“Emniyet ve rahatlık değil sınav ve sorumluluk devri”

Yazarlar
Abdullah Yıldız’ın Yeniakit gzetesindeki yazısı… Üniversiteli gençlerle merhum Aliya İzzetbegoviç‘in “İslâm Deklarasyonu“ (Fide y.) kitabının tahlilini yaptık. “Hed...
EMOJİLE

Abdullah Yıldız’ın Yeniakit gzetesindeki yazısı…

Üniversiteli gençlerle merhum Aliya İzzetbegoviç‘in İslâm Deklarasyonu (Fide y.) kitabının tahlilini yaptık. “Hedefimiz, Müslümanların İslâmlaşması; sloganımız, inanmak ve mücadele etmek diyen Aliya’nın 1970’deki tespitleri, sanki bugün için yazılmış gibi. Bazı cümlelerini (s. 43-63) paylaşalım:

“Genel olarak Müslüman, birey olarak var değildir. Müslüman olarak yaşamak ve ayakta kalmak istiyorsa, ortam, topluluk ve düzen oluşturmak zorundadır. O, dünyayı değiştirmek zorundadır, aksi takdirde o değişecektir. Tarihte var olan hiçbir hakiki İslami hareket yoktur ki aynı zamanda siyasi hareket olmasın. Bunun sebebi İslam’ın bir din olmakla beraber aynı zamanda da onun bir felsefe, ahlak, düzen, tarz, atmosfer, tek kelimeyle hayatın tamamını kuşatan bir şey olmasındandır. 

“İslâm dini” ile gayr-ı İslâmî toplumsal ve siyasi kurumlar arasında beraberlik, yan yana var olmak yoktur… Dünyayı tanzim etme hakkını kendinde gören İslâm, kendi alanında başka herhangi bir ideolojinin faaliyet göstermesine gerek duymamakta, izin vermemektedir… 

Her zaman ve her nesil önünde, İslâm’ın ebedi ve değişmez temel mesajlarını, ebedi olmayan ve sürekli değişen dünyada gerçekleştirmek için yeni şekil ve vasıtaları bulma görevi durmaktadır…

Tek olan Allah’tan başka ilah yoktur; seçilmiş halk, ırk veya sınıf yoktur, bütün insanlar eşittir…

“Müslümanlar kardeştir”(Hucurat 10). Bu mesajla Kur’an-ı Kerim, uzaklığı sebebiyle sürekli ilerlemek için bir ilham kaynağı olabilecek hedefi belirlemiştir. İlan edilmiş kardeşliğe götüren yolun kısalması için, insanların içinde ve dışında muazzam değişimler gerçekleşmelidir…

İslam’da ümmet prensibi vardır ve dini, kültürel ve siyasi olarak bütün Müslümanların tek bir birlikte birleşmelerini ister. İslam milliyet değildir ancak bu toplumun üst milliyetidir. Gerek ülküsel ayrılıklar (cemaatler, mezhepler, siyasi partiler vb.) gerekse maddi ayrılıklar (büyük maddi farklılıklar, toplumsal sınıflamalar vb.) bu birlikte ayırıcı olarak ileri sürülen ne varsa bu birliğe aykırıdır ve bunlar sınırlandırılarak ortadan kaldırılmak zorundadır. Bugünkü Müslüman dünyasında İslâmî ve gayr-ı İslâmî akımların tanımlanması için İslâm birinci, Panislâmizm (İslâm Birliği) ise ikinci noktadır. Bir toplumun iç düzenini İslâm, dış düzenini ise Panislâmizm ne derecede sağlıyorsa o toplum o derece İslâmîdir. İslâm o toplumun ideolojisi, Panislâmizm ise onun siyasetidir…

Hürriyet ve bağımsızlık olmadan İslâmî düzen olamaz. Ve tersi: İslâm olmadan hürriyet ve bağımsızlık olmaz…

İslâmî toplum insani ve doğal kaynaklarının seferber edilmesi için üzerine görev almalı ve kendine tedbirlerle çalışmayı ve hareketliliği (canlılığı) teşvik etmelidir. İslâmî toplumun hayatta kalması, güçlü veya zayıf olması, çalışma ve mücadelekanununa bağlıdır ve diğer toplumlarınki ile aynıdır ve bu manada bizim toplumumuz Allah indinde herhangi bir imtiyaza sahip değildir (Maide 57)…

Başkalarının yardımına güvenmek ayrı bir batıl inancın şeklidir… Kendi sorunlarımız için “düşmanın felaket planlarını” değil kendimizi suçlu gördüğümüz zaman, daha az hayal kırıklığı, sorunların azaldığı ve olgunlaşmamızın başladığı bir dönem yaşarız… Elde etmek istediğimiz her neyse, tek başımıza yapmak zorundayız. Bizim yerimize hiç kimse onu yapmak istemez ve yapamaz

Yeniden doğuşu ilan ederek biz emniyet ve rahatlık dönemine değil, aksine sınav ve sorunlar devresine işaret etmekteyiz… Onun için bu devre refah ve bolluk günleri değil, şeref ve onur günleri olacaktır. Uyuyan millet ancak darbelerle uyandırılabilir… Bu toplumun kendi güçlerini kullanması, imkânlarını sınava koyması, risk alması için tek kelimeyle uyumaması ve yaşaması için elden gelen yapılmalıdır. Toplumumuz sadece uyanık ve hareketli olarak kendi yolunu bulabilir.”

Aliya’nın, bazı kelime ve cümlelerinin altını çizdiğimiz bu ifadeleri de gösteriyor ki; her türlü ayrılığı bırakıp tüm imkânlarımızı devreye koyarak çalışacağımız, uyanık ve hareketli olacağımız günlerdeyiz.