Gökhan Özcan Yenişafak gazetesindeki yazısında “okuma notları”nı paylaşmış…
“Hz. Muhammed hem cesareti hem de müşfikliği dolayısıyla sevilir. Sadece bir savaşçı ve insanların önderi olduğu için değil, mükemmel koca, mükemmel baba ve mükemmel arkadaş olduğu için de sevilir; en mütevazi, en biçare kadın ve erkekler dahi onu düşünerek böyle bir dosta sahip olma hayalleri kurarlar. Ona en yakın olmuş insanlar ‘havariler’ olarak değil ‘arkadaşlar’ (ashab) olarak bilinirler. Ölümünden ondört asır sonra bile yalnız kaldıklarında Müslümanları avutan ve felaketlere göğüs germelerini sağlayan bu arkadaşlıktır. Hz. Muhammed (s.a.v) olmasa bu dünya soğuk ve tahammül edilmez bir yer olurdu”/İslam ve İnsanlığın Kaderi/Gai Eaton/İnsan Yayınları
“Allah’ın en büyük ihsanı, imandır. İman, kendini giyene her zaman büyük gelen bir cübbe gibidir. Asla çekmeyen, küçülmeyen, fakat giyen kişinin tekamül ederek içine sığması gereken bir cübbe… İman Cübbesi’nin içine sığma sürecine de ‘Hayat’ denir. Okuyabilenler için, Allah Kur’an-ı Kerim’de nice sırlar ifşa etmiştir. Kalp gözüyle görebilenler için Allah, hazinelerini mahlukatı içine gizlemiştir.
Dünya, gözleri kapalı olanlar için görünmez bir yerdir. Kalp gözleri açıldığında, Allah’ın gizli hazineleri ortaya çıkar.”
…
“Dünyada altı milyarı geçkin insan var. Ancak onlardan her birinin vefatı kendine mahsustur. Gidip gelmek ve gidip gelmemek vardır. Gidip gelmek ve bulmak, gidip gelmek ve bulmamak vardır. Zihninde ve kalbinde bu düşünceyle insanlar birbirleriyle vedalaşırlar. Her ayrılış, kısa bir müddet için de olsa, kalbi endişeye gark eder.
Kişi vefat ettiğinde, kendisine has simasını da alıp gider. Allah, iki yüzü aynı yaratmamıştır. Zihin ve kalplerde yer edinmiş binlerce hatırayı alıp giderler. Başka kimsenin paylaşamayacağı hatıralar… Dağa tırmanır gibi aşılan hatıralar… Bazıları kaburgalara yapışır, diğerleri de genişleyen kalbe dalar ve kainatın tutkalıyla orada hep var olan Allah’ın Esma’sına tutunurlar. Bu kişisel hatıralar her birimizle birlikte dünyadan ayrılırlar.”/ Kış Hasadı-Bob Dylan’dan Mevlana’ya/Shems Friedlander/Sufi Kitap
“Maskaralığı dileyen gülmeyi sever. Gülmeyi dileyen çekiştirmeyi sever. Çekiştirmeyi dileyen öfkeyi sever. Öfkeyi dileyen açgözlülüğü sever. Açgözlülüğü dileyen kıskançlığı sever. Kıskançlığı dileyen hased etmeyi sever. Hased etmeyi dileyen büyüklenmeyi sever. Büyüklenmeyi dileyen vücudunu sever. Vücudunu dileyen nefsin istek ve arzularını sever. Nefsin istek ve arzularını dileyen nefsini sever. Nefsini dileyen şeytanı sever ve şeytanı dileyen Yüce Allah’ı sevmez.”/Alevi-Bektaşi Klasikleri-Makalat/Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli/Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
“Müslüman bilginler, görevlerinin Allah’ın ayetlerini tabiatta, tarihte, beşerin psikolojisinde görüp gözlemlemek olduğunu, bu ayetlerin yanından ‘körler ve sağırlar gibi’ (Furkan, 25/73) geçip gitmemeyi, çünkü gerçekte ‘kim bu dünyada körse, ahirette de kör’ (İsra, 17/72) olacağını her zaman belirtmişlerdir”/Duanın Ruhu/Prof. Dr. Eva de Vitray-Meyerovitch/Şule Yayınları