NuhTufan’ın tüm dünya’yı mı kapsadığı, yoksa sadece Nuh kavminin yaşadığı bölgeyi mi içine aldığı hakkında değişik görüşler ileri sürülebilir.
Her şeyden önce kıssanın odak noktası "Tufan" değil, mü’min ve müşriklerin vahye karşı aldığı tavırlardır.Tufan olayı Hz. Nuh’un verdiği uzun mücadelede kafirler aleyhine gerçekleşmiş bir sonuçtur ve kıssanın sadece bir bölümünü oluşturmaktadır. Tufan’ın ister tüm dünya’ya şamil olduğuna, isterse yöresel olduğuna
inanalım, bu bizim için "imanî" bir zaaf teşkil etmez. Ancak gaybî bir olay olan tufan üzerinde sonuç getirmeyecek tartışmalara girmek bizi özden cüze; hidayetle ilgili içerikten gereksiz ayrıntılara çekeceğinden "Gabya taş atmaktan " (18/22) vazgeçmeliyiz. Gaybî olayların Kur’an’da gereği ve yeteri kadar verildiğine inanıyor ve bu konuda şu Kur’an’i ilkeyi benimsiyoruz."(İnsanların kimi:) "Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir"diyecekler; yine: "Beş kişidir; altıncıları köpekleridir" diyecekler. (Bunlar) bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (Kimileri de:) "Onlar yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Öyle ise Ashâb-ı Kehf hakkında, delillerin açık olması haricinde bir münakaşaya girişme ve onlar hakkında (ileri-geri konuşan) kimselerin hiçbirinden malumat isteme." (18/22) İnkarcıların polemik için yaptıkları boş tartışmalara dalıp Kur’an’ın çerçevesini aşacak zannî bilgiler üretmememiz, onun sınırlarında durmamız gerekmektedir.