Saadet Oruç’un Star gazetesinde,AB’yi kurarak sınırları kaldıran Avrupa’nın mülteci sorunu karşısında bütün değerlerini (!) inkar ederek yeniden sınırlarını belirginleştirmeye gittiğini söylüyor ve ekliyor: “Her sınır çizgisi çekildikçe, AB duvarından bir tuğla yere düşüyor, parçalanıyor. Mazlumun ahı ağırdır, imansız, vicdansız omuzları yıkar geçer.” İ şte o yazı…
15 Temmuz’a yoğunlaştık, yanıbaşımızda akan gündemlere yeteri kadar eğilemiyoruz, burası doğru.
Ama Avrupa gazetelerinin manşetlerine göz ucuyla bile baktığımız zaman, Avrupa Birliği’nin yapısı ve varlık sebebi açısından önemli bir yol ayrımına geldiğimizi anlıyoruz.
Fransız Le Figaro gazetesi derlemiş, çıkarımını da manşet yapmış: “Europe: le grand retour des frontieres”. Türkçesi: Avrupa: sınırlara büyük dönüş… AB’yi kurup sınırları görünmez hale getiren Avrupa devletleri, yeniden sınırları belirginleştiriyorlar.
Bu sonucun sebebi ise mülteci krizi.
Sınırlarına dayanan mazlumlara kapılarını açmak yerine duvarlar örüyor AB. Kapıların kilitlerini sağlamlaştırıyor.
Hani serbest dolaşım idi? Hani bireysel, özgürlükler, haklardı?
Hani varlık sebebiniz demokrasi ve insan haklarıydı?
Suçüstü yakalandınız AB baronları.
İngiltere zaten Brexit ile son noktayı koydu birlik içindeyken bile dahil olmadığı Schengen sistemine.
Almanya, kontrolleri sıklaştırdı.
Fransa’da yabancılar konusundaki sert yaklaşımı ile bilinen (kendisi de yabancı kökenli olan) eski Cumhurbaşkanı ve yeni Cumhurbaşkanı adayı Nicolas Sarkozy’nin sesi daha fazla çıkar oldu.
Aşırı sağcı ve göçmen karşıtı Front Nationale Milliyetçi Cephe lideri Marine Le Pen ile yarışıyorlar. İktidardaki Sosyalist Parti de dümeni yabancı düşmanlığına kırmak üzere. Az kaldı.
Fransa, mültecilere karşı duvar örüyor.
Mülteci kampları yakılıyor, mülteciler saldırıya uğruyor. Ege Denizi’nin, Akdeniz’in azgın dalgaları kadar keskin Batı dünyasının acımasız çarklarının dişlileri.
AB, sınırları kaldırmakla övündüğü günlerden yeniden sınır çizgileri çizdiği bir sürece giriyor.
Ve bu dönüşümün gerekçesi de mülteciler.
Sınırları yeniden çizen, insan haklarını rafa kaldıran, demokrasi deyip, faşist yönetimlerin ayrımcı uygulamalarını mültecilere reva gören bir Avrupa Birliği’nin varlık gerekçelerinden geriye ne kalır?
Bütün bu dönüşümlerin ardından ortaya çıkan resim bir birlik resmi midir?
Her sınır çizgisi çekildikçe, AB duvarından bir tuğla yere düşüyor, parçalanıyor.
Mazlumun ahı ağırdır, imansız, vicdansız omuzları yıkar geçer.
Fransızların mülteci duvarı 16 haftada hazır
Fransa’nın Pas-de-Calais bölgesine kuracağı ve mültecileri engellemek üzere kullanılacak olan duvar için ön hazırlıklar Ağustos ayında yapıldı. Geçen hafta Salı günü duvar inşaatına başlandı. Yüksekliği dört metre olacak. 16 hafta sürmesi beklenen yapım aşaması sonucunda yılsonundan önce “hizmete girecek” olan duvarın finansmanı İngiltere tarafından sağlanıyor. 3.2 milyon euroya mal olacak …