Unutulmuş bir sünnet: İtikaf

Ramazan Günlügü
Türkiye gazetesinde yer alan İnan Arvas’ın yazısında itikaf şöyle anlatılıyor… Bazı mühim sünnetler var ki maalesef unutuldular. Bunlardan biri de ramazan-ı şerifin son on günü itikâfa gir...
EMOJİLE

Türkiye gazetesinde yer alan İnan Arvas’ın yazısında itikaf şöyle anlatılıyor…

Bazı mühim sünnetler var ki maalesef unutuldular. Bunlardan biri de ramazan-ı şerifin son on günü itikâfa girmekdir. Eskiden hatırlarız camilerin kapılarında kilit olmazdı, dileyen dilediği vakit girebilir, gece geç vakitlere kadar kalabilirdi. Bilhassa yaşlılar mescid kuşuydular, namaza herkesten önce gelir, sonra çıkarlardı. Ramazan-ı şerifin son on günü itikafa niyetlenir geceli gündüzlü mescide kapanırlardı. Bu müddet zarfında Kur’an-ı kerim okur, namaz kılar, vakitlerini zikir ile ziynetlendirir, dünya kelâmından kaçınırlardı… Esasen caminin adapları vardır ki Müslümanlar bunları bilmeli ve uymalıdırlar. Abdestli olmak, necasetten arınmak, camide alıp satmamak, kavga etmemek, dilenmemek, sarkıntılık eden dilenciye para vermemek ve yol haline getirmemek gibi… 

Ramazan-ı şerifte itikâf, müekked sünnettir. İtikâf eden, camide yiyip içebilir, yatabilir. Abdest için dışarı çıkması itikafı bozmaz. Resulullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “İtikâfta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.” [İbni Mace]

“Ramazanda on gün itikâf eden, iki defa [nafile] hac yapmış gibi sevab kazanır.” [Beyhekî]

On gün boyunca itikâfa girmek elbette çok güzel ama bunu yapabilecek kadar zamanı ve imkânı olmayanlar da, yapabildikleri kadar yapmalı sevabından mahrum kalmamalıdırlar. Nitekim Efendimiz, “Bir devenin iki sağımı kadar itikâf eden, bir köle azat etmiş gibi sevab kazanır” buyurdular.

Demek ki on günden az da itikâf yapılabilir. Bir gün veya birkaç saat gibi…

“Allah rızası için bir gün itikâf, insanı Cehennemden çok uzaklaştırır.” [Taberanî]

Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüda ve sünnet-i zevaid. Camide itikâf etmek, ezan okumak, ikamet getirmek ve cemaatle namaz kılmak sünnet-i hüdadır. Bunlar, İslam dininin şiarıdır. Bu ümmete mahsustur.

Resulullah efendimiz, “Mirac gecesi, beşinci gökte, Osman’ın suretini gördüm. Bu mertebeye neyle eriştin, dedim. Mescitte itikâf etmekle diye cevap verdi” buyurdu. 

İtikâf; oruç, namaz gibi adak olunur; “Hastam iyi olursa, itikâfa gireceğim” denmez, “Hastam iyi olursa, Allah rızası için, şu kadar gün itikâfa gireceğim” demek adak olur. (S. Ebediyye)

İtikâf gibi başlı başına ibadet olan bir şeyi nezredenin, bunu yerine getirmesi gerekir. Kadınlar camide itikâf yapmaz. Evde eğer mescid olarak kullandıkları bir oda varsa, o odada itikâfa girebilir. Yemek, temizlik gibi ev işlerini yapmaz, sadece ibadetle uğraşırlar. Abdest gibi zaruri işleri yapmanın mahsuru olmaz. İtikâfın ramazanın son on gününde olanı sünnet-i kifâyedir. İtikâfa girenin oruçlu olması şarttır. Sadece Şâfiî’de oruçlu olma şartı yoktur. Diğer üç mezhepte oruçlu olmak şarttır. İmkânı olan kadınların evde itikâfa girmeleri, unutulmuş bu sünneti ihya etme sevabına kavuşmaları çok iyi olur. Câmi’de birşey yemek, uyumak mekrûhtur, fakat müsâfir olanlar müstesnâ… Müsâfir, câmi’e girerken itikâfa niyyet etmeli, önce tehıyyet-ül-mescid kılmalıdır. Sonra, yiyebilir ve dünyâ kelâmı konuşabilir. İtikâf eden yiyebilir ve yatabilir.  İtikâfı terk etmek, beş vakt namazın sünnetlerini özrsüz terk etmek gibidir.