Tarih
İstanbul’un Latinler tarafından işgal edilmesinden sonra kaçan ve Trabzon’da 1204 yılında Trabzon imparatorluğunu kuran Komnenos Ailesinden Kral I. Manuel (1238-1263) tarafından 1250-1260 yılları arasında yaptırılan ve bir manastır kilisesi olan Ayasofya adı “Kutsal Bilgelik” anlamına gelir. Fatih Sultan Mehmed’in 1461 yılında Trabzon’u fethinden sonra da kilise olarak kullanılan yapı 1584 yılında sultanın emriyle Kürd Ali Bey adlı bir ayân tarafından bir minber ve müezzin mahfili eklenerek camiye dönüştürülmüştür. 1610’da kente gelen Julian Bordier camiye dönüştürülen yapının onarılmadığı için boş tutulduğunu ve ibadet için kullanıldığını bildirmiştir[1]. Uzun süre ibadete kapalı olan yapı 1865’de Müslüman cemaatin topladığı 95.000 kuruş ile Rum ustalar tarafından onarıldıktan sonra yeniden camiye dönüştürülmüşse de I. Dünya Savaşı sırasında Trabzon’u işgal eden Rus ordusu tarafından depo ve askeri hastane olarak kullanılmıştır. Savaş sonrasında 1960 yılında dek cami olarak kullanılan yapının freskleri 957-62 yılları arasında Edinburgh Üniversitesi’nden Russell Trust tarafından temizlendikten sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek 1964 yılında müze haline getirilmiştir. Her yıl onbinlerce turist tarafından ziyaret edilen yapı Vakıflar Trabzon Bölge Müdürlüğü tarafından camiye dönüştürülmekte, imam atanması beklenmektedir. Müzenin camiye dönüştürülmesi kimi muhafazakar siyasetçi ve medya kurumlarınca desteklenir, hatta İstanbul Ayasofya’nın da ibadete açılması beklenirken, çeşitli aydın ve aktivistlerce freskler ve yapının zarar göreceği gerekçesiyle müze statüsünü yitirmesine karşı çıkılmış ve “Trabzon Ayasofya Müzesi Müze olarak kalmalı” adlı bir de imza kampanyası başlatılmıştır. 28 Haziran 2013 Cuma günü vakit namazının kılınmasıyla, 52 yıl sonra yeniden Müslümanların ibadetine açılmıştır.
Mimari
Geç Bizans Kiliselerinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, kapalı kollu haç planlı olup, yüksek kasnaklı bbir kubbeye sahiptir. Kuzey, batı ve güneyinde revaklı üç kirişi bulunmaktadır. Yapı ana kubbenin üzerine değişik tonozlarla örtülmüş ve çatıya farklı yükseltiler verilerek kiremitle örtülmüştür. Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde Hıristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülmektedir. Kuzey ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı cephesinde görülen mukarnaslı nişler Selçuklu taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır.
Yeniden ibadete açılışı
1245 yılında kilise olarak inşa edilen ve 1461’de Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethi ile camiye dönüştürülen Ayasofya, Rus işgali dönemlerinde silah deposu ve hastane olarak da kullanıldı. Daha sonra yeniden cami olarak ibadete açılan tarihi mekan, 1960’lı yıllarda yapılan restorasyon çalışmasının ardından ‘cami vasfını kaybettiği’ iddiasıyla müzeye dönüştürülmüştü. Uzun yıllar Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından müze olarak işletilen tarihi mekan, hukuki sürecin tamamlanmasının ardından geçtiğimiz aylarda asil sahibi olan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yıl başından beri yapılan çalışmalar neticesinde Ayasofya’nın, ana kubbe altında kalan kısmı camiye dönüştürüldü. Halısı serilen, mihrap ve minberi yerleştirilen bölümdeki kilise dönemine ait freskler ise perde ile kapatıldı. Diğer kısımlarının müze haliyle korunduğu tarihi eserde, cami olarak ibadete açılan bölümdeki freskler namaz vakitleri dışında perdelerin açılmasıyla turistler tarafından görülebiliyor.
Tarihi mekanın hazır olduğunu duyan vatandaşların geçtiğimiz hafta cemaatle ilk vakit namazını kıldığı Ayasofya Camii, bugün cuma namazı ile 52 yıl aradan sonra resmen cami olarak yeniden ibadete açıldı. Tarihi caminin açılışına Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Trabzon Vakıflar Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan ile Trabzon Müftüsü Veysel Çakı’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Müftü Veysel Çakı’nın namaz öncesi Ramazan ile ilgili vaaz verdi, cami imamı da hutbede Ramazan ayı ve orucun öneminden bahsetti. Cuma namazını ise Müftü Veysel Çakı kıldırdı. Caminin iç mekanının küçük olmasından dolayı çok sayıda vatandaş namazını dışarıda kıldı. Oldukça duygusal anlar yaşayan vatandaşlar, Ayasofya’da namaz kılmaktan çok memnun olduklarını ifade etti. Tarihi eseri ziyarete gelen yabancı turistler de cemaati meraklı gözlerle izledi.