“Gülen’i verirlerse kesin başka planları vardır”

Yazarlar
Ergun Diler’in Takvim gazetesindeki 15 Temmuz darbesi ve arka planını Gülen’in ABD’ye gidişinden ele alarak sorguluyor ve “Bir YABANCI “Türk Hava Kuvvetler...
EMOJİLE

Ergun Diler’in Takvim gazetesindeki 15 Temmuz darbesi ve arka planını Gülen’in ABD’ye gidişinden ele alarak sorguluyor ve “Bir YABANCI “Türk Hava Kuvvetleri’nde 30 MİLLİ PİLOT BULAMAZSINIZ” dedi. Şaka gibi değil mi?” diye soruyor.İşta o yazı…

HERKES 15 Temmuz’un şokunda. Sadece biz değil dünya da böyle. Kimse olanlara inanamıyor. Akıl dışı buluyor. Oysa ortada muazzam bir AKIL var.

Öyle böyle değil. Ama günlük düşünmeye alıştırıldığımız için testi kırıldıktan sonra kadrajı genişletiyoruz. Oysa BÜYÜK GÜÇLER OPERASYONLARI ANLIK değil, geniş zaman dilimlerini düşünüp yapar. 25 yıllık, 50 yıllık!

Pensilvanya olayı böyle. Ama işin arkasında başından beri bizim ASKERİMİZ vardı.

Pensilvanya yolculuğunu başlatan, yönlendiren ve yöneten bizim askerdi.

Şimdi orada TEMİZLİK yapacağız.

Çok merak ediyorum nasıl yapılacak?

Göreceğiz…

Graham Fuller 1964’ten beri buralarda olan bir isimdi. Çok akıllı ve sistematik çalışan bir CIA ajanıydı.

Çocuğuna ANKARA ismini koyacak kadar hırslı ve inançlıydı. Yıllarca gelip gitti. Kimlerle görüştü? Ne istedi ne verdi? İlişkileri nasıl kurup nasıl yönetti? Bilen var mı? Sanırım çok az kişi…

Devam…
Öcalan’la Gülen’in alınıp verilmesi arasında yaklaşık 1 ay var. Sizce bu tesadüf mü? Değil elbette!

OPERASYON… Her şey o gün başladı. Gülen’in alınması da bir istihbarat operasyonuydu!
1999’da Gülen Amerika’ya gitti.

Gidişini cemaatte bir iki kişi ya biliyor ya bilmiyordu! Amerika seyahati başlamadan önce  ORDUDAN üç üst rütbeli subay Gülen’e durumu aktardı. Asker, bir an önce Amerika’ya gitmesini istiyordu. Burada kalmasına şiddetle karşıydılar!

Askere ne değil mi? Hani LAİK CUMHURİYET‘i korumak ve kollamakla görevliydin! Hani orduda irticaya yer vermeyecektin ve mücadele ediyordun?

Hepsi milleti uyutmak için söylenen masallardı. Çok az kişi bunu gördü! Askerler, Gülen’i ikna ettiğini düşünüyordu. Oysa direniyordu. Gönülsüz olduğu DEVLETİN KORİDORLARINDA konuşuluyordu. Gitmek istemiyordu.

Devreye rahmetli Ecevit girdi. DERİN DEVLET şimdi de Ecevit’e rol vermişti. Rahmetli, telefonda Gülen’in anlayacağı bir tonla “Sağlığınız bizim için her şeyden çok daha önemli…” demişti. Aslında Ecevit resmen uyarıyordu Gülen’i… Kalmaması gerektiğini kriptolu bir şekilde söylüyordu…

Durum anlaşılmıştı. Artık Türkiye’de kalmak zordu. Yola çıkıldı.

Amerika’ya gider gitmez Gülen geri dönüş planı yaptı. Kendini seferi görüyordu. 4 ay böyle gelip geçti. Ama oyun böyledir. Kendi isteğiyle döneceğini sanıyordu.

Aslında yönetmiyor yönetiliyordu!

Amerika’ya ayak bastığı günden beri periyodik zamanlarda CIA‘ya gidip tekmil veriyordu. 

Yakınlarına “Bacak kadar çocuklara ifade veriyoruz. Bu iş mi?” diye yakınıyordu. Anlamıştı.

Dönemiyordu. Ama kararlıydı.

Gelecekti. Gerekli adımları attı. Mesafe aldı… Türkiye çok uzak değildi!

Ama işler bir el tarafından karıştırıldı!

Bu kez gitmeden önce yaptığı konuşmaları toplantıları televizyonda gördü. Şaşırmıştı! 

Şoktaydı! ATV o zaman kullanılan kanaldı. Ali Kırca ASKERDEN gelen bantları yayınlıyor ortalık karışıyordu. Kasetler askerden servis ediliyordu. Kasetlerin içinde ATATÜRK karşıtlığı tavan yapıyordu.

Büyük kanallar bunları yayınlıyor, Amerika öncesi cemaat hakkında oluşan POZİTİF HAVA yerini kin ve nefrete bırakıyordu.

