Tasavvuf Müziğinin En Saf Hali

Müzik Türleri
 Eserleri Ahmet Özhan’ın yorumladığı 4 CD’lik albüm, bu müziği en saf haliyle dinlemek isteyenler için arşiv niteliğinde bir çalışma. İrfan-ı Aşk, her yönüyle bugünden geleceğe bir em...
EMOJİLE

 Eserleri Ahmet Özhan’ın yorumladığı 4 CD’lik albüm, bu müziği en saf haliyle dinlemek isteyenler için arşiv niteliğinde bir çalışma. İrfan-ı Aşk, her yönüyle bugünden geleceğe bir emanet, Ramazan fırsatçılığı yapıp tasavvuf musikimizi katledenlere ise bir ders.Ramazan ayı geldiğinde, yıl boyunca unuttuğumuz tasavvuf müziğimiz bir anda gündeme gelir. Televizyonlarda, radyolarda, sahnelerde ve neredeyse her köşede bu musikinin farklı türlerini icra eden ve yorumlayanlara rastlarız. Bu ayda tasavvuf müziği o kadar öne çıkar ki, popüler birçok sanatçı bile bu eserleri yorumlamaya çalışır kendince. Ancak bu icra ve yorumlar çoğu zaman aslından uzaktır. Eğer tasavvuf musikimizin klasiklerini en doğru şekilde dinlemek istiyorsanız size çok iyi bir haberimiz var. Kültür Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu, bu müziğin kadim eserlerini İrfan-ı Aşk adıyla dört CD’lik bir albümde bir araya getirdi.

Albümde yer alan eserleri aynı zamanda topluluğun genel yönetmeni olan Ahmet Özhan yorumluyor. Hatırlanacağı üzere tasavvuf müziği ilk defa sahnede Güldeste adı verilen seri konserlerle yine Özhan tarafından icra edilmeye başlanmıştı. 1984’teki bu konserlerin ardından, 1991 yılında İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu kuruldu. Yani, İrfan-ı Aşk her şeyden önce yirmi yıllık bir birlikteliğin ürünü. Topluluktaki bütün sanatçılar gerçekten bu musikiye gönül vermiş isimler. Hem bu sevgi hem de yılların getirdiği birikim, albümdeki bütün eserlerde kendini gösteriyor. Ayrıca her eserin en doğru ve saf haliyle dinleyiciye ulaştırılması için kılı kırk yararcasına bir çalışma yapıldığı aşikâr.

ARŞİVLİK BİR ÇALIŞMA

İhsan Özer’in müzik yönetmenliği ile oluşan bu 4 CD’de topluluğun müdürü Ö. Tuğrul İnançer’in de büyük emeği var. Türk tasavvuf müziğinin arşivleme çalışmalarını başlatarak pek çok eserin günümüze ulaşmasını sağlayan merhum Muzaffer Ozak, uzun ve yorucu emeklerle topladığı ses bantlarından yararlanarak eserlerin gün ışığına çıkmasını sağlayan merhum Sefer Dal ve ses bantlarından yazdığı notalarla bu hizmeti taçlandıran Cenk Kosal’ı da bu vesileyle hatırlamak gerekiyor. Topluluğun daha önce bir bankanın sponsorluğunda gerçekleştirdiği kültür hizmetinin devamı niteliğindeki İrfan-ı Aşk, arşivlik bir çalışma. Çünkü tasavvuf müziğimizin klasikleri, makamlarına göre albümde yer alıyor. Şefk-Efzâ’dan Çargâh’a, Isfahan’dan Buselik’e, Segâh’tan Hüzzam’a, Pençgâh’tan Mahur’a unutulmaz eserler var bu CD’lerde. Çoğumuzun çocukluğunda ezberlediği eserlerin yanı sıra, daha önce hiç duymadıklarımız da… "Ya Rabbi aşkın var" yakarışıyla başlayan Nihavend ilahi de var, kimi dinleyicinin belki ilk kez duyacağı "Yine aşkın sırrı düştü serime" diyen Acem ilahi de… Albümün kartonetinde eserlerin güftekar ve bestekarlarının yer alması hem bir vefa örneği hem de dinleyiciyi bilgilendirmesi açısından önemli. Bu özenli çalışmanın içerisine bir de notalar konulsaydı daha anlamlı olurdu. Çünkü maalesef ortalıkta yanlış icraların yanında yanlış notalar dolaşıyor. Bir sonraki baskıda bu eksiklik giderilir umarız.

Eseri konuşup Ahmet Özhan’dan bahsetmezsek haksızlık etmiş oluruz. Çünkü usta sanatçı, yılların emeği ve birikimiyle eserleri aslına en uygun şekilde yorumlamış. Saz sanatçıları da yine Özhan gibi aslına en uygun şekilde eserleri icra etmiş. İrfan-ı Aşk, her yönüyle bugünden geleceğe bir emanet, Ramazan fırsatçılığı yapıp tasavvuf musikimizi katledenlere bir ders, müziğin her zaman hasını talep edenlere de özel bir armağan.
 

Zaman