın fikriydi.
2011’de Fetih Hareketi’yle ilişkisi kesildikten sonra Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’ye yerleşen Muhammed Dahlan, Ortadoğu siyasi arenasının en aktif ve karanlık şahsiyetlerinden biri. Mahmud Abbas’tan sonra Filistin devlet başkanlığı için adı geçen Dahlan’ın, İsrail’le de oldukça sıcak ilişkiler geliştirdiği biliniyor. İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman ile Avrupa’da gizlice buluşup Filistin’in önümüzdeki dönemlerini istişare ettiği, Arap basınında gündeme getirilen ilginç bir ayrıntı. Ancak İsrailli yöneticilerin, Dahlan’ın Filistinliler nezdindeki kredisinin azalmaması için kendisine açıktan sıcak davranmadıkları belirtiliyor.
Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Ürdün’de basın-yayın organları ve haber siteleri satın alarak ciddi bir medya gücüne kavuşan Muhammed Dahlan hakkındaki en dikkate değer iddia, Filistin’in efsanevi lideri Yaser Arafat’ı zehirlettiğine dair ithamlar. Filistin liderliği koltuğuna oturabilmek için Arafat’ı öldürttüğünden kuşkulanılan Dahlan, bu suçlamayı elbette kabul etmiyor. Ancak Filistin’in iç siyasi dengelerini düşündüğümüzde, İsrail istihbaratıyla koordinasyon içinde böyle bir eylemin gerçekleştirilmiş olması akla yatkın bir ihtimal.
Muhammed Dahlan, 2013’te Mısır’da Muhammed Mursi’nin devrildiği askeri darbenin perde arkasındaki mimarlarından biri olarak da biliniyor. Güvenlik danışmanlığını yaptığı Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zâyed Âl-i Nahyan’ı Mursi’yi devirmeye ve Sisi’ye destek vermeye ikna edenin Dahlan olduğu kaydediliyor. Körfez’in Mısır’a yaptığı ekonomik ve askeri yardımların, basın-yayın yoluyla Mursi’nin ve Müslüman Kardeşler Teşkilâtı’nın itibarsızlaştırılması operasyonlarının arkasında hep Dahlan bulunuyor. Arap basınındaki Türkiye karşıtı yayınlar, El Arabiya başta olmak üzere önemli yayın organlarının her fırsatta Türkiye’yi karalaması da, büyük oranda Dahlan’ın etkisine ve yönlendirmesine bağlanıyor.
Dahlan, Mahmud Abbas’ın devrilmesi için de aktif şekilde çaba göstermeye devam ediyor. Filistin mahkemelerinde hakkında açılan yolsuzluk davalarını “Abbas’ın kendisini yok etme politikası” olarak yorumlayan Dahlan, Filistin siyasetine müdahil olma gayretlerini sürdürüyor. 1995-2000 yılları arasında Gazze’de güvenlik şefliği yaparken Hamas üyelerine karşı oldukça sert davranan, tutuklama ve işkence ile adını duyuran Dahlan, Hamas’a mesafeli dursa da, Abbas’ın Hâlid Meşal ve ekibine yanaşmaması için bütün gücünü kullanıyor. Dahlan’ın kendisini devirme planlarından haberdar olan Abbas ise, koltuğunu yitirmemek için Hamas’la yakınlaşıyor. Dahlan unsuru böylelikle, Filistin içinde sürekli bir gerilim konusu.
Suriye krizi de Dahlan’ın ilgilendiği konulardan biri. Suriyeli muhalif gruplarla Kahire’de sık sık bir araya geldiği belirtilen Dahlan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin Suriye konusunda geliştirdiği rejim yanlısı yeni duruşun da fikir babası. Sisi’ye, Suudi Arabistan’ı kızdırmak pahasına da olsa Beşşar Esed rejiminin desteklenmesi gerektiği düşüncesini benimseten Dahlan’ın, bölgesel gücü birkaç sene öncesine kadar epey zayıflayan Riyad yönetimine karşı adım atabilmesi noktasında Mısır tarafını cesaretlendirdiği söyleniyor.
Yatırımlarının bulunduğu Tunus’ta da siyasete müdahil olan Dahlan, ülkedeki siyasi grupların bir araya gelmesinde ve ulusal uzlaşının temininde kilit rolün kendisine ait olduğunu savunuyor. İşin içinde para olduğuna göre, Tunus yönetiminin Dahlan tarafından ikna edilmiş olma ihtimali, hiç de akla uzak görünmüyor.
Ortadoğu’nun mevcut dengeleri içinde, Muhammed Dahlan figürü, yakından ve dikkatle izlenmeyi hak ediyor. Özellikle Türkiye karşıtı (hatta düşmanı) damarın nerelerde ve nasıl güçlendiği merak ediliyorsa, Dahlan’ın ayak izleri titizlikle takip edilmeli.