Gezi Parkı, ‘Afilli Filintilar’ı karıştırdı

Yazarlar
Tuba OLGAÇ’ın haberi Afilli Filintalar grubu karıştı… Hakan Albayrak 12 Haziran Çarşamba günkü yazısında Gezi Parkı eylemlerini çok sert bir şekilde eleştirdi. Albayrak’a cevap ...
EMOJİLE

Tuba OLGAÇ’ın haberi

Afilli Filintalar grubu karıştı… Hakan Albayrak 12 Haziran Çarşamba günkü yazısında Gezi Parkı eylemlerini çok sert bir şekilde eleştirdi. Albayrak’a cevap gecikmedi. Murat Uyurkulak, Gezi Parkı eylemini eleştiren Hakan Albayrak, Murat Zelan ve Samed Karagöz’ü eleştiri yağmuruna tuttu ve gruptan ayrıldığını açıkladı. Uyurkulak’ın yazısının hemen ardından Murat Zelan bir yazı yayınlayarak, “ben de gruptan ayrılıyorum” dedi ve eylemlere karşı olduğunun bir kez daha altını çizdi.

FAİZ LOBİSİ SİZİ BAĞRINA BASIYOR

Hakan Albayrak “Direnişçi müsveddelerine selam” başlıklı yazısında Gezi Parkı eylemlerine ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Vay vay vay! Diktatörlüğe karşı direnişe geçtiniz, demokrasi mücadelesi veriyorsunuz, kapitalizme ve emperyalizme meydan okuyorsunuz, öyle mi? Onun için mi halkçı, emek dostu, antiemperyalist Allende’ye karşı ABD uşağı faşist cuntayı ‘göreve’ çağırmak için tencere tava çalan Şilili orta sınıfın izinden gidiyorsunuz? Onun için mi faiz lobisi sizi cici çocuklar olarak bağrına basıyor?

EĞİTİM VE BİLİNÇ DÜZEYİNİZ BATSIN E Mİ?

“Eylemcilerin fevkalade yüksek eğitim ve bilinç düzeyi”nden bahsediyor bazı ‘siyasi gözlemciler’, siz de kasım kasım kasılıyorsunuz “Biz neymişiz be abi!” diye. Sağa sola “o.çocuğu…” yazmayı marifet belleten eğitim ve bilinç düzeyiniz batsın, e mi?

Halk isyanıymış! Kaç tane hacı anne, kaç tane hacı baba var eylemlerinizde? Halkın konuştuğu şivelerden kaç tanesi temsil ediliyor İstanbul Taksim Gezi Parkı, Ankara Kızılay Meydanı, İzmir Kordon boyundaki ‘direnişçi’ topluluklarda? Başbakanı karşılamak için Yeşilköy Havaalanı’ndaydım. Esenboğa’daki karşılamada da bulundum. Pursaklar’daki kalabalığa da karıştım. Türkiye’de kaç tane şive varsa hepsi konuşuluyordu oralarda. Erdoğan’a sevgilerini ve bağlılıklarını bildirmek için toplananlardan pek çoğunun ‘resmi eğitim’ seviyesi düşüktü belki, ama ağzını açan “Barış” diyordu, “Kardeşlik” diyordu, “Birlik” diyordu, “Türkiye’nin güçlenmesini çekemeyenleri sevindirmeyelim” diyordu, “Ne söyleyeceksek sövüp saymadan, yakıp yıkmadan söyleyelim” diyordu; yüksek bilinç dersi veriyordu okumuş cahillere. Başbakana kast edenlere fevkalade öfkeliydiler, fakat aralarında anlaşmışçasına öfkelerini değil sağduyularını konuşturuyorlardı. “O.çocuğu…” gibi seviyesizliklere tevessül eden tek kişi çıkmadı. Atılan sloganlar arasında Taksim’e yürümeye dair bir slogan da var idiyse de, kalabalığın sağduyusu o sloganı çabucak bastırdı.

