İbrahim Karagül’ün Yenişafak gazetesinde; “Bu yoketme planı uzağımızda değil. Etrafınıza bakın, sırada biz varız. Son büyük devletin çöktüğü yerdeyiz. Asıl hesaplaşma bizimle olacak.” dediği yazısı…
Mısır’da küresel işgal cephesi kazandı. ABD ve Avrupa’nın “kiralık katilleri” kazandı. Çünkü bu coğrafyadaki her darbeci Batı’nın kiralık katilidir.
Demokrasi, özgürlük ve insan onuru kaybetti. Mısır halkının özgürlük arayışı, onur ve adalet arayışı kaybetti.
Şimdilik..
Dünya tarihi, Adem’in çocuklarından bu yana doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün, haklı ile haksızın, adalet ile zulmün savaşıdır. İnsanlık tarihi, dünya düzeni sadece bu hesaplaşmaya ayarlıdır.
Dün bu savaşın bir cephesi daha Kahire’deki Cunta mahkemesinde kendini gösterdi. O “kiralık katiller” dün Habil’i bir kez daha öldürdü.
Firavunla İsrail bu sefer aynı cephede birleşti. Kadim düşmanlar bu sefer omuz omuza vererek İsmail’in çocuklarını kurban ediyor!
Mısır tarihinin demokratik ve özgür seçimlerle yönetime getirdiği, ABD ve Avrupa’nın planladığı askeri darbe ile devrilen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, idama mahkum edildi.
Mursi ile beraber, hiçbir şekilde şiddete bulaşmamış olan İhvan’ın siyasi kolu Hürriyet ve Adalet Genel Sekreteri ve şehit Esma‘nın babası Muhammed Biltaci ve İhvan’ın beyni olarak bilinen Hayrat Şatır da idama mahkum edildi.
Yine Yusuf Karadavi, Muhammed Bedii, Reşad Buyumi, Muhyi Hamid, Muhammed el-Kettatni, Assam el-Aryan da idama mahkum edildi. 116 kişiye idam, 17 kişiye müebbed verildi.
Mahkumiyet değil bunlar, cinayet, intikam, siyasi soykırım.
Zulüm ve katliamlarla dolu, Firavunlarla dolu Mısır’da, Sisi’den önceki zalimler bile bu kadarını yapamadı. Nasır da, Enver Sedat da, Hüsnü Mübarek de bu kadarını yapamadı.
ABD’nin, Avrupa Birliği’nin, Ortadoğu’daki otoriter rejimlerin ortaklığında Mısır, tarihin en büyük siyasi cinayetlerinden birine sahne oldu.
Mesele Mısır meselesi değil. Sudan’dan Suriye’ye kadar yayılan tek demokratik muhalefet küresel bir proje ile tasfiye ediliyor. Coğrafyamız, karanlığa, kaosa, belirsizliğe, İslam adına şiddeti öne alanlara teslim ediliyor.
Birinci Dünya Savaşı kadar büyük bir proje bu. Yüz yıl sonra tarihin en büyük istila ve tasfiye operasyonları bu. Sadece Nil kıyılarında değil, Mezopotamya’dan Anadolu’ya yaymak istedikleri bir plan bu.
Sisi bir tetikçi, bir kiralık katil, bir soytarı. Arkasındakilere bakın siz.
ABD ve Avrupa ülkelerine bakın. Türkiye’ye savaş açanlar, bu ülkenin büyüyüp güçlenmesine karşı tuzak üstüne tuzak kuranlar var o kararların arkasında.
Bir Haçlı zihniyeti, bölgemizdeki tetikçileri ile ülkelerimizi yok ediyor, parçalıyor, insanlarımızı birbirine boğazlatıyor, bizi yok etmeye, bir yüz yıl daha susturmaya çalışıyor.
İdamla, ölümlerle Habil’in çocuklarını sindireceklerini, yok edeceklerini sanıyorlar. Yeryüzünden silip süpüreceklerini sanıyorlar. Süremezler, süremeyecekler.
Bu hesaplaşma kıyamete kadar devam edecek.
Suudi Arabistan yönetimi, Mısır cuntasına verdiği desteğin, milyar dolarların bedelini kendi ülkesini kaybederek ya da parçalanarak ödeyecek. Bir-iki yıl bekleyin, göreceksiniz. Basra Körfezi’nden başlayıp S. Arabistan’ın kalbini vuracaklar. Bu siyasi körlüğün bedeli onlara çok ağır olacak.
Ne demeli?
Arap Baharı‘nı yeniden askeri darbelere çeviren Avrupa, bu idamlardan sorumlusun ve ahlaksızsın!
Sisi ile 8 milyar Euroluk anlaşma yapan Angela Merkel, bu idamdan sorumlusun ve ahlaksızsın!
Ülkemizde hala Avrupa satanlar, bu idamlara sessiz kalırsanız siz de sorumlusunuz ve ahlaksızsınız!
“Mısır’ın yüzde 52 ile seçilmiş Cumhurbaşkanı’na idam” başlığı atanlar siz de sorumlususunuz ve ahlaksızsınız!
13 yıllık AK Parti yönetimi, işte bu ikiyüzlülüğü gösterdi Türkiye’ye. Büyük hesaplaşma bu yüzden. Hala anlamıyor musunuz?
Dünya siyasi tarihinde, modern siyasi tarihte, AB ve ABD’nin ortaklaşa askeri darbesinden ve bu idamlarından daha ibretlik bir örnek yoktur.
Ortadoğu, 1. Dünya Savaşı dönemi kadar saldırı altında. Bu bir dünya savaşı. Bizi yüz yıl daha gömmek istiyorlar. Uyanın!