Tam üstüne bastınız İlker Paşam, ayağınızı kaldırın

Yazarlar
Melih Altınok’un Sabah gazetesindeki yazısı… Eski genelkurmay başkanlarımızdan İlker Başbuğ Hürriyet’e konuşmuş. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası orduda yaşananları değerlendiren paş...
EMOJİLE

Melih Altınok’un Sabah gazetesindeki yazısı…

Eski genelkurmay başkanlarımızdan İlker Başbuğ Hürriyet’e konuşmuş.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası orduda yaşananları değerlendiren paşa, “Tutuklananlarınhepsi FETÖ’cü mü” sorusu üzerine, “Ana iskelet bunlar, hiçbirtereddüt yok. Fiili hareketlerivar” yanıtını veriyor.

FETÖ’cülerin 1970’ten beri orduya sızdığını söyleyen paşanın tespitleri önemli. Zira kendisi de o orduya bir dönem Genelkurmay Başkanlığı yaptı.

Ne var ki Başbuğ, 15 Temmuz’a kafa yorduğu kadar belli ki 27 Mayıs’ta, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta ve 27 Nisan’da “darbe üretenmekanizma” üzerine düşünmemiş.
Bu tespitin kanıtı ise Başbuğ’un röportajda sarf ettiği şu sözlerde gizli:

“Askeri vesayeti kaldıralım derken asker üzerinde ‘sivil vesayet‘ mi kuruluyor?”

Evet, Çınar Oskay da bizim gibi şaşırmış olmalı ki, bu amorf “sivil vesayet” tanımını soruyor Başbuğ’a:

Sivil vesayet diye bir şeyolur mu?

Başbuğ’un verdiği yanıt, “Muzcumhuriyetlerinde kuvvetlerayrılığı 3 kurum tarafındandengelenir, hava, kara ve denizkuvvetleri” ironisini akıllara getirirtürden:
Vesayet kendiniyönetemeyen bir kurumavasilik yapmaktır!“Yani diyor ki Paşa,askeriye, yasama, yürütmeve yargı gibi bağımsızhareket eden bir güçtür! Ordu’yu halkın seçtiği siyasi iradenin yönetmeye kalkması ise “dışarıdan” müdahale, “vesayetgirişimi” anlamına gelir.
İşte size askeri darbelerden ibaret demokrasi tarihimizin formülü!

Neyse ki Başbuğ’a bir röportajda açıkça söylenebilecek kadar “makul gelen bu askeri vesayetgüzellemesi” halka artık eskisi gibi “normal” gelmiyor.

Türkiye’deki sivil iradenin de, tıpkı Avrupa’daki hükümetler gibi, askeri politikaların belirlenmesi de dahil ordumuzu “gerçektenyöneteceği“, darbesiz bir demokrasiye adım adım yürüyoruz.

***

40 KERE ‘HALKIN EFENDİSİSİN’ DERSEN…
Hürriyet’teki röportajında halkın seçtiği siyasi temsilciler ve parlamento eliyle ordusunu yönetmesini “vesayet” olarak değerlendiriyor İlker Başbuğ.

Ne var ki bu anti demokratik söylemi meşru görmesine rağmen, defalarca darbe yapan ordunun içinden bir çetenin 15 Temmuz’da nasıl olup aynı işe kalkıştığına şaşırabiliyor.
“Askeri lise, harp okulu, sınıf okulu, kurmay olursa akademi, 10 yılın üzerinde bir eğitimden bahsediyoruz.Biz bu insanların düşüncelerini nasıl değiştirememişiz? Generaller bile var, Özel Kuvvetler’deki olayı hatırlayalım… Ana düşünce, din devleti kurmak! Bu insanların düşüncelerini değiştirmekte başarısız kalmışız. Esas acı veren bu. Atatürk’ün ordusunda general olacaksınız ama onun 180 derece tersinde yer alacak, Türkmilletine ateş edecek noktayageleceksiniz. Bu inanılmaz birşey! İnsanın yüreğini yakıyor.

Ah paşam ah, bir anlasanız artık işte o “ideal” eğitim sisteminden geçti bu halkı esir almaya kalkmış tüm darbeciler. Dünün darbecileri “iyi eğitim almış” sözüm ona “Atatürkçüler” değiller miydi?

Bugünküler ise güya “dindar.” Tek farkları bu, maskeleri.

Sorun tıpkı polis, itfaiye gibi milletin hizmetkârı olması gereken bir kuruma “eleman” yetiştiren okullarda, öğrencilere ayrıcalıklı, seçkin, siyaset tanımaz birer “efendi olma” eğitiminin verilmesi.

yazının devamını okumak için…