Uzmanlara göre, güneş ışınlarının zararlı etkilerinin artmasıyla giderek daha fazla kişide rastlanan deri kanserinde erken tanı, deri yüzeyi incelenerek oluşturulan ”ben haritası” sayesinde mümkün olabiliyor.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Banu Öztürk Başsoy, ”Ben haritası” ile benlerdeki şüpheli değişimlerin izlenmesinin, tanı ve tedavide büyük fayda sağladığını belirterek, deri yüzeyindeki tüm yapıların 100 kat büyütülerek incelenmesini sağlayan yöntemin, pek çok cilt hastalığının, özellikle de deri kanserlerinin erken teşhisinde güvenilir bir yöntem olduğunu bildirdi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), son 25 yılda deri kanserlerinin görülme sıklığının 4 kat arttığı uyarısında bulunduğuna işaret eden Başsoy, deri kanserlerinin gelişiminin, yaşam boyunca alınan güneş ışığının toplam dozu ve güneş yanıklarıyla yakından ilişkili olduğunu söyledi.
Deri kanserlerinin, vücuttaki benlerden gelişen ”Malign Melanom” ve ”melanom dışı deri kanserleri” olduğunu anlatan Başsoy, deri yüzeyinde yapılan bu kanser türlerinin tespitine yönelik incelemelerle ilgili şu bilgileri aktardı:
”(Deri yüzeyi mikroskopisi) olarak adlandırılabilecek dermatoskopi, deri yüzeyindeki renk, kıl, damar, gözenek gibi yapıların 10-100 kat büyütülmüş haliyle incelenmesine olanak sağlar. Bu yöntem, son 25 yılda özellikle ben ve benlerden köken alan deri kanserlerinin erken tanı ve takibinde öne çıktı. Ancak bu yöntem, sadece ben takibinde değil, iyi ya da kötü huylu, pigmentli (renkli) tüm lezyonların incelenmesinde, ayırıcı tanısında ve izlenmesinde de oldukça faydalıdır.”
Basit, pratik, ucuz, kolay ulaşılabilir bir yöntem olan dermatoskopinin hasta açısından hiç bir yan etkisinin bulunmadığını vurgulayan Başsoy, 1980’lerde 10 kat büyütme yapabilen manuel dermatoskopik görüntülerin fotoğrafları çekilerek takip sağlanırken, 1990’lardan sonra bu yönteme bilgisayar teknolojisinin eklendiğini ve dijital dermatoskopinin geliştirildiğini belirtti.
Dr. Başsoy, bu yöntemle ilgili de şunları kaydetti:
”Dijital dermatoskopik inceleme yapılacak hastanın öncelikle ben haritası oluşturulur. Böylece vücuttaki tüm benlerin noktasal olarak yerleri belirlenir. Ardından ışıklı bir büyütme sağlayan ve ‘dermatoskop’ olarak adlandırılan cihaz, yağlanmış deri yüzeyine temas ettirilerek teker teker bütün benlerin görüntüleri alınır ve kaydedilir. Böylece bir sonraki kontrolde elde edilecek görüntüyle birebir karşılaştırma şansı sağlanır. Dijital dermatoskop yardımıyla melanom risk parametreleri değerlendirilir ve şüpheli değişiklikler matematiksel olarak hesaplanarak bir indeks oluşturulur. Bu indeks malign melanom riskini gösterdiğinden tanıda ve tedavinin planlanmasında oldukça faydalıdır. Dijital dermatoskopik muayeneden sonra hastaya, dermatoskopik görüntüleri, risk değerlerini, tanı ve takip bilgilerini içeren bir rapor verilir.”
Bundan sonraki takip süreçlerinin ise risk değerlerine göre belirlendiğini dile getiren Başsoy, hasta kontrole geldiğinde, lezyonun eski ve yeni görüntülerini karşılaştırmalı olarak ekranda görerek doktoruyla birlikte değerlendirebildiğini söyledi.
”SAÇ VE TIRNAK HASTALIKLARINDA DA KULLANILIYOR”
Dermatoskopinin sadece melanomun erken tanısında değil, diğer tüm iyi ve kötü huylu deri kanserlerinin, saç ve tırnak hastalıklarının ayırıcı tanısında da kullanıldığını ifade eden Başsoy, bu cihazla saçlı deride kıl köklerinin varlığı ve yapısını inceleyen ”trikogram” da yapılabildiğini, trikogramın, tüm saçlı deri hastalıklarının ayırıcı tanısında çok başarılı olduğunu bildirdi.
Dr. Banu Öztürk Başsoy, ”Kısacası, derinin yüzeyindeki tüm yapıların 100 kat büyütülerek incelenmesini sağlayan dermatoskopi, pek çok cilt hastalığının, özellikle de deri kanserlerinin erken teşhisinde güvenilir bir yöntemdir” diye konuştu.
AA