Hz. Yunus Peygamber Kıssası

Kıssalar
Allah Kur’an’ı Kerim’de diğer peygamberlerin kıssalarında anlattığı gibi; resul ve ona inananlara kavimlerini terk etmeleri emrini verdiğinde artık o toplumda kimsenin iman etmeyeceğ...
EMOJİLE

Allah Kur’an’ı Kerim’de diğer peygamberlerin kıssalarında anlattığı gibi; resul ve ona inananlara kavimlerini terk etmeleri emrini verdiğinde artık o toplumda kimsenin iman etmeyeceğini takdir etmiştir. Ondan dolayı resullerine kavimlerinden çıkış izni vermiş ve resullerde bu emri uygulamışlardır.
Oysa Yunus @ kıssasında, kavminin gaybi durumunu takdir edemeyen  ve Allah tarafından kendisine kavmini terk etmesi ile ilgili bir emir verilmeyen Yunus peygamber; Allah’ın yetkisinde olan gayb ile ilgili kararları veya durumları kendisi değerlendirerek karar almış ve kavmini terk etmiştir. Dolayısı ile yetki sınırlarını aşmıştır.

Enbiya sure’sindeki ayeti kerime’de Yunus’un @ kavmini terk etmesine sebep olarak öfkelenmesi gösterilir. Burada tespitini yapmamız gereken bir durum vardır. Resul’ün öfkesi Allah’a değil,  ona itaat etmeyen toplumuna karşıdır.

Ayete göre kavmine kızan Yunus @ " Kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı " ifadesi ile belirtilen; Allah’tan bir emir olmadığı halde kavmini terk etmiştir. Oysa Kur’an’da, resullerin kendi toplumlarından ayrılma­larının hep Allah’ın izniyle olduğunu görürüz. “Senin kavminden inanmış olanlar dışında ( bundan son­ra ) kimse iman etmeyecek. On­ların yapa geldiklerine üzülme. Nezaretimiz altında ve sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap… ”[1]   “Biz Musa‘ya : “ Kullarımı geceleyin yola çıkar. Şüphesiz takip edileceksiniz. ” diye vahyettik. ”[2]    “Rabbim! Beni ve ailemi bunların yapa geldiği kötülükten kurtar. ” dedi. Bunun üzerine geride bulunan yaşlı bir ka­dın dışında, onu ve ailesini, hepsini kurtardık .”[3]
Dolayısıyla Yunus peygamberin, kavminin akıbeti hak­kında Allah’ın emrini beklemeden, verdiği yanlış bir kararla Allah’ın kendisini sıkıntıya sokmayaca­ğını da zannederek toplumunu terk etmesi, “Sünnetullah”a yani Allah’ın kanununa ters düşmüştür.
 
Yunus’un @ tövbe ve tesbihi:
 
Yunus’un @ kavmini terk etmesinden sonraki olaylar şöyle gelişir:
“ Dolu bir gemiye kaçmıştı. " " Gemide olanlarla karşılıklı kur’a çekmişti ve yenilenlerden olmuştu. Bu sebeple denize atılmıştı. " " Kendini kınarken onu bir balık yutmuştu. "
Eğer Allah’ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı.  "  " Halsiz bir halde iken kendisini sahile çıkardık " " Onun için geniş yapraklı bir bitki bitirdik. " " Onu yüz bin veya daha çok kişiye resul olarak gönderdik. "[4]
Böylece yaptığı yanlış içtihat’ın neticesinde kavmini terk eden Yunus @,  Cenab-ı Hakk tarafından sıkıntıya uğratılır.

Resul’lükle görevli Ninova şehrinden ayrılan Yunus @ , Akdeniz kıyısındaki Yafa limanına gelerek, Tarsus şehrine giden bir gemiye biner.  Tevrat’ın yonah ( Yunus ) kitabında Yunus’un @ başına gelenler şöyle anlatılır. "Yunus Rabbin önünden Tarşiş’e (Tarsus) kaçmaya kalktı; Yafaya indi ve Tarşişe giden bir gemi buldu. ….gemiye bindi . "[5]                                           

