İnsan sevmez hayvanseverlik!

Yazarlar
Haşmet Babaoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı… Hayvanları seviyorum. Sadece kedi, köpek gibi gönlümüzü çalanları değil, börtü böcek ve sürüngenler gibi tiksinç bulunan hayvanları da seviy...
EMOJİLE

Haşmet Babaoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı…

Hayvanları seviyorum.

Sadece kedi, köpek gibi gönlümüzü çalanları değil, börtü böcek ve sürüngenler gibi tiksinç bulunan hayvanları da seviyorum.

Ama “hayvanseverlik” denen halden fena halde şüpheliyim.

Çoktandır, hayvanlarla ilişkimizde “sevgi“den başka kavram ve davranışları hesaba katmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.

Merhamet mesela…

Şefkat…

Ve elbette “hakkını tanımak” ve “değerini bilmek” de bunlara dahil olmalı.

Sevgi” deyince çok şey karışıyor.

Çünkü içinde yaşadığımız modern kültürde sevmek ya “sevdiğini hapsetme“ye ya da “sevdiğinden başka her şeyden nefret etmeye” tekabül ediyor.

Kabul edelim ki, hayvanseverlik de gitgide böyle bir yüze büründü. Çok üzücü.

Ve ibretlik bir durum.

***

Malum, Nepal‘deki depremden sonra Leman Sam‘ın attığı tvit çok konuşuldu.

“Nepal’de Hindu Tanrıçası için yüzlerce hayvan katletmişlerdi, cezasız mı kalacaktı, bugün binlercesi öldü, tanrıçaları kabul etsin artık.”

Diyorum ki…

Böyle çıkışlar karşısında hemen köpürüp o kişinin üstüne çullanmaya kalkışmak yerine biraz daha sakin kalıp olup biteni değerlendirsek…

Günümüz insanının kibirle beslenen zihnine dair ne çok ders çıkartacağız.

Mesela dikkatle bakınca çırılçıplak görünüyor: Leman Sam’ın hâkim duygusu sevgi değil, nefret.

Konu gazap ve ceza olduğunda, o tanrıçaya Hindulardan daha çok inanmaya hazır Leman Sam!

Söyleyin, bu kadar yoğun nefret duygusunun hâkim olduğu bir kalpte hayvanlar için hakiki bir sevgiye yer kalır mı?

yazının devamını okumak için…