Nedret Ersanel Yenişak gazetesindeki yazısında “Katar krizi” sonrası ne tür sonuçların doğabileceğini ve Türkiye’nin durumunu tartışıyor….
Birleşik Arap Emirlikleri: “Kafası karışmış kardeş ülkenin krizi tırmandırması ve iki Arap olmayan ülkeden yardım talep edip, bir tanesinden de (Türkiye) askeri koruma istemesi, krizde yeni ve trajik sayfa açabilir.»
Türk Dışişleri: Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) liderliğinin tavsiye ve uyarılarımız hilafına, 25 Eylül 2017 tarihinde bağımsızlık konusunda referandum düzenleyeceği yönünde açıkladığı kararının vahim hata teşkil edeceğini düşünüyoruz. Irak’ın toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin muhafaza edilmesi Türkiye’nin Irak politikasının temel ilkelerinden biridir”.
BBC: “İngiltere’de sandıktan belirsizlik çıktı. Dün yapılan erken genel seçimde iktidardaki Muhafazakâr Parti ilk sırada yer aldı ancak tek başına iktidarı kaybetti. Parlamentoda hiçbir parti çoğunluğu elde edemedi. Başbakan Theresa May’e istifa çağrıları yapılıyor. May ise, ‘İngiltere’nin güçlü ve istikrarlı bir hükümete ihtiyacı olduğunu’ söyledi”…
Bu üç olay ve birazdan okuyacağınız diğerleriyle Katar krizi arasındaki ilişkileri/bağları-hem örenler hem sıkanlar açısından-doğru kurmak zorundayız.
Katar popüler konu diye sörf yapan sayısız yazı okuduk bir kaç gün içinde.. ‘Üzerinde kaymak’ demek ve derinlik ne kadar, boy veren göremiyoruz…
KARIŞIK ÇÜNKÜ, KARIŞIK GÖRÜNMELİ ZATEN…
İngiltere’deki terör olayları, seçimle güçlenecek bir hükümetin AB/Almanya ile Brexit pazarlıklarına güçlü oturma umudu ve Londra’nın Ortadoğu’ya, Türkiye ve Körfez ülkeleriyle “beraber” dönme manevrasını-öldüremedi-ama baltaladı…
İngiltere, Manchester’dan dün Newcastle’da yaşanan rehine krizine kadar ülkesindeki terör olaylarını “teşvik eden” unsurlar konusunda herkesten daha fazla fikre/bilgiye sahip. Yani biliyor!
BAE’nin İran ve Türkiye’yi gizli özne kılarak “Arap olmayan” ülkeler ifadesiyle.. İsrail’in Arap ve/veya İslam ülkeleri parçalayarak, ikisi de olmayan bölgeler yaratma planını.. IKYB’nin referandum ilanıyla üst-üste yapıştıracaksınız…
Dün öğle saatlerinde IKYB’nin referandum çıkışına Bağdat itiraz etti, bir saat sonra Kerbela‘da onlarca kişinin öldüğü intihar saldırısı yaşandı. Yani bombalı misinaları yalnız etnik faylara değil mezhep kırıklarına da bağlıyorlar…
Türkiye’nin Katar’da askeri üs kurulması anlaşmalarını hayata geçirmesiyle bu referandum zamanlanması arasında ilinti bulamayanlar evlerine ancak GPS ile gider.
Katar kriziyle eş anlı, Parlamento ve Humeyni’nin mezarında yaşanan terör olayları nedeniyle neredeyse paniğe kapılarak Ankara’ya koşan İran Dışişleri Bakanı Zarif’in, “Bölgede bizim için endişe verici gelişmeler yaşanıyor” sözlerini “açtık” mı? Konuya vakıf bilim insanlarının, “İran’ın 11 Eylül’ü” sözlerine önem vermeliyiz.. (Tahran herhalde, PYD konusunda ABD ile birlikte hareket etmenin ne demek olduğunu-bu sefer inşallah-anlamıştır).
Tahran ile Londra’da terör eylemlerini aynı örgüt yapıyorsa, onu teşvik edenler, Rakka operasyonunda Irak-Suriye-Ürdün sınırının (El Tanf) kesiştiği yeri vuranlar, ‘vurulsun’ diyenlerdir.
Türkiye kötü olsun için yerli/yabancı tüm odakları Ankara-DAEŞ ilişkisi iftirasına bağlayanlar, ABD-S.Arabistan ve İsrail’in DAEŞ’le gizli ilişkilerini artık görmeye başlayabilirler…
DAEŞ’e yönelik yapılan operasyonlarda ele geçirilen rütbeli İsrail askerlerini hatırlamayalım mı? Yoksa hiç bilmiyor muyduk? (‘Israeli Colonel “Caught with IS Pants Down’, 25/11, New Eastern Outlook.)
ERDOĞAN: “SÖYLETMEYİN”!
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Burada farklı bir oyun oynanıyor. Ama bu oyunun arkasında kimler var, şu anda onu henüz tespit edebilmiş değiliz”…
“Farklı” çok önemli.. “Arkasındakileri tespit etmiş değiliz” ise doğru değil.. Ankara biliyor, Cumhurbaşkanı biliyor.
Kimse sonraki cümleyi okumuyor; “Bölge ülkeleri olarak gücümüzükendi iç mücadelemiz yerine sorunun asıl kaynaklarına yöneltmemiz gerekiyor”…
Sorunun asıl kaynakları bu bölgede değil. Erdoğan, “söyletmeyin” diyor. Türkiye söylerse yapar…
KESKİN DİŞLER: PAKİSTAN VE HİNDİSTAN…
Yeni Dehli’nin dengeleri biraz farklı.. Ama Katar ve Körfez meselesi Hindistan’ı çok ilgilendiriyor. Pakistan’ı iddialı yazmıştık; “Türkiye ve Pakistan, ‘beraber’ Katar meselesini bitirebilir”…
Pakistan, başını Suudi Arabistan’ın çektiği koalisyonun önemli bir aktörü ve İran ile Yemen’den Riyad’a gelebilecek saldırılar için zamanında diş göstermişti. Ve dostumuz dişlidir…
Pakistan; «İtidal gösterilmesi ve farklılıkların diyalog yoluyla çözülmesi çağrısında bulunuyoruz. Müslüman ümmeti arasında bölgesel iş birliğini artıracak somut adımlar atma çağrısı yapıyoruz”.
Bugün gazetelerde ilgili haberleri göreceksiniz ama siz şu paragrafı ekleyin “eksik bırakanlara”; “Pakistan ve Hindistan başbakanları Kazakistan’daki ‘Şangay İşbirliği Örgütü‘ Zirvesi’nde 17 ay sonra ilk kez bir araya geldi”… (Artı; ‘Hindistan ve Pakistan, ŞİÖ’ye tam üye oldu’, 09/06, Sputnik.)
Dengeler değişiyor…
Ortasından konuşalım…