Acem kızı görenleri kendine hayran bırakacak güzellikte biriydi. Bembeyaz bir teni, simsiyah saçları, toprak rengi gözleri vardı. Her zaman o iri gözlerini çekik çekik sürmeler süslerdi. Her ne kadar çok hareketli gibi görünse de bir hüzün vardı gözlerinde. Gülümserken bile gitmeyen bir hüzün.
Ali hep ovaya çalışmaya gittiğinde görürdü onu. Öyle güzeldi ki bakmaktan alıkoyamazdı kendini. Bir yandan işini yapar bir yandan da sessizce ovanın ortasında açan çiçeği izlerdi.
Acem kızı ara sıra başını kaldırır ve Ali’nin gözlerinin içine bakardı. Dudaklarında anlık bir gülümseme olur, sonra başını öne eğerdi. Bu bakış bu gülümseme Ali için dünyaya bedeldi.
Geceler boyu Ali acem kızı’nı göreceği sabahları bekler ve heyecandan uyuyamazdı. Bir gün tüm cesaretini topladı artık onunla konuşmalıydı. Uygun zamanı bekledi ve onu yalnız kaldığı bir an yakaladı ve dur acem kızı korkma dedi. Seni her gün izliyorum gel benim sevdiğim ol. Acem kızı’nın gözlerinden bir damla yaş aktı ve koşarak uzaklaştı Ali’nin yanından. Ali anlam verememişti bu gözyaşlarına.
O günden sonra acem kızı hiç gelmedi. Ali korktu ona bir şey mi oldu diye. Ama çok zaman sonra öğrendi ki sevdiği kız başka bir köye ve üstelik yaşlı bir adama başlık parası için gelin verilmişti. Artık tadı yoktu yaşamanın. Ali günlerce ovada dolaştı ve bu türkü döküldü dudaklarından her soluğunda acem kızı diye haykırdı.
Acem kızı bu türküyü duydu mu ya da Ali’nin bu türküyü kendisine yazdığını biliyor mu bilinmez ama bizler yıllardır söyler ve yaşarız bu yarım kalan sevdayı.
ACEM KIZI TÜRKÜ SÖZLERİ
Çırpınıp da şan ovaya çıkınca
Eğlen şan ovada gal Acem kızı
Uğrun uğrun gaş altından bakınca,
Can telef ediyor gül Acem kızı
Seni seven oğlan neylesin malı,
Yumdukça gözünden döker mercanı.
Burnu fındık ağzı gayfe fincanı,
Şeker mi şerbetmi bal Acem kızı
Avrupa kurban olsun karakaşına
İngiliz, Fransız değmez döşüne
Amerika, Belçika düşmüş peşine
Bir de Alman kurban bil Acem kızı.
Silkinip de Hanova’ya çıkınca
Eylen Hanova’da kal Acem Kızı
Uğrun uğrun kaş altından bakınca
Can telef ediyor gül Acem Kızı
Canım kurban olsun kıymet bilene
Belin ince boyun benzer fidana
Ateşine yandı Tarsus Adana
Getirdin başıma hal Acem Kızı
Silkinip de Hanova’ya çıkarsın
Misk ü amber gül yanağa takarsın
Kaş altından uğrun uğrun bakarsın
Can alır sendeki tel Acem Kızı
Yavru şahin gibi ben de döneyim
Yeleli de kıratıma bineyim
Berdül aynasında gökçek yanağın
Dudağından akar bal Acem Kızı
Canani âşık da der ki naz olur
Yavaş salın sonun belki hız olur
Mısır haznesini versem az olur