Kayyum operasyonu ne getirecek?

Yazarlar
Ahmet Taşgetiren’in Star gazetesinde Koza-İpek grubuna kayyum atanması kararını değerlendirdiği yazısı… Koza – İpek Holding’e kayyum tayini, MGK’nın “Legal görünüml...
EMOJİLE

Ahmet Taşgetiren’in Star gazetesinde Koza-İpek grubuna kayyum atanması kararını değerlendirdiği yazısı…

Koza – İpek Holding’e kayyum tayini, MGK’nın “Legal görünümlü illegal yapı” diye tanımladığı ve “Terör örgütü” kapsamına soktuğu Fethullah Gülen yapılanmasına karşı yürüttüğü mücadelede en radikal hamlelerden biri olmalı. O ölçüde de karşıt hamle doğuracak gibi. Nitekim ilginç bir biçimde Doğan Grubu’ndan Cumhuriyet’e kadar, Hasan Cemal‘dan Can Dündar‘a kadar, CHP’den MHP’ye, HDP’ye kadar çok geniş bir cephe, Ak Parti’ye ve Tayyip Erdoğan‘a karşı seferber olmuş görünüyor. Buna, Amerikan Büyükelçisinden AB’li aktörlere kadar uluslararası camiadan gelen eklemlenmeleri ilave edersek, ortaya oldukça dikkat çekici bir cephenin çıktığını düşünebiliriz.

Sözünü ettiğimiz birbirinden normalde çok farklı çıkarların temsilcisi imiş gibi görünen cephenin, Koza – İpek grubuna karşı başlatılan yargı sürecini, yargı sürecinden ibaret görmedikleri, doğrudan Erdoğan kaynaklı olduğunu düşündükleri ve tepkilerini de ona karşı koydukları açıktır.

Bir şey daha: Bu cephenin olayı Koza – İpek ve hatta Gülen yapılanması ile sınırlı görmedikleri de açıktır. Çünkü normalde cepheye iştirak eden odakların Gülen hareketi ile paralel olmadıkları bellidir. Hatta geçmişte o hareketi tehdit olarak gördükleri de biliniyor. Peki neden şimdi cansiperane bir şekilde yan yana durma gereği duyuyorlar? Cevabı açık: Çünkü olay, Gülen hareketi kadar, diğerleri için de Ak Parti ve Erdoğan’la hesaplaşmanın bir boyutu haline gelmiş bulunuyor.

Buradan baktığımızda olayın seçimlerin hemen öncesinde meydana gelmiş olması ayrıca dikkat çekiyor.

Soru şu:

Ak Parti’nin tek başına iktidar olabilmesi-olamaması açısından bıçak sırtı bir durumun bulunduğu hemen tüm kamuoyu araştırmacıları, hatta Ak Parti’nin öndeki simaları tarafından ifade edildiği bir zamanda, seçimlerden sadece dört gün önce gerçekleşen bu olay, acaba seçimleri nasıl etkiler?

Acaba Diyarbakır, Suruç, Ankara bombasına benzer bir sonuç
doğurur mu?

Daha kestirme bir soru soralım:

– Bu olay Ak Parti’nin oylarını artırır mı, geriletir mi?

Bu olayın Ak Parti’nin oylarını artırabilmesi için mesela Ak Parti’ye oy vermekte tereddüt gösteren toplum kesimlerinde şöyle bir beklenti olması lazım:

– Helal olsun bu hamleyi yapanlara. Bir de Ak Parti paralel yapı ile yeterli mücadele etmiyor diyorlardı. İşte bakın nasıl çullanıldı paralel yapının finans odaklarına vs…

Ne dersiniz böyle düşünen hangi çevre var Türkiye’de?

Vaktiyle Gülen Camiasının Emniyet ve Yargı’daki uzantılarından çok çekmiş bulunan çevreler bile, böyle bir heyecanla gidip Ak Parti’ye oy atar mı? O çevre şu anda garip bir biçimde Gülen yapılanması ile cephe oluşturup Ak Parti’ye karşı mevziye yerleşmiş değil mi?

Benim kanaatim:

Bu olay, bir yığın spekülasyona sebep olabileceği cihetle seçim öncesinde Ak Parti’nin lehine olmaz.

Koza – İpek Grubu’nun Gülen Camiası ile illegal bir finans ilişkisi bulunuyorsa, bu, elbette soruşturma konusu olacaktır. Ancak böyle bir operasyon seçimlerden önce yapılmak zorunda mıydı?

Soralım:?

– Acaba operasyondan Ak Parti’nin seçim değerlendirmelerinden sorumlu çevrelerinin haberi oldu mu?

yazının devamını okumak için…