Güç gösterisi

Yazarlar
Ergun Diler’in Takvim gazetesindeki, Dünyada yaşanan savaşların arka planına ışık tutan  yazısı… Ortadoğu‘da işler karıştı. PKK eline silah aldı. Suudlar Yemen’e vurdu. İr...
EMOJİLE

Ergun Diler’in Takvim gazetesindeki, Dünyada yaşanan savaşların arka planına ışık tutan  yazısı…

Ortadoğuda işler karıştı. PKK eline silah aldı.
Suudlar Yemen’e vurdu.
İran ile Suudlar arasındaki gerginlik tavan yaptı. Suriye zaten toz duman… Büyük devletler oradayken şimdi de Ruslar bomba yağdırmaya başladı… Küçücük bir TOPRAK parçası için kopan kıyametin anlamı neydi?
Kim ne istiyordu? Suriye sınırları bu kadar değerli ise niçin 100 yıldır kimse elini uzatmıyordu? Para ve silah neredeydi? Kim hangisini kontrol ediyordu?
Ve en önemlisi nereye sürükleniyorduk?
Marcus Goldman Almanya’dan ABD’ye göç ettikten sonra GOLDMAN SACKS’ı (Goldman Sachs) kurdu. PARA ile uğraşıyordu. Kendisi gibi ALMAN damadı Rothschildler ile yakın dosttu! Goldman Sachs’ın SACHS’ı damat Samuel Sachs’tan geliyordu! Aile Lehman Brothers’ın önemi oyuncusu Philip Lehman ile de çok yakın dosttu! Yani birkaç aile PARANIN kontrolü için Avrupa’yı ele geçirdikten sonra Amerika’ya açılmıştı… Sadece bu kadar da değillerdi üstelik!
Buraya döneceğiz…
İngiltere İkinci Dünya Savaşı’na kadar dünyanın en büyük gücüydü…
Merkez Londra’ydı. Akıl da buradaydı.
Hedef ülkeleri, toprakları, yönetimleri ÖRGÜTLERLE yönetirler ve kontrol altına alırlardı. Mesela Türkiye’de 78 milyon insan yaşıyorsa hepimizle ilgilenmezler, hepimizi kontrol edecek mekanizmaları ele geçirirlerdi. Bu bazen asker, bazen cemaat lideri, bazen sivil kuruluşlar, bazen ilim adamları, bazen sanatçılar, bazen de siyasiler olurdu! Her kimi kontrol altına alırlarsa yanında kesinlikle bir İDEOLOJİYİ kullanırlardı. İnsanlar o ideoloji peşinden koşarken, Londra’ya hizmet ettiğini düşünemezdi.
Bunu görecek alan bırakılmazdı.
Eğer din kullanılacaksa bunu sonuna kadar yaparlardı. Amaçları için sistemin içindeki 1-2 kişiyi öne çıkarıp kullanırlar, böylece milyonları yönetirlerdi. Tabii kitleler bunu göremezdi!
Amerika ise kuruluşunda her kim AKIL ettiyse bambaşka bir modelle geldi. Uzak olmasına rağmen OSMANLI modelini benimsedi. Temeli attı ve serpildi. Nasıl bizde Ermeni, Yahudi, Yezidi, Arap, Slav DEVLET ADAMLARI varsa, Amerika’da aynısını yaptı. BECERİ VE YETENEĞİ öne çıkardı! Kim hak ediyorsa görevi ona verdi. Osmanlı’nın nasıl yıkıldığını iyi bildikleri için Osmanlı’nın çaresiz kaldığı alanları kapattılar.
İngilizler, Osmanlı’nın örgütlenme yapılarına sızıp halkı içeriden kopardılar.
Amerika bunun olmaması için DOLAR’a yüklendi. İngilizler gibi ÖRGÜTLENME yapacak güçleri ve birikimleri yoktu.
Ama PARA ile gidip kendi sistemlerini kuruyorlardı. Atom bombası attıkları Japonya’ya yaptıkları gibi… Önce dövüyorlar, ardından gidip MALİ SİSTEMİ hayata geçiriyorlardı. Japonların inanç eksenine girmeden gidiyorlardı. Devlete sızmıyorlardı!
Japonlar çalışıp ARTI PARA meydana getiriyorlar, bunlar da bir şekilde Amerikan bankalarının yolunu tutuyordu. Yani Japonlar, aslında Amerikalıların refahı için çalışıyordu! Tıpkı Çinliler ve Araplar gibi…
Özellikle ARTI PARALAR kesinlikle ve kesinlikle Amerika’nın kontrolünde harcanırdı. Mesela hiçbir ARAP LİDER buna kendi karar veremezdi. Irak-İran Savaşı ya da Afgan mücahitlerin Rus direnişi hep bu parayla finanse edildi. El Kaide gibi pek çok önemli istihbarat operasyonları, bu parayla yürüyordu… Amerika İngilizler’in aksine yeni bir model kurmuş ve egemenliği ele geçirmişti! Ve bunu kendisinden alacak tek gücün İngiltere olabileceğini biliyordu!
