Özgüven şimdi lazım

Yazarlar
Etyen Mahcupyan’ın Aksam gazetesindeki “Gerçekler basit olduğunda onlardan kaçmanın maliyeti de daha yüksek olur.” dediği yazısı… Sosyal psikoloji alanındaki çalışmalar kendimizi ve kimliğimizi ...
EMOJİLE

Etyen Mahcupyan’ın Aksam gazetesindeki “Gerçekler basit olduğunda onlardan kaçmanın maliyeti de daha yüksek olur.” dediği yazısı…

Sosyal psikoloji alanındaki çalışmalar kendimizi ve kimliğimizi kayıran önyargıları çok kolaylıkla benimsediğimizi ortaya koyuyor. Örneğin kendi yanlışlarımızı çevre koşullarına ya da ‘ötekinin’ tutumuna bağlarken, başkalarının yanlışlarını onların ‘karakteri’ ya da kadim özelliği olarak açıklamaya yatkın oluyoruz. AKP’yi destekleyen birçokları da son seçim sonuçlarını bir yenilgi psikolojisi ile karşıladılar ve bu duygudan çıkmanın yolunu bir ‘büyük planda’ aradılar.

Ancak bu tutum ilk başta hoşa gitse de AKP’ye ve Erdoğan’a zarar veriyor. Çünkü bu partinin ve liderinin asıl gücü sahiciliği ve samimiyetinde. Toplum içinde AKP’nin tasarruflarından hoşlanmayan, Erdoğan’dan nefret eden çok kişi olabilir. Ama hemen hiçbiri bu yapının ve doğal liderinin gayrı sahici veya gayrı samimi olduğunu inandırıcı bir biçimde öne süremez. Bu niteliklerin zemininde gerçekçilik ve irade var… Samimiyet sadece açıklık anlamına geldiğinde çoğumuzda olabilecek sıradan bir meziyettir. Kişinin kendi çıkarına olduğunu bilmesine rağmen kendi yolundan ayrılmamasını içerdiğinde ise derinde kendisiyle yüzleşen bir iradeyi ifade eder. Erdoğan’ı lider yapan özelliklerden biri bu… Sahicilik ise sadece gördüğümüzde içimizin ısınmasını sağlayan, özünün iyi olduğunu düşündürten bir duruş olarak kaldığında yine çok ender bir olgu sayılmaz. Ama kişinin duygu dünyasını çıplak biçimde sizin önünüze koymasını, bu duygunun içinize işlemesini ve gerçek bir kaygı ile bütünleşmesini ima ederse o kişiyi bir ‘köprü’, bir kuşatıcı yürek haline getirir. Erdoğan’ı lider yapan bir diğer özellik de budur.

Sahicilik ve samimiyet topluma yöneldiğinde duygu, ideal ve iradeyi gerçeklikle buluşturan ve inandırıcı kılan kanallar açar.  Dolayısıyla liderliğin sürmesi söz konusu gerçeklikle bağın kopmamasını gerektirir. Bu ise liderin ‘insan’ olduğunun, yani yanlış yapabileceğinin kabulünü ima eder. İster kişi ister parti olsun, kendi yanlışını kabul edemeyen birilerinin peşinden ne kadar gidebilirsiniz? Aksine yaptığı yanlışı görüp bunu içselleştirebilen siyasi oluşumlar ve liderler takipçilerini bir sonraki ufka taşıma meşruiyetini de kendiliğinden kazanırlar.

Yazının devamını okumak için…