Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘9 yıllık hayalim’ dediği şehir hastanelerine bir yenisi daha ekleniyor. MEGA kent İstanbul mega hastanelere evsahipliği yapacak. İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, 1 milyar TL’ye mal olacak ve 2015’in sonuna doğru açılması düşünülen İkitelli Sağlık Kampüsü’nden sonra, İstanbul’a yapılacak ikinci şehir hastanesinin de Sancaktepe’de inşaa edileceği müjdesini verdi. Sancaktepe’de açılacak ikinci şehir hastanesiyle ilgili konuşan Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, “Sancaktepe’de askeriyeye ait 4 milyon metrekarelik bir arazi bu iş için uygun bulundu. Görüşmelerde son aşamaya gelindi. Şimdi Milli Emlak’ın Genel Kurmay’a başka bir yer göstermesini bekliyoruz” dedi.
4 milyar TL’lik devasa arsa
İnşaatın taşınma işlemi bittikten sonra başlayacağını anlatan Dokucu şu bilgileri verdi: Bu yeni şehir hastanesinde bir ilk olacak ve hastaneye ait arazide havaalanı da bulunacak. Böylece Sağlık Bakanlığımızın ambulans uçakları da rahatça iniş yapabilecek, ayrıca yurt dışına yönelik sağlık turizmi için de bir üs haline gelecek.” Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, İstanbul’daki kamuya ait hastanelerin 2005 yılında 22 bin yatak kapasitesi olduğunu ancak koğuş sisteminden vazgeçilmesiyle birlikte bu sayının 15 binlere düştüğünü söyleyerek “Şehrin ihtiyacı olan sayı 30-35 binlerde. İkitelli’deki şehir hastanesi ile 2 bin 682 yatak daha bu sisteme eklenecek. Ancak asıl büyük atılım Sancaktepe’de inşaası düşünülen ikinci şehir hastanesi ile olacak. 3 bin 800 yataklı bu yeni hastaneler kampüsünde ağırlık, çocuk ve kadın doğum hastanelerine verilecek. Arazi sorunu çözüldü sayılır. Yangın uçaklarının durduğu bir alan var arazide. O kısım yine havaalanı olarak bırakılacak. Çok büyük bir arsa; ederi 4 milyar TL’yi buluyor. Toplam alanı 3 milyon metrekareyi bulacak” dedi. İkitelli Sağlık Kampüsü projesinde uluslararası bir tasarım ekibinin yer aldığını anlatan Dokucu, “Hastanenin planı DNA sarmalından esinlenerek yapıldı.İki ucu arası yaklaşık 2 kilometreyi buluyor. Bu alanda raylı sistem de çalışacak” diye konuştu.
PASTANEYLE DEĞİL MANAVLA ANLAŞIN
Başbakan’ın “Beyaz ekmeği sofralarınızdan kaldırın” sözleriyle gündeme gelen obeziteyle mücadele konusunda da uyarılarda bulunan Dokucu, “Hazır gıdalar, beyaz ekmek de dahil, yüksek miktarda tuz içeriyor. Tuz iştahı artıran bir unsur. Bu yaşam biçimindeki değişimin son 10 yıllık bilançosu, şişmanlığın ülkemizde iki katına çıkması. Bu nedenle Sayın Başbakan’ın bu çıkışını bir çocuk hekimi olarak yerinde ve haklı buluyorum” dedi. Ülkemizdeki ikram kültürünün de obezite için tetikleyici bir unsur olduğunu vurgulayan Dokucu, “Toplantı, misafir ağırlama gibi etkinliklerde cömertlik duygularımız coşuyor ve pastalar börekler sofraya geliyor. Biz, müdürlük olarak 2 yıldır konuklara meyve ikram ediyoruz. ‘Pastaneyle değil, manavla anlaşın’ talimatı verdiğimde, direnç gösterildi bir süre. Bu değişim yeni kabul gördü” diye konuştu.
Obezite bir sağlık terörü
Toplumda ağız tadı değişikliğinin çok yavaş yapılabildiğine değinen Prof. Dokucu, “Son 10 yıldır ekmekte kullanılan tuz oranı tedrici olarak azaltıldı. Kişi başı tuz tüketimi 3 kat fazla. Obezitenin engellenmesi için ilk kural tuz oranını azaltmak. Beyaz ekmekte bu yapıldı. İkinci aşama da kepek gibi tahıllı lif oranı bol ekmek türlerine geçiş. Ekmek yemeden doymayan bir toplum olduğumuz için beyaz ekmek obeziteyle mücadelede en büyük engellerden biri. Obezite de bir sağlık terörü. Önümüzdeki 15-20 yıl için ülke açısından önemli bir tehdit” dedi.
Star