Yeni Zelanda’nın Hagley Park bölgesinde “Christchurch ilçesi”ndeki iki camiye silahlı saldırı düzenlendi ve 50’den fazla Müslüman Cuma namazında hayatını kaybetti.. Saldırganlar saldırı öncesi sosyal medyadan paylaştıkları sözde manifestoda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’ye yönelik tehditler savurdu. El Nur Camii’ne yönelik saldırı sırasında camide 200 kişi bulunuyordu. Saldırgan internette yayınladığı manifestosunda; Erdoğan’ı “Halkımızın en kadim düşmanı olan Türklerin lideri” olarak anıyor ve öldürülmesi çağrısında bulunuyor. Terörist Brenton Tarrant yayınladığı bildiride, “Boğaz’ın doğu tarafında barış içinde yaşayabilirsiniz. Fakat Avrupa topraklarında, Boğaz’ın batısındaki herhangi bir yerde yaşayamazsınız. Sizi öldürür ve topraklarımızdan süreriz.‘Kostantinopolis’e gelecek ve bütün camiler ile minareleri yıkacağız. Ayasofya’yı minarelerden kurtaracağız. İstanbul bir kez daha Hristiyan toprağı olacak” ifadelerini kullanıyor. Gözaltına alınanların sayısı biri kadın 4’kişi. Gözaltına alınan saldırganların araçlarında çok sayıda patlayıcı ele geçirildi ve Yeni Zelandapolisi, ülkedeki tüm camilere muhtemel yeni saldırı endişesi ile ve güvenlik gerekçesi ile kapılarını kapatması uyarısında bulundu.
Yeni Zelanda Başbakanı, anti kapitalist çıkışları ile tanınan İşçi Partili Jacinda Kate Laurell Ardern 2 ayrı camiye yapılan saldırıya ilişkin son dakika açıklamalarda bulundu! 10 kişinin Linwood Camii’nde, 30 kişinin de El Nur Camii’nde öldüğünü belirten Ardern, 20’si ağır 48 kişinin de yaralandığını açıkladı. Başbakan Ardern’in yaptığı açıklamada, saldırganların Hristiyan bir kişi olduğunu söyledi. Ardern ayrıca katliamı yapanın, saldırıya ait görüntüleri paylaşan, 70 sayfalık bildirisini yayınladığı sosyal media hesabının kapatıldığını söyledi ve ‘Bugün ülkemizin en karanlık günlerinden biri. Bu saldırı, eşi görülmemiş bir şiddet eylemi› dedi. Bu olay, tam da Çanakkale’de Anzak ayiniiçin bir aydan az bir zaman kala, Çanakkale savaşının yıldönümünün hemen öncesinde yaşandı.
Avrupa Parlamentosunun Türkiye raportörü Hollandalı parlamenter Kati Piritarafından kaleme alınan karar tasarısı oylanarak kabul edildi ve Türkiye’nin AB üyeliğinin dondurulması çağrısı yapıldı. Kati Piri, Macar asıllı Hollandalı bir siyasetçi. Temmuz 2014’ten bu yana Hollanda’yı temsilen İşçi Partisi’nin Avrupa Parlamentosu üyesidir. Bu da bir başka İşçi Partili. İsrail İşçi Partisi Genel başkanı Avi Gabbay yerleşimcilerin ve yerleşim politikasının, ‘Siyonizmin güzel yüzü’nü temsil ettiğini söyledi. Irkçı İsrail İşçi Partisi genel başkanı ayrıca yakın zamanda BAE’ye gizli bir ziyaret gerçekleştirdi. Eşzamanlı olarak, İsrail güvenlik güçlerinin Mescidi Aksa’ya müdahalesinin hemen öncesinde İsrail istihbaratı MOSSAD’ın başkanı Yossi Cohen’in de Mısır ve BAE ve Suudi Arabistan’ı ziyaret etmesi dikkatlerden kaçmamıştı.
Türkiye ve İslam coğrafyası, yeni bir Siyonist Haçlı ittifakının tehdidi altında. İsrail Lübnan’dan Hizbullah ve diğer Müslüman unsurları tasfiye ederek, Falanjistlerle birlikte orada bir Hristiyan devlet oluşturma gayretinde. Suriye’yi ise Lazkiye, Cebeli Dürz, Kuzey Suriye, Güney Suriye olarak bölüp, Ortada Lübnan’ın kantonu olarak küçük bir Hristiyan bölge, Kürdistan içinde Süryani ve Ezdi kantonları oluşturma gayretindeler. Birleşik bir Suriye devleti. Suriye Federasyonu planı sözkonusu. Mısır ordusundan asker alıp, Suudi ve BAE parası ile kurulacak ordunun içine SDG’yi gömecekler. Suriye Demokratik Güçleriiçinde hep PYD, yani Kürt unsurlar öne çıkarılıyor. Oysa SDG’nin içinde gizli bir “Haçlı askeri gücü” var. Suriye, Lübnan ve Irak Hristiyanları yanında, Afrika, Avrupa, Asya ve Latin Amerika’dan devşirilen Hristiyan unsurlar da bu yapının içinde gizli. Brüksel’de CHRİSTİANİTY ARMY ile sağlanan mutabakat çerçevesinde ABD, İngiliz, Alman, Fransız,Hollandalı, Belçikalı ve Avustralyalı Hristiyan unsurlar da buraya yönlendiriliyor ve bu unsurlara çok yönlü destek sağlanıyor. Yani PYD ile perdelenen, Selahaddin’in çocuklarının gerisinde planlanan bir haçlı ittifakı var. Bu son olay dilerim bu anlamda arkası gelecek bir işaret fişeği olmaz!
