Yeni bir seçimden çıkmış, başka bir seçimin havasına girecek enerjiyi ise henüz toplayamamış gözüken Türkiye, beş ay sonra yerel seçimler için sandık başına gidecek.
Yavaş yavaş adaylar ve olası ittifaklar konuşuluyor.
Ama genel seçimin ittifaklarının yerelde de devam edip etmeyeceği konuşulurken daha çok rakamlar üzerinden değil büyük siyasetler üzerinden düşünülüyor.
Zaten genel olarak Türkiye’de, özellikle siyaseti yakından takip eden gazeteciler, uzmanlar, biraz mürekkep yalamışların en büyük yanılgısı siyasete fazla ideolojik ve idealistçe bakmaları.
Halbuki siyasetçiler ideallerden önce rakamlara bakıyor, ilk hedefleri de ulvi amaçlara ulaşmak değil, bir sonraki seçimleri kazanmak…
Bu yüzden Cumhur İttifakı’nın neden yerel seçimlerde yürümediğini, Andımız ya da af gibi ideolojik, siyasi tartışmalardan çok rakamlar açıklıyor.
Sadece MHP’nin 2014 yerel seçimlerinden kazandığı sekiz ilin sonuçlarına bakınca, bu illerde MHP’nin en büyük rakibinin AK Parti olduğu, bazı illerde seçimin iki parti arasında foto finishle bittiği görülüyor.
Yine AK Parti’nin az oy farkla kazandığı illerin çoğunluğunda da ensesindeki parti MHP’ydi.
Yani bu iki parti ABD seçimlerinde “swing state” denilen, ne Cumhuriyetçi ne Demokratların kalesi olmayan, ikisi arasında gelip giden illerde rakipler.
Bir kaç örnek ve rakamlar üzerinden bakalım.
Manisa’nın iki dönemdir MHP’li bir belediye başkanı var; Cengiz Ergün. Ergün Manisa’nın vergi rekortmeni olan hayırsever bir işadamın oğlu ve eski Manisaspor başkanı. Klasik ve tabandan bir MHP’li değil. Seküler, Manisalı zengin bir aileden geliyor, şehirde tanınan ve sevilen bir isim.
Manisa gibi seçmenlerin ideolojik keskinliğinin Türkiye ortalamasının altında geçişken olduğu bir ilde iyi aday başka partilerden de oy alarak seçim kazandırabiliyor.
Ergün de 2009 yerel seçimlerinde 38.7 oy alarak Manisa’da MHP’ye belediye başkanlığını kazandırmıştı. Hemen arkasında 34.7 oy alan AK Parti adayı, 13.9 oy alan da CHP adayı gelmiş.
2014 yerel seçimlerine yine Cengiz Ergün ile giren MHP bu kez 40.1 oyla belediyeyi kazanmış. AK Parti adayı hemen arkasından 36.7 oy almış. CHP adayı ise yüzde 18.3.
Halbuki Manisa’da genel seçimlerde tablo böyle değil. 2015’deki çifte seçimlerde (7 Haziran-1 Kasım) AK Parti sırasıyla yüzde 44-46 oy almışken, CHP yüzde 29-30, MHP yüzde 23-18 oranında oy almış. CHP’lilerin oyunu alabilen bir MHP adayı var.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bakalım son olarak. AK Parti 39.1, CHP 26.4, İyi Parti 13.7, MHP 11.36, HDP: 6.69.
Yani bütün partiler kendi adaylarıyla yarışa girse Manisa belediyesini AK Parti’nin alma ihtimali çok yüksek. Cengiz Ergün MHP’den girse, yarış yine MHP ve AK Parti arasında geçebilir. Daha çok CHP seçmeninden oy alabilmek için İyi Parti adayı olarak girmeyi tercih etse, seçim AK Parti- İyi Parti arasında geçebilir. Yani günün sonunda AK Parti’nin Manisa belediyesini alma ihtimali yüksek. MHP ile girilecek bir ittifakta MHP elindeki bir belediyeyi AK Parti’ye vermeyeceğine göre iki partinin ittifakı rakamsal açıdan mantıklı görünmüyor.
