Pozitif enerji, hastalıkların tedavisini kolaylaştırıyor, travmaların daha kolay atlatılmasını sağlıyor. Hayata olumlu bakan, inanan ve başarmak isteyen insan, karamsar kişilere göre çok daha fazla mutlu oluyor. Kişi kendisinde pozitif enerji oluşturmayı öğrenebilir ve çaba sarf edebilir.
Bazı anlar var ki sorumluluklarımızı yerine getirmek, zorluklarla başa çıkmak için kendi irademizi (bilincimizi) kullanmamız ve gayret ederek kendimizi harekete geçirmemiz gerekmektedir. Bu demektir ki bedenimizin üretmeye alışık olduğu biyokimyasallar ve enerji, içinde bulunduğumuz durumun üstesinden gelmemiz için yetmiyor. Böyle durumlarda hayata daha olumlu, daha ümitli bakmak işimizi kolaylaştırıyor.
İnsanoğlu bir yere kadar kendini programlayabilen, değiştirebilen bir varlık. Ve biz bu sınırı bilmiyoruz. İnsanoğlu müthiş bir enerji potansiyeline sahip. Kişi, içindeki potansiyeli ne kadar çok ortaya çıkarabilirse zorlukların üstesinden o kadar çok gelmekte ve yapmak istediklerinde de o kadar başarılı olmaktadır. Enerjinin ortaya çıkarılması kadar yerinde kullanılması da önemlidir. Bazı kişiler son derece enerjiktirler fakat bu enerjiyi uygun şekilde kanalize edemeyince verimsiz olurlar. Bu durum bir huzursuzluk da meydana getirir. Bu sebeple enerjiyi uygun şekilde kullanma alışkanlığı kazanmak da gerekir.
Günlük hayatımızda daha başarılı olmak, sağlığımızı kaybetmemek veya kazanmak, insanlarla iyi ilişkiler içinde olmak, kendimize güvenimizin artması hep içimizdeki pozitif enerjiyi açığa çıkarmayla ilişkilidir. Şöyle bir düşünün, omuzlarınız ve kollarınız düşük, neredeyse bir adım bile atmak istemiyorsunuz. O gün de o kadar çok yapılacak işler var ki: Aynaya bakıyorsunuz, yavaşça arkaya geriliyorsunuz, derin bir nefes alıyorsunuz. "Biraz canlanmam gerekiyor" diyorsunuz. Omuzlarınız şimdi daha dik. Bakışlarınız daha canlı. İşte bu durumda siz pozitif enerjinizi harekete geçirmiş oluyorsunuz.
Eğitim, hayat boyu devam eder. Stres zihinde düşünce bozukluklarına yol açarken eğitimde verimliliği azaltır. Pozitif enerji, hayata olumlu bakan, inanan ve başarmak isteyen, öğrenmek için bir amacı olan kişilerde daha fazladır. Bu da doğal olarak başarıyı getirir.
Hayatta olumlu bakmak, olumsuzlukları hiç görmemek değildir. Olumsuzlukları görmek, tedbir almak için gereklidir. Birçok sıkıntılı durumun üstesinden gayret etmekle gelinebilir. İnsanoğlu hayatta karşılaşabileceği olumsuz durumlara da hazırlıklı olmalıdır, bu hayatın doğal bir parçasıdır. Fakat olabilecek olumsuzluklara odaklanmak kişinin yaşama sevincini ve enerjisini azaltmaktadır.
Pozitif enerjiyi açığa çıkararak karamsar düşüncelerden kurtulmaya çalışan, hayata gülen gözlerle bakabilen, gayret etmeyle kazanabileceği güzel özelliklere, güzel şeylere odaklanan kişinin bağışıklık sistemi kuvvetlenir. Nitekim tebessüm, seretonin gibi mutluluk verici hormonları artırır. Hayatın hep kötü yönlerini gören karamsar kişiler ise hastalıklara daha açıktırlar.
Pozitif enerji, travmayla başa çıkmayı kolaylaştırıyor
Kişi yaşama gayesini ve sınırlarını bilerek hayata ne kadar olumlu yaklaşır, olumlu tarafları daha çok görür ve kendine düşeni yapmaya odaklanırsa zorluklarla da o kadar kolay başa çıkabiliyor. Bu durumda travmalardan sonra yaşanan stres bozukluğu ya hiç görülmüyor ya da daha kolay atlatılıyor. Bu gibi durumlarda profesyonel yardım ve tıbbî tedavi gerekse de daha kısa sürede sonuç alınıyor. Kişi pozitif enerjisini ortaya koyarak yani olaylara umutla yaklaşarak ve iyileşeceğine inanarak kanser gibi ciddi hastalıkları da yenebiliyor. Pozitif enerji, enfeksiyon hastalıklarının tedavisini de kolaylaştırıyor.
Zaman