Bu plan gerçekleşirse, Türkiye, Rusya ve İran’a “bölgeden çık” denilecek. Çünkü Arap barış gücü var. ABD ve İsrail bu planın iki ana sponsoru. İngiltere ve Fransa da Sycos-Picot deklarasyonu çerçevesinde garantör ülke olarak orada yer alacak. Bütün bunlar, Haçlı koruması altında, Kudüs’ün İsrail’e başkent olarak kabul edilmesinin ardından Mescidi Aksa’nın yıkılarak, Büyük İsrail’e giden yolda son adım olan ve gerekirse uğrunda Tanrıyı kıyamete zorlayacakları, Meşiah’ın gelişi için Süleyman Mabedinin inşası için son adımı da atmış olacaklar.
Tabii bizim can evimizden vurulmamız gerekiyor ki, Mescidi Aksa ile ilgilenemeyelim. Zaten bize Mukaddes Tur-u sina ve Mukaddes Tuva’yı unutturdular nerede ise. İran-Suudi Arabistan arasında bir füze savaşı için taraflar silahlarla donatıldı ve sürekli kışkırtılıyor. Artık bir Mehdinin de çıkma zamanı(!). ABD elini çabuk tutup bir “Amerikano Mehdi”yi de piyasaya sürerse şaşmamak gerek. İran’ın beklediği Mehdinin ardından bir de Sünni Mehdi! Mehdiler savaşına hazır olun o zaman!? Sahi bütün bunlara hazır mıyız? Bugünkü Tevrat’ta şöyle bir bölüm var: (Yeremye Bab 4, Paragraf 3) “Kuzeyden üzerinize büyük bela ve katliam getireceğim. İşte aslan sık ormanından çıktı. Ve milletleri helak eden (cengâver) yola düştü; şehirlerin harap olsun.” Bu Kuzeydeki ülke ya da halk kim! O Tevrat’ın Nuh (AS) ile ilgili bölümünde Samîler Yafesoğulları konusunda uyarılırlar.
Yair Netanyahu saldırıdan önce, babasının bir mesajını RT etti. O mesaj şöyle idi: “(Türklere) İstanbul’un “Konstantinopolis” adında bir şehir olduğunu hatırlatacağım! Bizans İmparatorluğu’nun başkenti ve Ortodoks Hıristiyanlığın merkezi. Orası Türk işgalinde, bin yıldan daha uzun bir süredir! Yair devam ediyor “Onlara ayrıca Soykırım Türkiyesi’nin Rumlara, Asurlara (Süryanilere) ve Ermenilere karşı yaptıklarını hatırlatacağım! Etnik olarak tüm Hristiyanları Küçük Asyadan temizlediler.” 13.3.2019 16.58… Yani Yeni Zelanda saldırısından 2 gün önce! Sizce azmettirici kim olabilir!
Bu Neo Naziler, bu Siyonistler ya da Yeni Haçlıların İslam’a ve Müslümanlara karşı öfkeleri artık ağızlarından taşıyor. Bunların içimizdeki uzantıları kimler dersiniz. FETÖ ya da BÇG’liler neyin nesi idi, ya da PKK ve onun uzantıları, işbirlikçileri. Gezicilerin arkasında kimler vardı. AK Partiyi kuşatmaya çalışanlar kimler? Sahi nereye gidiyoruz? İçimizdeki ağaç kurtlarından yakamızı ne zaman kurtaracağız. Bu gençleri, aileyi, gıdayı, sağlığı, iktisadi hayatımızı ipotek altına almaya çalışan, STK ve Mediayı işgal ederek boğmaya çalışan bu tufeyli takımı nasıl bu kadar cür’etkar olabiliyor.
Gafiller, bazan hainlerden daha tehlikeli olabiliyor. Aman dikkat! Aman dikkat!
İslam dünyasının ve ümmetini ister Necip Fazıl’dan dinleyin, ister Akif’ten. Dün ve bugün. Buyurun Necip Fazıl’dan “Aman efendim, aman!”: “Galiba Âhir Zaman! – Manzarası yurdumun,- Tufan gününden yaman! / Göz görmez aydınlıkta; – Asümanedek duman.- Yer dumanmış ne çıkar,- Duman dolu âsüman. / Türk evi delik deşik; Yıkık dökük hânüman./ Duraksız itiş kakış;- Süresiz karman-çorman./ Anne çocuk doğurur,- Köpek soyundan azman./ Beyinler zıpzıp kadar,- Mideler koskocaman./ Aziz fikir buğdayı,- Katıra mahsus saman./ Boş lâf, hep dalga dalga; – Uçsuz bucaksız umman./ Hayvanlık orkestrası:- Eşek, birinci keman./ Orman keleş, nebat kel; –
Nebat adamlar orman./ Midelerde ihracat,- Günde beş milyon batman./ Milli servet matbaa,- Bilmem kaç milyar harman./ Yangın evinde satranç; – Plân, reform ve uzman./ Tam bir buçuk asırdır, Maymunlardan eleman./ Bizdeki hale nispet- Maymun taklitten pişman./ Hangi yol Türke uygun,- Hangi parti tercüman? / Çıkamaz meydanlara; – Camide mahpus iman! / Silah küfrün belinde,-