Kemal Özer Yeni Söz gazetesindeki yazısında Dünyada dönen ahlaksızlık ve sapkınlık çarkını yazmış. İşte o yazıı…
Büyük bir cesaret örneği sergileyen Avustralyalı kadın muhabir Fiona Barrett, Sidney’de geçtiğimiz aylarda düzenlediği basın toplantısıyla, küresel sistemin hâkimi durumundaki kişilerin sapkınlıklarını ifşa etti. Kendisinin de eski bir satanist ritüel kurbanı ve uluslararası VIP sübyancı halkasının parçası olduğunu açıklayan gazeteci Fiona, satanist çocuk tecavüzü şebekesinin ve uluslararası çocuk ticaretinin varlığını ifşa etmekle kalmadı; pek çok işadamı, siyasetçi ve bürokratın da ismini verdi.
KAÇIRILAN ÇOCUKLARA TECEVÜZ EDİYORLAR
Gazeteci Fiona, çocuk kesme ve minik çocuklara tecavüz fiillerine karışan bu hannas, eski ve yeni devlet başkanları, başbakan, bakan, işadamı, tanınmış aktörler, ünlü kişiler, tanınmış hâkimler, meşhur politikacılar ve papazlardan oluşuyor. Aynen ABD ve İngiltere’de olduğu gibi, bu şebekenin Avustralya’da da tüm kilit kuruluş ve organizasyonların başında yer aldığını söyledi. Bu beyanlar dünya çapında kaçırılan çocukların ne amaçlı pazarlandığı ve kullanıldığı da netleştiriyor.
SÜBYANCILAR HIZLA YAYILIYOR
Fiona, Avustralya’nın bir ‘sübyancı cenneti‘ olduğunu iddia ediyor ve ekliyor: Üvey ailem, bizzat beni Sidney merkezli uluslararası bir çocuk kaçakçısı sübyancı halkasına teslim etti. Bazı kurbanlar sokaktan kaçırılan çocuklar, bazıları doğum belgesi bile alınmadan sırf bu iş için büyütülmekte, bazıları da nesiller boyu süregelen istismar sisteminden gelmektedir. Bu sonuncular, gelecekte sistemin failleri ve idarecileri olmaları umularak eğitilmektedir.
SİNDİRİP SABREDEBİLECEKSENİZ OKUMAYA DEVAM EDİN
Haberi yayınlayan düşünce kuruluşu editörü,” girişten sonra şunları kaydediyor: “Buradan sonra anlatılanları sindirmek ciddi oranda olgunluk gerektirmektedir. Ancak dünyada gerçekten neler olup bittiğine alaka duyuyorsanız okumaya devam edin.” Fiona, satanist ritüel, tecavüz, işkence ve katletme dahil her şeyi gördü ve şunu söylüyor: “Tanık olduğum ve deneyimlediğim suçları ifşa ettiğim için görmekte olduğum muamele, bizzat yaşadığım orijinal istismarlardan çok daha kötü.” Gerçekten dayanabilecek bir güce sahipseniz devam edin. Zira hem tercümeyi yapan arkadaşım, hem de bunu kaleme alırken ben dayanamadım. Tashihleri yapmak için bir kez daha dönüp bakmaya yüreğim dayanmadı.
‘BENİ DAHA İKİ YAŞINDA İSTİSMAR ETTİLER’
Avustralyalı gazeteci Fiona, iki yaşı gibi erken bir yaşta istismara uğramaya başladığını söylüyor. O sahnelerin hiç birinin gözünün önünden gitmediğinden söz ediyor. Sonraları, hâlâ daha küçük bir kız çocuğuyken VIP partilerine bırakıldığını, meşhur politikacı, aktör ve ünlülerin kokain içmesinin izlettirildiğini, tecavüz edildiğini, diğerlerinin cinsel ilişkilerinin izlettirildiğini, sonra bir havuzda boğulmaya çalışıldığını hatırlıyor. Sadece tecavüz edilip istismara uğraması değil, aynı zamanda kişilik çözülmesi yoluyla kopuş sağlamak amacıyla sığır elektroşoku gibi işkence formunda satanist ritüellere de maruz kalmış. Bu sübyancı çetenin nasıl en üst seviyelere çıktığını, Canberra’daki Parlamento Binası’nda bile sefahat âlemler düzenlediklerini anlatıyor.
İŞTE O SAPIKLARDAN BAZILARI
Fiona Barrett, kendisine cinsel istismar ve işkencede bulunanların bir bölümünün ismini tek tek veriyor. Ancak biz, bütün pisliğin adı açıklanan sınırlı sayıda kişinin ismini vererek çözülemeyeceğini, bildiğimizden, kişilerin isimlerinden ziyade unvanlarını vermekle yetinmeyi yeğliyoruz.
