Geğirti, hava yutma ve hıçkırığa dikkat!

Hastalıklar
Hemen hepimizin sık yaşadığı geğirti, hava yutma ve hıçkırık gibi şikayetler bazen önemli hastalıkların işareti olabilir.  GEĞİRTİ: Aslında doğaldır. Midedeki gıdaların sindirimiyle oluşan havanı...
EMOJİLE

Hemen hepimizin sık yaşadığı geğirti, hava yutma ve hıçkırık gibi şikayetler bazen önemli hastalıkların işareti olabilir. 

GEĞİRTİ: Aslında doğaldır. Midedeki gıdaların sindirimiyle oluşan havanın yemek borusunun alt kapağının gevşemesiyle normal refleks olarak ağızdan çıkarılmasına geğirti denir. Günde 20-25 defa olabilir. 

Akşam’da yer alan habere göre birçok insanın aşırı geğirti zannettiği ise stres kaynaklı olan diyafram ve yutak kaslarının kasılmasına bağlıdır.  Bu durumda yemek  borusunda oluşan vakum nedeniyle hapsolan hava yutaktan geri çıkmaktadır. Yemek borusuna yerleştirilen bir basınç algılayıcıyla bu durum teşhis edilebilir. Bu kişilerin konuşarak dikkati dağıtıldığında ve uykuda, geğirtileri kaybolmaktadır. Bu nedenle gaz giderici ilaçlar faydasızdır. Bilişsel ve davranışsal tedavi için nöropsikiyatriden yardım alınması önerilir. 

HAVA YUTMA: Bu durumdaki kişilerin mide bölgesinde belirgin şişkinlik ve gaz bulunmaktadır. Gerçek hava yutma durumu aslında az kişide rastlanan bir durumdur ve yemek borusuna yerleştirilen bir basınç algılayıcıyla hava yutulurken yemek borusu kasılmaları tespit edilebilir. Aşırı durumlarda barsak düğümlenmesi veya tıkanmasına neden olabilir. Konuşma ve davranış terapisiyle bu kişilere yardımcı olunabilir.  Reflü nedeniyle yemek borusunun alt kapağı çevresine dikiş konularak yapılan ameliyat sonrası bazı kişilerin geğirti ile gaz çıkaramadığı, şişkinlikten yakındıkları bilinmektedir. Gaz giderici ilaç kullanımı faydalı olabilmektedir. 

HIÇKIRIK: Hıçkırık bazen buzdağının görünen kısmı olup çok önemli bir probleme bağlı olabilir. Diyafram ve göğüs kaslarının birlikte refleks olarak kasılmasıyla oluşur. Genelde diyaframın solundan kaynaklansa da çift taraflı olabilir. 48 saat kadar sürene ısrarcı, 1 aya yakın sürene baş edilemez hıçkırık denmektedir.   Bu durumlarda kalp, akciğer, tiroid, mide-barsak sistemi, karaciğer, pankreas ve yemek borusu reflüsü ile ilgili endoskopi, asit ölçümü, tomografi vb tetkiler, diyafram sinirini tahriş eden, sıkıştıran etkenlere yönelik araştırmalar ve gerekirse beyinle ilgili MR gibi incelemeler yapılmalıdır. 

Kişinin kendi uygulayabileceği manevraların da faydası olabilmektedir. Ikınmak, derin nefes alıp tutmak, göz kürelerine ve şah damarına parmakla masaj yapmak, hızlı bir şekilde bir bardak buzlu su içmek, kuru ekmek kabuğunu fazla çiğnemeden yutmaya çalışmak bunlardan birkaçıdır. 

Bazı teknikler kısa süreli fayda sağlayabilir: Toz şekerin dilaltı emilmesi, toz şekerle sirkenin karıştırılıp yutulması, buruna sirke çekilmesi (zor bir uygulama) bunlardan birkaçıdır. Uzun süren sebepsiz hıçkırık ihmal edilmemesi gereken bir yakınmadır. 

Sözün Özü: İnatçı hıçkırık durumunda “ Biri seni anıyor “ dememeli, hekime gidilmelidir…