Ağızdan nefes alanların dudaklarında çatlaklık, diş etlerinde gerilemeler ve dillerinde kuruluklar oluşabiliyor. Uzmanlar burundan nefes alınması gerektiğine vurgu yapıyor.
Sağlıklı bir yaşamın temelinde düzenli nefes almak yatıyor. Bireylerin bazen doğru kabul ettiği bilgiler de uzmanlarca yanlış olarak değerlendirilebiliyor. Sağlıklı yaşamın temeli sayılan nefes alma eylemi yanlış yapıldığında insan sağlığına yarar yerine zararlar verebiliyor. Nefes almak için burun yerine ağzını kullananlarda fiziksel hastalıklarda görülüyor. Dudaklarda çatlamalar, diş etlerinde gerilemeler, gülümsemede diş etlerinin görünmesi, bademcik ve geniz büyümesi ağızdan nefes almanın insanda bıraktığı olumsuz etkilerden bir kaçı. Burun yerine ağızdan nefes alanlarda yüzde 46 bademcik ve geniz büyümesi, yüzde 17 alerji ve alerjik burun tıkanıklığı, yüzde 14 burun içindeki kemiklerin sağa ya da sola eğik olması ve uyku anında sıçrayarak uyanma gibi farklı hastalıklar görülebiliyor. Ağızdan nefes almak, bireylerde yalnızca fiziksel etkide bulunmuyor, uyku düzensizliği de getiriyor. Uyku sırasında ağızdan nefes almak başta horlama olmak üzere nefes durmalarına neden oluyor ve bu şekilde bireylerde uyku düzeni bozuluyor. Yapılan araştırmalarla ortaya konulan sonuçlarda oldukça dikkat çekici. Uykusunu düzenli alamayan bireyler devamlı bitkin, yorgun, halsiz ve asabi oluyor.
Ağızdan nefes almak yalnızca yetişkinler için tehlike oluşturmuyor. Uzmanlar, bu tehlikenin gelişim evresindeki çocuklar için de ciddi bir risk taşıdığını belirtiyor. Ağızdan nefes alan çocuklarda gelişim geriliği, alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları, sinüzit ve akciğer enfeksiyonları ortaya çıkıyor.
Ağızdan nefes almayı alışkanlık haline getiren kişilerin burunlarında mutlaka tıkanıklık veya eğrilik problemleri bulunduğunu söyleyen Ortodonti Uzmanı Dr. Ahmet Pınar, küçük yaştaki çocukların solunumlarının oldukça dikkatli incelenmesi gerektiğini, aksi halde çocukların gelişim geriliği gibi bir tehlikeyle karşılaşabilecekleri uyarısında bulundu.
Bireylerin burundan nefes alması gerektiğine dikkat çeken Pınar, ”Sağlıklı bireylerde solunum burunda başlar, ancak soluk alıp vermeyi engelleyen bir sorun varsa solunum kısmen ya da tamamen ağızdan yapılır. Bu aslında oluşacak bir dizi sorunun başlangıcıdır. Farklı sebeplerle hayatının özellikle erken bir döneminde belli bir süre ağız solunumu yapmış veya halen yapmakta olan bireylerde görülebilen özelliklerden bazıları şunlar; Uzun bir yüz, istirahat halinde bile açık bir ağız, kapanmayan veya zor kapanan dudaklar, bazı harflerin telaffuzunda farklılık, gülümsemede aşırı görünen diş etleri, yutkunmada ağız çevresindeki kasların büzülmesi, göz altlarında çukurluk ve morluk, göz dış kenarlarının aşağıya doğru çekilmiş gibi durması.”
İnsanlarda yüz gelişiminin yüzde 60’ının 4 yaşında tamamlandığını belirten Dr. Ahmet Pınar, ”Ağız solunumu alışkanlığının erken ve doğru teşhis edilmesi ve hastanın doğru yönlendirilmesi sorunların oluşmasını engelleyeceğinden ve bireylerin yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyeceğinden ağız solunumu yapan bireylerde yüzde 50 oranında görülen büyük geniz eti ve bademciklerin 4 yaş civarında alınması uygundur.” ifadelerini kullandı.
Zaman