Bunlar eski bir ABD başkanı, dünyanın en ünlü televizyonunun patronu, Avustralya eski Başbakanları, CIA Ajanları, Evangelist ve Katolik papazlar, çok bilinen Hollywood aktörleri, Yahudiliği ile gurur duyduğunu söyleyen bir aktör, ünlü sporcular, eski bir Avustralya işçi partisi başkanı, çok zengin işadamları, çeşitli nüfuzlu kimseler…
‘DÜNYAYI SAPKINLARIN YURDUNA ÇEVİRMEK İÇİN UĞRAŞIYORLAR’
Dünyada çok sayıda nüfuzlu sübyancının bulunduğunu ileri süren Barret, bunların güçleri ve dokunulmazlığı sayesinde korunduklarını ve kimsenin ses çıkaramadığını söylüyor. Dünyayı sübyancı, homoseksüel sapıkların yurduna çevirmek için çabaladıklarını kaydeden gazeteci Barrett, batıda sapıkların önünün açıldığını, televizyon, radyo, gazete, müzik, siyaset, ekonomi ve hukuk dünyasında öne çıkarıldığını kaydediyor.
SAPIKLIKLAR CEMİYETİ: SKULLS AND BONES
Kendisinin uğradığı cinsel saldırı resim ve görüntülerinin Bohemian Grove’da çekildiğini belirten Barrett, gizli amaçlar ve yöntemler için 1880’lerde Kaliforniya’da kurulmuş, üyeleri, törenleri, ritüelleri ve yaptıkları çok gizli tutulan bir cemiyet olan Skulls and Bones gibi pek çok cemiyetin bulunduğunu da aktarıyor. Bir seferinde, pembe balon şeklinde bir odada olduğunu ve tecavüze uğradığını aktaran gazeteci mağdur ve ifşaatçı Fiona Barrett, diğer bir sefer de “Pofuduk Ayı Pikniği” diye adlandırılan, çocukların hayvanlar gibi avlanıp tecavüz edildiği çocuk tecavüz avı partisine katılmak zorunda kalmış.
CİZVİT VE KATOLİK PAPAZLAR DA AYİNDE
Satanist sübyancı şebekesini ve Bathurst’daki korkunç ritüeli ifşa eden Fiona Barrett, 1985’te Avustralya Bathurst’taki Satanik Ritüel’e şahit olduğunu anlattı. Fiona, bazı Avustralyalı ünlüler, yerel polisler ve Katolik cizvit okulu St. Stanislaus’dan rahiplerle birlikte gerçek bir Satanist ayinine katıldığını anlattı. Bu ayini “Baal”, “Lusifer”, “Satan”, “Sabahın oğlu” ve diğer mahlasları terennümle anılan ünlülerin yönettiğini ifşa ediyor ve satanik tanrılarına tapınıldığını belirtiyor.
‘HAMİLE KADIN ÖLDÜRÜLDÜ’
Fiona, bilahare bir dairenin ortasındaki hamile bir kadının seramonik bir şekilde öldürülüşüne tanıklık ediyor. Sonrasında, doğmamış bebeği çıkarıp, bir bıçakla parçalara ayırıp, altın bir tabağa konup, bir çeşit Kara komünyon-şarap ekmek ayini yaptıklarına tanık oluyor. (Fiona, bu noktada Katolik Kilisesi komünyonunun daha eski olan bu satanik komünyona dayandığından bahsediyor.
HİPNOZLA ROBOTLAŞTIRILAN ÇOCUKLAR
Bundan sonra, hipnotize edilerek robotlaşmış bazı çocukların öne çıktığını, bunların tahminen zihin kontrolü altında ya da tamamıyla sersemletilmiş olduğunu bildiriyor. Bruce Spence, bir samurai kılıcıyla öne çıkıp her bir çocuğun kafasını uçuruyor. Sonra tüm bunlardan cinsel olarak tahrik olmuş satanist güruh kanlı bir taşkınlığa başlıyor. Hepsi birden kudurmuş gibi, kadının ve çocuğun adrenalinli kanını içiyor. Satanistler insan kanındaki adrenaline bağımlı olup bununla kafayı bulurlar. Son olarak Beazley, onu da koparılmış kafalardan bir ısırık almaya zorluyor…
‘NİÇİN SATANİST SÜBYANCI ŞEBEKESİ DİYORUZ?’
Dünyada yaygınlaştırılmaya çalışılan satanizmin, sübyancılığın da yaygınlaşmasına yol açtığı kaydediliyor. Fiona, mülakatta, kendisine tecavüz edenlerden bazılarının “sıradan” sübyancılar olduğunu, bazılarının ise satanizm denilen sapkınlığa mensup, karanlık tipler olduğundan söz ediyor. Bunların sadece tecavüz etmediğini; aynı zamanda işkence, kurban etme, ölü sevicilik ve yamyamlık gibi her türlü ahlaksızlığı ve melaneti işlediklerini gözler önüne seriyor.