Benzer bir tablo MHP’nin elindeki Büyükşehir belediyelerinden Mersin için de geçerli.
Mersin de AK Parti, CHP ve MHP arasında gidip gelen Türkiye’nin “swing state”lerinden biri.
Seçimlerde üç partinin oyları birbirine yakın çıkıyor.
2009 yerel seçimlerinde belediye başkanlığını yüzde 31 ile CHP adayı kazandı. MHP yüzde 25, AK Parti yüzde 21’le onu izledi. 2014 Yerel Seçimleri’nde ise bu kez yüzde 32 ile MHP adayı belediyeyi kazandı. CHP yüzde 28.3 ve AK Parti yüzde 28 ile hemen arkasından geldi.
2015 çifte seçimleri sonuçları da birbirine yakın çıktı. Yine sırayla CHP yüzde 29-30.5, AK Parti yüzde 26- 31, MHP yüzde 21-24, HDP yüzde 17- 15 oy aldı.
Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde burada da İyi Parti faktörü belirleyici oldu; AK Parti yüzde 27, CHP yüzde 27, HDP yüzde 17, İYİ Parti yüzde 14, MHP yüzde 13.
Mersin’de de MHP’li başkanın kendi oyu var. Ama bu seçimde aday olmayacağını açıkladı. İyi Parti’den aday olacağı iddia ediliyor. Her durumda da başkanlık için en güçlü iki adaydan biri AK Parti olacak. Yani burada da ittifak mantıklı değil.
MHP’nin Büyükşehir Belediyesi Adana’da da durum benzer. 2014 yerel seçimlerinden yüzde 33.6 alan MHP adayı, yüzde 32 oy alan AK Parti adayını 1o bin oyla geçmişti. CHP yüzde 25 almıştı. Son üç genel seçim oylarına (7 Haziran- 1 Kasım- 24 Haziran) bakalım. AK Parti sırayla yüzde 30-36-33.5 almış. CHP, yüzde 28-29-26. MHP yüzde 23-19-12. HDP yüzde 14-11-13.5 ve son seçimlerde MHP’yi bölen İyi Parti 12.3. Yani MHP belediye başkanlığı olan ilde son seçimlerde HDP’den az oy almış. Burada da AK Parti seçimin favorisi. Bir ittifakta AK Parti’nin Adana’yı MHP’ye bırakması mantıklı görünmüyor.
Isparta’da ilk kez Yusuf Ziya Günaydın’la 1999’da belediye başkanlığını kazanan MHP, 2014’te de aynı isimle belediyeyi almıştı. Yine yüzde 44.5’e, yüzde 40’la AK Parti’nin hemen önünde. Son üç genel seçimde AK Parti’nin bu ildeki oyları yüzde 44-53-47 iken MHP’nin oyları yüzde 27-20-13. İyi Parti son genel seçimde yüzde 18.7 oy almış. Yine AK Parti için bırakılmayacak, kazanılabilecek bir belediye var.
MHP Karabük belediyesini ise 2014’te AK Parti’nin sadece 84 oy önünde kazanmış. Son seçimlerde AK Parti’nin oyu yüzde 53, MHP yüzde 13.51.
2014’de MHP’nin belediyeleri aldığı Kars, Osmaniye ve Bartın’da yine AK Parti ve MHP rakipler. (Kars belediye başkanı istifa ederek bağımsız kaldı)
2014 Yerel Seçimleri’nde AK Parti’nin MHP’den aldığı illerde de benzer bir rekabet söz konusuydu.
Büyükşehir belediyelerinden Balıkesir’de 2009’da belediyeyi MHP kazanmıştı; MHP yüzde 41.1, AK Parti yüzde 36.4.
2014 yerel seçimlerinde ise bu kez AK Parti MHP’nin biraz önünde belediyeyi aldı: AK Parti yüzde 39.8, MHP 31.6.
Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise tablo tamamen değişti: AK Parti yüzde 40, CHP yüzde 30, İyi Parti: 14.95, MHP: 7.4.
Benzer durum Kastamonu’da da geçerli. 2009’da AK Parti’nin önünde belediye başkanlığı kazanan MHP, 2014’de başkanlığı 250 oy farkla AK Parti’ye kaptırmıştı.
