‘Fuzuli Okumaları’ isimli söyleşi programıyla 8 ay boyunca sevenleriyle biraraya gelecek olan Pala, dinleyenleri adeta zamanın içinde bir medeniyet yolculuğuna çıkardı.
‘KISIRLAŞTIK, SIĞLAŞTIK’
İlk söyleşisinde, Ünlü Divan Şairi Fuzuli’nin ‘Nice yıllardır, ser-i kuy-ı melamet bekleriz.’ dizeleriyle başlayan gazeli üzerinden günümüz yaşantısına dikkat çeken Pala, ‘İrfanı eksik hayatlar yaşıyoruz diyerek, günümüz yaşantısını eleştirdi. Pala, ‘ Kalabalıklar halinde tekil hayatlar yaşıyoruz. Hepimiz ben olmak istiyoruz. Halbuki irfan önceleri bir mahalle anlayışıydı. Ortak sevinçler ve hüzünler vardı. Bizler kısırlaştık, sığlaştık ve anlamları yitirdik.’ diye konuştu.
‘MADDEYE DÜŞKÜN OLMAYIN’
Gazelin devamında Fuzuli’nin bu dünyadan leş olarak bahsettiğinin altını çizen İskender Pala, maddeye çok önem verilmemesi gerektiğini ifade ederek, katılımcılara; ‘ Dünya gölge gibidir. Siz sırtınızı dönerseniz, arkanızdan gelir. Önünüze alırsanız, daima kaçar. Ömür boyu, onu yakalamakla uğraşırsınız. Dünyadaki insanların mutsuzluğunun sebebi, maddeye düşkünlükleridir. Yunus Emre’nin dediği gibi, ‘ Bunca varlık varken, bitmiyor gönül darlığı.’ Halbuki gözümüzü toprak doyuracak.’ sözleriyle seslendi.
‘FUZULİ’YE FUZULİ OLARAK BAKIYORUZ’
Pala, Fuzuli’nin değerinin bilinmediğini ifade ettiği konuşmasında, ‘Fuzuli, bir başka milletin şairi olsa adına bir enstitü kurulurdu. Hakkkında kütüphaneler dolusu kitaplar olurdu. Filmler çekilirdi. O, dünya edebiyatında Shakespeare ve Goethe’ye eşittir. Onlar gibi, aşkları ve derin hikayeleri anlatmıştır. Bugün Shakespeare’i okuruz ancak Fuzuli’ye fuzuli olarak bakıyoruz.’ dedi.