SATANİST HİYERARŞİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ PİRAMİDİ
Fiona, satanist hiyerarşi piramidinin nasıl işlediğini şöyle anlatıyor: “En alt düzeyde sokak çeteleri var. Sonra organize suç örgütleri ve mafya, sonra “elit klüp”e alınanlar, sonra bunların üstünde “sıradan” sübyancılar, en üstte de tam anlamıyla satanist olan “VIP elitler” var.”
En üste sadece kan bağı olanların çıkabildiğini söyleyen Fiona, bu iblislerin 13 kadarının illüminati soyundan geldiklerini söylüyor. Bu soylar ‘yarı tanrı’ olarak kutsanıyorlar. Bunların aşağısında 300 kadar, büyük ihtimalle saf kana, yani “kraliyet” veya reptilian DNA’sına sahip olmadıkları için asla en üst rütbeye ulaşamayanlar yer alıyor
Fiona, “OTO, free masonlar, scientology tarikatı mensupları, Katolik Kilisesi, CIA, Avustralya Askeriyesi ve diğer pek çokları aynı satanist şebekenin dallarıdır. Bu şebeke uluslararası çocuk kaçakçılığı halkasının ve yenidünya düzeninin tam kalbinde yer almaktadır” diyor.
DÜNYA SATANİST BİR SAPKIN MEZHEP TARAFINDAN YÖNETİLİYOR
İnanılması güç olsa da dünyayı, üyeleri ABD ve İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkeleri mesken edinmiş güç merkezlerinin en üst düzeylerini işgal etmiş satanist sapkın, aşağılık azınlık güruh yönetiyor. Bunlar insan değil, insan suretine bürünmüş iblisten de aşağı sapıklar. Bakmasını bilmek şartıyla; yüz, alın ve gözlerine baktığınızda bu hannası hemen tanımak mümkün.
Bunlar birbirlerine suç bağıyla bağlılar. Gıdaları savaş, silah, terör, iftira, tecavüz, katliam, soykırım yani kan. Bunlar bir gruba değil insanlığa düşmanlar. Bizler gayet iyi bilsek de Fiona, bunların insan, çocuk ve kadın hakları savunucusu göründüklerini, kadınları feministleştirme ve sapkınlığı artırmak için çalıştıklarını, politika başta olmak üzere istihbarat, sinema, medya, müzik, tıp, moda gibi alanları işgal ettiklerine dikkati çekiyor.
‘HATALI HAFIZA VAKFI’ İLE İKNA AYARI
Satanistler, kurbanların ortaya çıkıp hikâyelerini anlatmasını engellemek amacıyla “Hatalı Hafıza Vakfı” adında sahte bir organizasyon kurmuşlar. Biri çıkıp olup biteni aktarırsa, kamuoyunu anlatılanların gerçek olmadığına ikna için uğraşıyorlar. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan Spotlight filmini izleyenler, bu alçaklığın küçücük bir bölümünü görebilirler. Ama biz yine de, kimsenin filmi bile olsa bunları izlemesini asla tasvip etmiyoruz.
Netice itibariyle diyoruz ki, bu sapkınlık geçmişte de vardı. Ancak bu kadar yaygın yahut modern ifade biçimiyle küreselleşmemişti. Bu zulümden, biz Müslümanlar da mes’ulüz. Zira biz İslam’ı kendi hayatımızda yaşamadığımız gibi mübarek mesajını da dünyaya aktarmayı beceremiyoruz. Çünkü bilmiyoruz. İçimizdeki bazıları çıkmış, Hz Âdem ve Hz. Havva ile meşgul. İçimizden çıkmış, bu yapılarla irtibatlı bir yapı, mahremleri kaydetti, ifşa etti. Çeşitli kademelerdeki zaafları olan kimseleri tuzağa düşürmek için fahişeler temin etti, kameraya aldı. Devletin sırlarını sattı, Müslümanları birbirine düşürdü. Aileleri param parça etti. Devleti ele geçirme adına yapmadıkları kalmadı. Sadece onlar mı, bugün o seviyede olmaya veya erişemese de İslam’ı kendi cemaatinden ibaret sanan, İslam’ı yozlaştırmak için çabalayan sayısız odak türedi. Sonra insan sormadan edemiyor, dünyaya İslam’ı kendi bile anlamamış bu kitleler mi tebliğ edecek?
Ama ümitsizlik yok. Bizim görevimiz kimseyi Müslüman etmek ve dünyayı kurtarmak değil, İslam’ı öğrenmek, yaşamak ve anlatmak. Gerisi Allah’ın bileceği şeydir.
La ğalibe İllallah! Yaşasın cehennem!