Kastamonu genel seçimlerde AK Parti’ye yüzde 51, MHP’ye yüzde 20 oy verdi.
Balıkesir ve Kastamonu örneklerinde ittifak ancak MHP’nin iddiasından vazgeçip AK Parti adayına destek vermesiyle mümkün görünüyor. Ama MHP’nin bundan nasıl bir kazancı olur, belirsiz.
Seçmen tercihleri değişken olan illerden Hatay ve Antalya’da ise durum biraz daha ittifaklara müsait.
2009’da CHP’nin AK Parti’nin önünde kazandığı Antalya belediyesini, 2014’de AK Parti CHP’nin biraz önünde almayı başarmıştı.
Ama son Cumhurbaşkanlığı seçimi bu şehirde yarışın yerel seçimde heyecanlı olacağını gösteriyor. AK Parti yüzde 33, CHP yüzde 29, İyi Parti yüzde 17, MHP yüzde 9, HDP yüzde 7.
2009’da AK Parti’nin CHP’nin 17 puan önünde belediyeyi kazandığı Hatay’da, 2014 seçimlerinde belediye başkanı CHP’ye geçip, bu kez CHP’ye kılpayı da olsa seçimi kazandırmıştı.
Yine son Cumhurbaşkanlığı seçimi burada da yerel seçimlerin çekişmeli olacağını söylüyor: AK Parti yüzde 35, CHP yüzde 31, MHP yüzde 14.5, HDP yüzde 10, İyi Parti yüzde 6.5.
Hatay ve Antalya’da seçimin sonucunu, AK Parti-MHP ya da CHP-İyi Parti ya da CHP-HDP arasındaki bir seçim ittifakı belirleyebilir.
Tabii 2014 seçimlerinde sabaha karşı AK Parti ve CHP arasında çekişmeli bir yarışla sonucun belli olduğu Ankara seçimleri de öncesinde ya da sandıkta ittifakların sonucu belirleyeceği seçimlerden biri.
MHP kökenli CHP adayı Mansur Yavaş’ın, MHP’lilerin oylarını da alabilen AK Parti adayı Melih Gökçek’le sıkı yarışı bu ilde MHP oylarının ve şimdi artı İyi Parti oylarının sonucu belirleyeceği söylenebilir.
Son genel seçim sonuçlarını hatırlayalım tekrar: AK Parti yüzde 39.2, CHP yüzde 26.15, MHP yüzde 13, İyi Parti yüzde 12.2.
MHP ile ittifak İstanbul ve Ankara’da AK Parti’yi rahatlatır ama bu desteğin karşılığında AK Parti’nin MHP’ye Akdeniz, Karadeniz, Ege’de MHP’nin sahip olduğu belediyelerin bazılarında destek vermesi, AK Parti’nin kazanabileceği belediyeleri bırakması anlamına gelir.
Zaten İç Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz’de AK Parti’nin ittifaka ihtiyacı görünmüyor.
Olası bir CHP-İyi Parti ittifakı, iki partinin Ege ve Akdeniz’de AK Parti ve MHP’nin elindeki belediyelerde şansını artırabilir. Ama hangi illerde kimin fedakarlık yapacağı yine ciddi bir tartışma konusu.
Yani bu rakamlara bakınca partilerin neden ittifaklara pek sıcak bakmadığı görülebiliyor. Yine bu rakamlar yerel seçimlerinden zannedildiğinden çekişmeli geçeceğini de gösteriyor.
Rakamlar sadece bilebildiğimiz ölçüler.
Ama yerel seçimlerin sonuçlarını sadece önceki yerel seçim sonuçları ve genel seçim rakamlarıyla tahmin etmek mümkün değil.
Belediye başkanlarının hepsinin artık kendi hikayeleri, itibarları ya da itibarsızlıkları söz konusu.
O yüzden özellikle partiler arasında gidip gelen değişken illerde sonucu bir önceki belediye başkanının sicili ve yeni adayların profilleri belirleyecektir.
Kale durumundaki iller dışında pek çok il için heyecanlı bir yarış olacak.
Şehirlere en iyi kimler bakacaksa onlar kazansın…
Karar