Bir onlara bakın, bir de kendinize. Siz kabasınız, saygısızsınız, saldırgansınız, ölçüsüzsünüz. Ağzınızı bozuyorsunuz, sağa sola saldırıyorsunuz, ortalığı pisletiyorsunuz, gece yarılarına kadar tencere tava çalarak komşularınızı rahatsız ediyorsunuz ve bundan haz duyuyorsunuz… Onlar ise sizin bütün tahriklerinize rağmen nezaketlerini koruyorlar, saygıyı elden bırakmamaya çalışıyorlar, memleketin itibarı daha fazla zedelenmesin diye bağırlarına taş basıyorlar. Bununla beraber, kalkınma şampiyonu, demokrasi kahramanı ve dünya lideri olarak gördükleri Başbakan Erdoğan’ı sizin kuru gürültünüzde boğdurmamaya, gâvuru sevindirmemeye kararlı olduklarını lisan-ı münasiple ifade etmekten de geri durmuyorlar tabii..

İSRAİL SİZİNLE BERABER

Bir de müjdem var: İsrail yekvücut halde sizinle beraber. Siyonist yetkililer Erdoğan’a karşı mücadelenize destek mesajı vermek için birbiriyle yarışıyor. İsrail Parlamentosu Başkan Yardımcısı Moshe Feiglin “Türkiye’deki gösterilerin Erdoğan düşene kadar devam etmesi için dua ediyoruz” dedi. Gazze’ye atom bombası atılmasını isteyen İsrail Parlamentosu Dış İlişkiler ve Güvenlik Komisyonu Başkanı (eski dışişleri bakanı) Avigdor Lieberman “Türkiye’de olup bitenler karşısında mutluluğumu gizleyemiyorum” dedi. İsrail Altyapı Bakanı Silvan Şalom,”Türkiye’yi Yeni Osmanlıların iktidarından kurtaracak her gelişmeyi memnuniyetle karşılarız” dedi. Bu arada, İsrailli sağcıların Commentary dergisinde “Türk hükûmeti ile PKK arasındaki barışın bozulacağı”na dair bir yorum yayınlandı. Bilmiyorum, eğitim ve bilinç seviyeniz bu yorumu hakkıyla yorumlamaya, onun arka planındaki tezgâhı fark etmeye yetecek mi?”

BEN YAŞADIKÇA SANA RAHAT YOK ALBAYRAK

 ‘Tol’, ‘Har’ ve ‘Bazuka’ kitaplarının yazarı Murat Uyurkulak ise bu yazının ardından Gezi Parkı eylemlerine destek vermeyen Hakan Albayrak, Murat Zelan ve Samet Karagöz’e yönelik eleştirilerde bulundu. Konuyla ilgili “El Veda” isimli bir yazı paylaşan Uyurkulak yazısında şu açıklamaları yaptı: 

“Solumdaki Hakan Albayrak… Sağında bir müsvedde duruyor, robot kılıklı valinin yalanlarıyla meydana toplanıp çoluk çocuğuyla pusuya düşürülen ve vahşice gazlanan on binler arasındaki bir müsvedde… Endişe ve korkuyla Taksim’i bir yıkıntı gibi terk etmek zorunda kalan, günlerdir gözüne uyku girmeyen, bildiği bütün dillerden dua eden, ama senin nefret saçan zehirli dilini bilmeyen bir müsvedde… Bin özür dilesen de nafile artık, ben yaşadıkça ve yazdıkça sana rahat yok, bilesin!

İLAHLAR SANA KOLAYLIK VERSİN ZELAN

Sayfanın üzerindeki tip zincirlemesinde yer alan Murat Zelan… Polisinin silahları tekerlekli sandalyedeki insanlara su ve gaz kusarken, “Temel Reis için ıspanak neyse, eylemciler için gaz o… Gaz yedikçe güçleniyorlar” yazan… Bir gece vakti sana yazdığım öfkeli kelimeler için dilediğim özrü geri alıyorum… “Ama ben gaz atılmasını eleştirdim aslında” gibisinden bir izaha yeltenecek olursan hiiiiç kendini yorma… Seni de yazdım kenara, bundan sonraki ömründe benim kelimelerimle yaşayacaksın, ilahlar sana kolaylık versin!