Gemideki seyahat esnasında bir müddet sonra fırtına patlar ve gemi batma aşamasına gelir. Üzerlerindeki bir lanetten dolayı bu duruma düştüklerine inanan putperest gemiciler ve yolcuların; aralarından birini tanrılarına kurban olarak denize atmak için kura çekme kararları doğrultusunda kura çekerler, çekilen kura, Yunus’a @ çıkar ve Yunus @ fırtınanın dinmesi ve geminin ve yolcuların kurtulması için denize atılır. "Ve Rab denizin üzerine büyük bir yel gönderdi, denizde büyük bir fırtına oldu, gemi kırılacak gibi idi. Gemiciler korktular, her biri kendi İlah’ına feryat etti ."" Ve kura çektiler, kura da Yunusa düştü. " " Ve ona dediler deniz bize yatışsın diye sana ne deldim …..Yunusu kaldırıp denize attılar."[6]
Denize atılan Yunus’u Allah’ın bir mucizesi olarak bir balık yutar.  Balığın, Yunus’u yutması ve karnında kaldığı süreler hakkında Kur’an’da açıklama verilmez. Kur’an’ın bu noktada üstünde durduğu Yunus’un Allah’a karşı tutumu; tövbe ve tesbihi; yani özelde yunus@ için olsa da, genelde tüm Kur’an muhatapları için kıyamete değin sürecek olan bir mesaj verilmektedir.

Balığın nev’i, karnında kaldığı süre v.s önemli değildir. Çünkü bu bir mucizedir, sorgulanamaz. Önemli olan o andan alınacak mesajdır. Ve bu mesaj Yunus kısasının özüdür. Çünkü Yunus @ düştüğü bu durumda mazeretlere, belki kendince haklı gördüğü kavmini terk edişin sebeplerine sığınmamaktadır. Allah‘ın karşısında, uğradığı bu olayın faili olarak derhal Allah’ı görmekte; Allah’ın bu adaleti karşısında, hatasını hemen ikrar etmektedir. "Gerçekten ben zalimlerden oldum !"[7]; derhal yapması gerekeni yapmaktadır.  "Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim."Diye niyaz etti.”[8]   Allah’a tövbe eder ve aynı zamanda onu tesbih eder.

Yunus peygamber, Allah’tan torpil! Beklememekte; resullüğünü ve toplumuna karşı yaptığı görevlerini öne sürerek mazeret üretmemektedir. İşte bize evrensel mesajlar! İnsanlar yaşamları müddetince çeşitli defalar başlarına gelen ve gelecek olan Allah’ın verdiği  musibet ve uyarıları karşısında Yunus’unki gibi davranış moduna girmelidirler.

Ben senin halis kulunum, namazımı, ibadetimi yaparım, bula bula bu musibet beni mi buldu v.b gibi aykırı düşünceler; Allah’a itaatkâr kullar için, Allah’ın huzurunda “Yunus”ça bir davranış olmayacaktır.
Ummadığı halde Allah ta­rafından sıkıntıya uğratılan Yunus, Allah’a kulluğun gereği olarak umutsuzluğa düşmez. Tövbe etmenin / hatadan geri dönüşün bir ibadet olduğunu en iyi bilen o şanlı Resul’ün yaptığı tövbe sayesinde, Allah tarafından affedilir.

Allah’ın gerek inkarcı gerek Müslüman kulları için kurtuluş kapısı olarak ihdas ettiği bu tövbe kapısında ; Yunus’un @ hem hatasını ikrar ve geri dönüş "Gerçekten ben zalimlerden oldum ! "  ve hem de Allah’ın gereğince takdir etme "Tesbih" "La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü mine’z-zalimin: Senden başka ilah yoktur, şüphesiz ben zalimlerden oldum. " vardır.

Yunus’un Allah’ı tesbihi daha sonraki tasavvufi tefsirlerde olduğu gibi, sayısal olarak zikir yapması değil; Allah’a karşı yapmış olduğu hatalı davranışta eksilttiği vasfını aşikar etmek eylemidir. " Senden başka ilah yoktur. " Bu eylemin önemi şu ayetle daha belirginleştirilmektedir. " Eğer Allah’ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı. "[9] 

Sonunda Allah onu tövbesini kabul eder. " Bunun üzerine onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık İşte biz müminleri böyle kurtarırız. " Cenab-ı Hakk, onu yeni­den kavmine  tekrar elçilikle görev­lendirir ve böylece Yunus @ kavminin yolunu tutar. "Onu, yüz bin veya daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik."[10] “Sonunda ona inandılar, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. ” 
Yunus’un @ resullükle tek­rar vazifelendirilip kavmine yollanması ile beraber, kavmi­nin bu sefer ona iman ettiğini görüyoruz. Bu olay da gösteri­yor ki insanların hidayetinin tek müsebbibi Allah’tır. Hida­yet yalnızca onun elindedir.
 

  • Universitas terbaik Tapanuli
  • tutorial dan tips zeverix.com
  • https://insidesumatera.com/
  • https://prediksi-gopay178.com/
  • https://margasari.desa.id/
  • https://sendangkulon.desa.id/