Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun Sabah gazetesindeki yazısı…
Her 24 Nisan geldiğinde ortalığı Ermeniler’in soykırım iddiaları kaplar. Bu yüzden birçok kişi Ermeni tehcirinin 24 Nisan’da başladığını zanneder.
Hâlbuki Ermeni tehcirinin tarihi 27 Mayıs 1915’tir. 24 Nisan ise Ermeni komitelerinin kapatılması ve ileri gelenlerinin bir kısmının tutuklanma tarihidir. 24 Nisan 1915’te bütün vilâyetlere gönderilen bir yazıda Ermeni komitelerinin kapatılması, evraklarına el konulması, komitelerin ileri gelenlerinin, zararlı faaliyetlerde bulunan Ermenilerin ve bulundukları yerlerde oturmaları mahzurlu görülenlerin tutuklanması istenmişti. Bülent Bakar, “Ermeni Tehciri” isimli kitabında ve Yusuf Sarınay, “24 Nisan 1915 Genelgesi ve İstanbul’da Tutuklanan Ermeni Komitecileri” isimli makalesinde bu konuyu teferruatlı olarak anlatır.
Yakalanan Ermeni teröristler.
ERMENİ MESELESİNİN BAŞLAMASI
Ermeniler ile Türkler arasında ilişkilerde dönüm noktası 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı oldu. Ermeniler, bu savaşta Osmanlı İmparatorluğu’nun uğradığı ağır mağlubiyeti fırsat bilerek, Yunanlılar, Sırplar, Karadağlılar ve Rumenler’den sonra bağımsızlık sırasının kendilerine geldiğini düşünerek harekete geçtiler.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra Berlin Antlaşması ile kendilerine bağımsızlık verileceği ümidine kapılan Ermeniler, bu amaçlarına ulaşamayınca, hedeflerine varmak için terörizmi benimseyerek Taşnak ve Hınçak adlı terör örgütlerini kurdular.
Taşnak ve Hınçak örgütleri, terör yoluyla Avrupa kamuoyunun ve siyasi çevrelerinin dikkatini çekmeyi hesaplıyorlardı.
Yapılacak eylemlere Osmanlı yönetiminin sert bir karşılık vereceğini düşünüyorlardı.
Böylece Batı kamuoyuna, Anadolu’da Ermeni kıyımı yapılıyor izlenimi verilecek ve Avrupalılar’ın Osmanlı İmparatorluğu’na müdahalesi sağlanacaktı.
Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde 40 civarında isyan çıkarmışlardı. Birinci Dünya Savaşı’nda Rus ordusu ile doğuda yapılan savaşları fırsat bilip, bağımsızlık için son adımı atmak üzere harekete geçtiler. Osmanlı ordusunun iaşe ve ikmaline büyük zarar verdiler.
Ayrıca çeteler kurarak sivil Türkleri öldürmeye başladılar.
Talat Paşa.
24 NİSAN’DA NE OLDU?
Osmanlı yönetimi bütün uğraşmalarına karşılık Ermeni teröristlerin saldırılarını durduramayınca 24 Nisan genelgesini çıkararak komiteleri kapattı ve komitelerle bağlantısı tespit edilenlerin bir kısmı tutuklandı.
İstanbul’da tutuklananların sayısı 235’ti. İstanbul’da tespit edilen 610 komitecinin çoğu adreslerinde bulunamamıştı.
Tutuklananların bir kısmı Ayaş’a bir kısmı da Çankırı’ya gönderildi.
Tutuklamalar sırasında Amerika ve Avusturya tebaasından olduğu anlaşılan Ermeniler ise sınır dışı edilmişti.
Çankırı ve Ayaş’taki tutuklulardan suçsuzluğu anlaşılan veya sağlık sorunları olanlar affedildi. Çankırı’da zorunlu ikamete tabi tutulan 155 kişiden 35’i suçsuz bulunarak serbest bırakıldılar. İçlerinde suçlu bulunan 25 kişi Ankara ve Ayaş hapishanelerine gönderilirken, 57 kişi Zor bölgesine sevk edildi. Ayaş’ta bulunan 70-80 kişiden de birkaçı serbest bırakılmıştı.
24 Nisan tutuklamaları esnasında çatışma meydana gelmediği gibi Ermeni ileri gelenlerine yönelik öldürme olayı da olmamıştı.
Ancak komitelerin lider kadrolarının tutuklanması, muhtemel bir genel isyanın etkisiz ve lidersiz kalmasına yol açmıştı.
Ermeniler’e hep şefkat gösterdik
İkinci Abdülhamid, Amerikan Elçisi Terel’e 1897’deki bir görüşme sırasında Ermeniler’le ilgili şunları söylemişti: “Anadolu’nun fethi sırasında Moğollar’la İranlılar’ın saldırılarına maruz kalan Ermeniler toplu halde Osmanlı ülkesine hicret ederek Osmanlı sultanlarının himayelerine girdiler. Ermeniler, Osmanlı sultanlarınca şefkatle karşılandı ve kendilerine gerekli müsamaha gösterildi. Can ve mallarının muhafazası hususunda her şey yapıldı. Osmanlı sultanlarının sefere çıktıkları ve fetihle meşgul oldukları zamanlarda ticaret işleri Hıristiyanlar’a özellikle de Ermeniler’e kaldı. Müslümanlar, Allah’ı tek yaratıcı olarak tanıyan her türlü dinin mensubuna ilişmedikleri için Hıristiyanlar’ın dinlerine de karışılmadı. İşte bu suretle Ermeniler mal, mülk ve servet biriktirme imkânı buldular. 400 seneden beri de Osmanlı idaresinden memnun bir şekilde yaşıyorlar.
Osmanlı ülkesinde sarraflık ve iltizam işleri hep Ermeniler tarafından yürütülüyor. Ermeniler bu süre içinde …