Şeker hastaları arasında görülme sıklığı en yüksek orana sahip Tip-2 diyabet tedavisinde yeni etken maddeli ilacın insanlar üzerinde yapılan faz çalışmasının sonuçları açıklandı.
Buna göre, ”saksagliptin” isimli yeni etken madde, mevcut ”insülin” tedavisi ile birlikte kullanıldığında, hastaların kan şekerinin büyük oranda azaldığı belirlendi.
Portekiz’in Lizbon kentindeki 47. Avrupa Diyabet Kongresi’nde, Tip-2 diyabet tedavisi alan yetişkinlerde, ”saksagliptin” etken maddesiyle insülinin birlikte uygulandığı ve tedavi sonrasında hastalardaki yan etki ve komplikasyonların değerlendirildiği yeni ilaç tedavisine ilişkin insanlar üzerinde yapılan Faz 3 klinik çalışmasının sonuçları açıklandı.
17 bin bilim insanının katıldığı kongrede ilk kez sonuçları açıklanan çalışmada, kan şekeri seviyelerindeki (HbA1c) azalmanın 52 hafta boyunca korunduğu belirlendi. Yeni kombine tedavinin mevcut ”insülin” uygulaması ile karşılaştırıldığında farklı bir yan etki ile karşılaşılmadığına dikkat çekildi.
”İLK UZUN SÜRELİ ÇALIŞMA”
Kongreye çalışmanın sorumlu araştırıcısı olarak katılan Uzman Dr. Anthony Barnett, ”Tip 2 diyabet izlenen birçok hastada insülin gereksinimi doğacağından, kan glukozu kontrolünün uzun süreli olarak sağlanmasında bir bileşenin insülinle kombinasyon halinde kullanılıp kullanılamayacağının değerlendirilmesi önem taşımaktadır” dedi.
Barnett, çalışmanın insülinle birlikte kullanılan saksagliptin 5 miligramı tip 2 diyabet izlenen yetişkin hastalarda glukoz kontrolündeki iyileşmeyi 24-52 hafta süresince koruduğunun bildirildiği ilk uzun süreli çalışma olduğunu ifade etti.
ÇALIŞMAYA, 455 TİP-2 DİYABET HASTASI KATILDI
Bilim insanlarının verdiği bilgiye göre, saksagliptin ile insülinin kombine uygulanması ve mevcut tedavilerle karşılaştırılması araştırma süreci ve öne çıkan sonuçlar şöyle:
”Klinik araştırma, Faz 3b, çok merkezli, randomize, 52 haftalık bir çalışma. Araştırmada, geleneksel tedavi uygulanan hastalarla kombine tedavinini uygulandığı hastalar 52 hafta boyunca izlendi. Tedavi sonrasında, hastaların kan şekerinin anlamlı derecede azaldığını ortaya kondu.
Çalışmada yeterli şeker kontrolü sağlanamayan 455 tip 2 diyabet hastası (18-78 yaş) yer aldı. Hastalar 52 hafta süreyle günde bir kez insüline eklenen plasebo veya saksagliptin almak üzere rastgele seçildi. 52 hafta sonunda, yeni etken maddeleri içeren kombine tedaviyi alan hastalarda, tedavi süresince kan şekeri seviyesi anlamlı şekilde azaldı.
Saksagliptin etken maddesinin bulunduğu ilaç, Eylül 2011 itibariyle 90’dan fazla ülkede ruhsatlandırma incelemesi için sunuldu. İlaç, aralarında ABD, Kanada, Meksika, 30 Avrupa ülkesi, Hindistan, Brezilya ve Çin’in bulunduğu 66 ülkede onaylandı. Türkiye de ruhsat aldı, ancak henüz geri ödeme kapsamına alınmadı.
Kombine tedaviye ilişkin çalışmalar devam ediyor.
”KİLO ARTIŞI RİSK FAKTÖRÜ”
Almanya’dan Prof. Dr. Stephan Jacob, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günümüzde tip-2 diyabet tedavisinde kan şekeri seviyesi üzerine odaklanıldığını, ancak asıl önemli olanın metabolizmanın kontrolüne ağırlık verilmesi olduğunu söyledi.
Tedaviye erken ve yoğun olarak başlanılması gerektiğini savunan Jacob, mevcut ilaçların faydalı olduğu kadar yan etkilerinin de bulunduğunu, bunlar içinde diyabet hastaları için önemli bir risk faktörü olan kilo artışının bulunduğunu belirtti.
Jacob, mevcut ilaçların da ilk sıradaki yan etkilerinden birinin kilo artışı olduğunun altını çizdi.
2010’DA DİYABET 300 MİLYON KİŞİYİ ETKİLEDİ
2010 yılında, diyabetin dünya genelinde 20-79 yaş aralığında yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği tahmin ediliyor.
Popülasyondaki yaşlanma ve artan obezite eğilimi nedeniyle, diyabet görülme sıklığının 2030 yılına kadar yaklaşık 440 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Tip 2 diyabet, yetişkinlerde diyabet tanısı almış olan tüm vakaların yaklaşık yüzde 85’ini oluşturuyor.
Tip 2 diyabet, zamanla uzuv kayıplarına, organ hasarlarına neden oluyor.
AA