Dünyada ve Türkiye’de kalp rahatsızlıkları, hastalıklardan ölümlerde birinci sırayı aldığı için bu oran büyük önem taşıyor. Oysa depresyona karşı alınacak önlemler oldukça basit…
“Depresyon” çağımızın en çok konuşulan hastalıklar sıralamasında önlerde yer alıyor. “Delilik” diye tanımlanması yanlış ama hayattan vazgeçmeye kadar gidebilen bu sıkıntı durumu, bir çok insanı ağına düşürebiliyor.
Kapten Ölme Riskini Yüzde 70 Artırıyor
İnsan psikolojisini yerle bir eden bu durum, aynı zamanda kalbin de bir numaralı düşmanı… Çünkü depresyon, kalp hastalıklarında ölüm riskini yüzde 70 artırıyor.
Bu riskle ilgili bilgi veren S.B Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi’nden Doç. Dr. Hüsnü Erkmen, “Kendine bakımı azalıyor. Doktora gitmesi, ilaçlarını kullanması ciddiyetle azalmaya başlıyor ve ilaçlarını bırakıyor. Buna bağlı olarak ölüm riskini artırıyor" diye konuştu.
Akut Koroner Hastalığı Olanlarda Risk 3,5 Kat Artırıyor
Depresyonun bozduğu vücut metobolizması, diğer kronik hastalıklarda da kalpten ölüm riskini tetikliyor. Akut koroner hastalığı olanlarda da bu risk 3 buçuk kat artıyor.
Bunu önlemenin yolu ise yeniden yaşam kalitesini sağlamak. Burada, görev hekimler kadar hasta yakınlarına da düşüyor. Buna dikkat çeken Doç. Dr. Hüsnü Erkmen, bu konuda, şunları söyledi:
"Hastanın yakınlarının uyarılmış olamları gerekiyor. İlaçlarını içmeyi reddenen, doktora gitmekten kaçınan hastaların hem kardiyologlara hem de psikiyatriste yönlendirmeleri gerekiyor."
Depresyona Karşı Neler Yapılabilir?
Peki depresyona karşı hekimden önce günlük hayatta neler yapılabilir?
Depresyona karşı alınacak ilk önlemin, “hayattan yeniden zevk alma”nın yollarını öğrenmek olduğu ifade ediliyor.
Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Doç.Dr. Nesrin Dilbaz, bu konuda şu önerilerde bulundu:
"Herşey parayla olacak şeyler değil. Siz akşam yemekten sonra eşinizi yanınıza alıp işte bir parka gitmek parka giderken bir külah dondurma alıp sohbet edersiniz veya termosa çayınızı doldurup içerken çocuğunuz parkta oynayabilir. Bu bir değişikliktir. Komşular birbirimize giderdik konuşurduk, çocuklar oynardık. Bunun çoğunu yapmıyoruz. Bireysel olarak kendimize yatırım yapmamız lazım.”
Trt.net.tr