Asker televizyonlar üzerinden kasetlerle gitti. Ve sonuç aldı. Gülen, Reha Muhtar’a bağlandı. Reyting zıpladı. Türkiye ekrana kilitlendi. Ama insanlar o kaset sorularına verilen cevaplardan ikna olmadı. Gülen kaybetmişti. Özür dilense de artık Amerika’dan dönemeyecekti. Hayatı ve cemaat aslında onun değildi. Bunu o zaman net olarak anladı. Gönderen de almayan da ASKERDİ! Tabii biz olaylara böyle bakmıyorduk. NATO‘yu görmüyorduk!

Klişeler, sloganlar hayatımızı yeterince dolduruyordu!

O yayınlardan sonra cemaat dağılma noktasına geldi. Ama izin verilmedi. Artık karargah ALAMUT KALESİ gibi Pensilvanya idi. Artık cemaat adına iş yapılacak ama cemaate ve liderine sorulmayacaktı.

Operasyon buydu zaten!

Ben yıllardır “Neden buna izin verip kendinizi kullandırıyorsunuz!” dedim. Hiç anlatamadım.
Bizi kötü bildiler!

Graham Fuller çok uzun yıllardır Gülen’le yakın dost. CIA rozeti 1997’de verildi. Cemaat üzerinden, ILIMLI İSLAM ya da AMERİKAN TARZI İSLAM getirilecekti.

Polise, askere, adalet sistemine sızılmasının amacı buydu. Arkada yerli ve yabancı istihbarat sizi destekliyordu. Rotayı belirleyen CIA‘ydı. Herkes bu yoldan ilerliyordu. Yıllar içinde dikkat edin hep polis ve yargıdaki adamları konuşuldu. Bilerek bazı küçük deşifreler yapıldı. Asıl amaç ASKER içindeki yapılanmayı saklamak ve büyütmekti.

Gülen üzerinden Türkiye, Amerika’ya sonuna kadar bağlanacaktı.

17 Aralık milat oldu. Erdoğan ile cemaat karşı karşıya geldi. Cemaate yüklenildi. İlk kez! Bunun üzerine Amerika ile ara açıldı. Gülen, Amerika demekti. İpler kopunca herkes saldırıların geleceğini tahmin ediyordu.

Dün de bugün de yarın da geleceklerdi.

15 Temmuz, Paralel’in ORDUDAKİ gücünü gösterdi. Bir kısmını. Çünkü herkes  “DELİL GETİRİN ÖYLE ATALIM!” diyordu.

Delil isteyenlerin kendisi delildi! Kimse bir şey yapamadı. Şu anda konuşulan rakamların üstünde asker, onların emrinde! Bir YABANCI “Türk Hava Kuvvetleri’nde 30 MİLLİ PİLOT BULAMAZSINIZ” dedi. Şaka gibi değil mi? Bu kadar uçak, bu kadar emek, bu kadar para ama bize çalışan asker yok!

Dışarıdan gelecek bir hamleye, kiminle cevap vereceğiz. Kim bize çalışıyor bilen yok! CIA‘dan doğrudan emir alan pilotlar var. Nasıl ayıklanacak bunlar. Ayıklanırken, orduda temizlik yapılırken dışarıdan bir saldırının gelmeyeceğinin garantisi ne? Önemli sorular ve cevaplar ortada. Çok akıllı ve temkinli olmamız gereken bir zaman diliminden geçiyoruz.

Dünyada Türkiye’den başka Amerika’yı üst üste birkaç kez alt eden başka ülke yok. 17-25 Aralık, Gezi, 15 Temmuz… Aradaki etkili operasyonları saymıyorum bile…

Obama’dan bile demokrasinin ve hükümetin yanındayız açıklaması geliyor! Bu ikinci hamle için hazırlığın başladığını gösterir. Hasar tespiti yapıyorlar. Belki kendi içlerinde tasfiye de yapacaklar. Ama kısa zamanda Gülen’i vererek YENİLDİKLERİNİ göstermezler. (Eğer Gülen’i vereceklerse kesinlikle başka planları vardır!) 15 Temmuz direnişini gördüler.

Halkın yönlendirilmesi için kesinlikle silah kullanmadan psikolojik operasyon yapacaklardır. Bu sonucu doğuracak enstrümanlar kullanacaklardır. İçerideki birliği dağıttıktan sonra ikinci adımı atarlar. Türkiye’de hiç olmadığı kadar AMERİKAN KARŞITLIĞI yükseldi.

Bunu hiç beklemiyorlardı. Ortaya çıkacak her emare CIA‘ya fatura edilir.
Bu nedenle sessizce geleceklerdir.

Erdoğan’ı tasfiye etmek için gerekirse Paralel’i vereceklerdir. Bu onlara 15-20 yıl kazandırır!
Önlerindeki engel Erdoğan!

Bakın 15 Temmuz’dan sonra alınan generallere! Tamamına yakını NATO’da görev yapmış isimler.

Başkaları da var!

Unutmayın rahmetli Erbakan’ı İsviçre’den getiren de ASKERDİ, Gülen’i büyütüp Amerika’ya yollayan da… İSLAM’ın nasıl kontrol edileceğine ordu karar vermek istiyordu.

yazının devamını okumak için…