Bunun için de İngilizler, yine örgütlenme ile işe koyuldular… Bunu yeryüzünde en iyi bilen AKIL olarak bu kez kendi zayıf yönlerini keşfettiler. Amerikan modelini izleyip “Nasıl geri geliriz’i?” tartıştılar.
Bunun yolunun PARADAN geçtiğini gördüler. Bu nedenle Amerika’da oluşan ARTI PARALARI, yani Çin, Japon ve Araplar’ın paralarını kullanma yoluna gittiler.
Kiminle? 1800’lerin ortalarında ABD’ye bilerek giden AİLELERLE … Yer altı örgütlenmelerini, PARANIN GÜCÜYLE birleştirdiler… Devletlerin ve milletlerin içine SIZMA kabiliyetlerini şimdi PARAYA nüfuz ederek gösteriyorlardı.
Yavaş yavaş hızlıca…
Yeltsin döneminde Rusya’yı da tamamen ele geçirdiler. Amerika yetişti. Putin geldi. Gidenleri geri aldı. SOVYETLER’in yıkılması bir rejim değişikliği değildi. Amerika-Rusya arasındaki SİLAHLANMAYA dayalı sistemin yerine PARANIN konulmasıydı. Amerika’da güçlenen, Avrupa’da zaten çok güçlü olan yapı Rusya’yı da ele geçirmişti. Putin’i destekleyen Amerika dengeyi kurdu… PARANIN elden gideceğini ilk kez orada gördü. Para ile yönetmenin eskisi kadar kolay olmayacağını anladı. Yeni bir şey yapmak için adım atmak durumundaydı.
Tekrar ABD-Rusya gerilimine geri dönüldü. Ukrayna ya da Suriye gerginliği ŞOV’du! Önemli olan gerginliğin olması, KUTUPLARIN ortaya çıkmasıydı. Bir de bu YÜKSEK TANSİYON bilerek ve isteyerek ORTADOĞU’da da olacaktı!
Öyle oldu! Bir sabah uyandık ki IŞİD karşımızda!!!
Bu ikili ittifak ARTI PARALARI kontrol altında tutmak için yola çıktı. Mesela PETROL fiyatlarını düşürdü. Araplar’ın cebindeki parayı azalttı. Volkswagen’e egzoz gazından girerek Almanlar’ın en büyük kozuna darbe indirdi. Çin’de geçtiğimiz ay BORSA’da çekirge sürüsü vardı. Çin serildi.
Belki birkaç gün sonra Çin’in sattığı mallar için “ZEHİRLİ” iddiası ortaya atılırdı. Ve bu zehirleri de emin olun ABD’li iki öğrenci bulurdu! İngiltere Kraliçesi sembolik bir güç duruyor gibi görünse de kendisi ve etrafındaki AKIL hiç yenilmedi. Dayak yemedi. Kenara atılmadı. Sadece geri çekildi. Ve bu akıl hiç küçümsenecek bir şey değildi… Amerikalılar bunu biliyordu. Ama bizler her iki ülke aynı dile konuştuğu için onları DOST sanıyorduk… Mesela Soros Amerikalıydı ama İngilizdi! Tıpkı Rusya’dan Londra’ya kaçan oligarklar gibi…
Osmanlı da, Amerika da farklı renkleri kullanarak büyüdü. Türkiye’nin şimdiki rolü de bu! Ama HDP buna karşı çıkıyor. PKK bunu istemiyor. Oysa PARANIN yerine ABD-Rusya silahı koydu bile… Buna karşı çıkanlar ezilir gider…
Demirtaş ve ekibi AVRUPA kanadının sözünü dinleyip bu oyunu bozma peşinde.
Türkiye’nin kendi içindeki bütünleşmesini engellemek istiyorlar. Bunu da TÜRK BAYRAĞINI buruşturarak gayet iyi yapıyorlar. İngiliz sisteminin AMERİKA‘dan rövanşı alabilmesi için BARONLARA ve Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye demek İSLAM demek.
Amerikan derin devleti de hem KATOLİK alemine hem de İslam alemine bu nedenle aralıksız zeytin dalı uzatıyor.
Kavga dünyayı kimin yöneteceğiyle ilgili…
İngiliz tarafından bize düşen rol figüranlık…
ABD-Rusya ittifakı ise koca imparatorluk vadediyor! Tabii küçük harflerle…
Önce Amerika sonra da Rusya SURİYE’ye çöktü. Rus uçaklarının kimi vurduğu hiç önemli değil. GÜÇ GÖSTERİSİNİN adresi belli…
Devletler ve silahların konuştuğu bir döneme girdik. Türkiye zaten bunun işaretlerini fazlasıyla veriyor.

yazının devamını okumak için…