İNANDIĞIN ALLAH SENİ AFFETSİN

Ve Samed Karagöz, güzel gözlü kardeşim… Gözün güzel, ama belli ki görmez olmuş…

“ Mihraç Ural’dan Taksim direnişçilerine selam var” mealinde yazdığın mesajın nasıl bir sinsilik ve pervasızlık ihtiva ettiğini ben sana anlatacak değilim… İnandığın Allah seni affetsin!

Murat Menteş, sana edebiyatçı onuruyla yazdığın yazılar için teşekkür ederim…

Erkan Şimşek, sana vicdanını her daim diri tuttuğun için teşekkür ederim…

Diğer arkadaşlara da teşekkür ve selam ederim…

Ben buradan ayrılıyorum… Ispanak midemi bulandırıyor çünkü… İnsana, hayvana, tabiata düşman olanların iki cihanda yakasına yapışacak kitapların müsveddeleri bizi bekliyor çünkü…”

SENİ SİMÜLASYONUMLA BAŞBAŞA BIRAKIYORUM UYURKULAK

Murat Uyurkulak’ın açıklamasının hemen ardından Afilli Filintalar’ın internet sitesinde Murat Zelan’ın açıklaması yer aldı bu kez. Zelan, “Al benden de el veda” isimli yazısında uzun süredir bu oluşumdan ayrılmak istediğini belirtti ve şunları söyledi:

“Uzun süredir tek satır bir şey yazmıyordum burası için. Veda yazısı yazmamıştım ama bütün ruhumla veda etmiştim. Üstte, en solda imajım duruyordu, hepsi bu. Samed’i aradım. O imajı oradan silmesini rica ettim. Nicedir istiyordum bunu. Umarım tez zamanda silinir.
Ispanak meselesine gelince… “Temel Reis için ıspanak ne ise eylemciler için de biber gazı odur. Gaz yiyip güçleniyorlar.” Evet, bunu yazdım. “Ama ben gaz atılmasını eleştirdim aslında” gibisinden bir izaha yeltenerek de hiiiiç kendimi yormayacağım… Hiiiiç tevil etmeyeceğim. Net. Kimseye laf yetiştirmek gibi bir derdim yok. Söz üstüne söz söylenir. Argüman üstüne argüman konur. Sözün, belgelerin geçersiz olduğu bir çağda yaşıyoruz. “İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır.” Şu yaşadığım hayat bunu kazıdı beynime.

Yine de, tevil etmeden, kimseyi ama kimseyi ikna etmeye çalışmadan, şunu söyleyeyim: Ispanak’ı durduk yere bir konserveden çıkarmadım, durduk yere polis gazına benzetmedim. O söz, kaynağı burada yer alan bir ifadeye dayanıyor. Gezi Parkı’nda yatıp kalkan bir eylemci tükenmişlik duygusuyla şöyle diyor:

“Polis lazım bize. Rahat bize battı. Gezi bok oluyor, 2 – 3 gün önceden haber vereyim.” Gezi Parkını herkesten sonra terk edeceğini belirten bir eylemci diyor bunu. İşte, “Temel Reis’in ıspanağı” bu cümlelerde yeşerdi. Gerçekten kimseyi ikna etmeye çalışmıyorum. Çalışmam, çünkü, ıspanak yemek zordur, mide bulandırır, bilirim. Şunu da bilirim: Ispanak bitse pırasa çıkar, pırasa bitse kereviz…Benim dilediğim özür sende saklı kalsın Uyurkulak. Beni kendi kelimelerinde dilediğince yaşat, simülasyonumla başbaşa bırakıyorum seni. Ha bir de, “ilahlar sana kolaylık versin!” demişsin. İlah-lar? Ulu Manitu? Gök Tengri? Crom? Allah iyiliğini versin. Allah kalbinize göre versin. Allahaısmarladık”

on5yirmi5.com

 

 


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/on5y/public_html/wp-includes/functions.php on line 5464

Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/on5y/public_html/wp-content/plugins/really-simple-ssl/class-mixed-content-fixer.php on line 107