Uzun süredir hasta olan Azerbaycanlı ünlü şair Bahtiyar Vahapzade, 84 yaşında hayatını kaybetti. Şairin yıllarca ders verdiği Bakü Devlet Üniversitesi’nin salonunda yapılan uğurlama törenine Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev başta olmak üzere bakanlar ve üst düzey yöneticiler, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç’ın da aralarında olduğu çeşitli ülkelerin büyükelçileri, milletvekilleri, siyasetçiler, edebiyatçılar ve kalabalık bir halk topluluğu katıldı.
Ziyaretçiler gruplar halinde salona gelerek Vahabzade’nin naaşına çiçek bırakıp saygı duruşunda bulunurken, üniversite içinde de şairin şiirleri ve eserlerinden yararlanılarak hazırlanan besteler seslendirildi.
Vahabzade daha sonra tanınmış şair, edebiyatçı, bilim ve siyaset adamlarının defnedildiği Fahri Hıyaban’da toprağa verildi.
Üniversitedeki uğurlama töreni gibi defin sırasında da büyük izdiham yaşandı.
Bahtiyar Vahabzade kimdir?
Bahtiyar Vahapzade, 16 Ağustos 1925 tarihinde Azerbaycan’ın Şeki kentinde doğdu. 9 yaşında ailesiyle beraber Bakü’ye taşınan Vahapzade, ilk ve orta öğrenimini bu şehirde tamamladı. 1947 yılında Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü’nden mezun olarak aynı bölümde öğretim üyesi olarak ders vermeye başladı. 1964 yılında tamamladığı Samet Vurgunun Hayat ve Yaratıcılığı isimli monografisi ile filoloji doktoru ünvanını aldı. 1980 yılında Azerbaycan İlimler Akademisi üyeliğine seçilen Vahapzade, 1990 yılında emekli olana kadar üniversite de ders verdi.
Çok sayıda ilmi kongrelere katılan, seyahatler yapan Vahapzade, Almanya’daki Türk işçileri üzerinde araştırma ve incelemeler yaptı. Birçok defa Türkiye’ye geldi. Türkiye’den Bakü’ye giden pek çok ilim ve sanat heyetiyle görüşüp, görüş alışverişinde bulundu.
Vahapzade, 1960’larda başlayan özgürlük hareketlerinin öncülerinden biri oldu. Bu konuda kaleme aldığı 1959 tarihli Gülistan isimli şiirinde, ikiye bölünen (İran ve Rusya) Azeri halkının yaşadığı felaketleri anlattı. Adı geçen eserinden dolayı 2 yıllığına üniversitedeki görevinden uzaklaştırıldı. Azeri halkının sıkıntılarını konu ettiği pek çok eserini yurt dışına kaçırarak yayınlanmasını sağladı.
Eserlerinde Azeri Türkçesi’ni en temiz şekilde kullanmaya özen gösteren ve halkının duygularına tercüman olan Vahabzade Azerbaycan’da Halk Şairi adıyla anılıyor. 1995 yılında Azeri özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı İstiklal nişanı ile ödüllendirilen Vahapzade 1980-2000 yılları arasında da beş defa milletvekili seçilmişti.
Vahapzade’nin Türkiye’de basılmış Ömürden Sayfalar (2000), Vatan, Millet, Ana Dili (2000), Soru İşareti (2002 ) gibi eserleri bulunuyordu. Eserleri 8’den fazla dile çevrilen ünlü şairin yayınlanmış 40’ı aşkın şiir kitabı, 11 ilmi eseri, 2 monografisi, çeşitli piyesler ve yüzlerce makalesi bulunuyor. Vahabzade, eserlerinde genellikle özgürlük, yurt sevgisi, din gibi temaları işlemişti.
Bahtiyar Vahapzade’nin eserlerinden bazıları:
Şiirler ve manzum hikayeler: Menim Dostlarım, Bahar, Dostlug Nağmesi, Ebedi Heykel, Çınar, Sade Adamlar, Ceyran, Aylı Geceler, Şairin kitaphanası, Etiraf, Şeb-i Hicran, İnsan ve Zaman, Bir Ürekde Dört Fesil, Seçilmiş Eserler, Kökler-Buğdaylar, Deniz-Sahil, Bir Baharın Garangusu, Dan Yeri, Payız Düşünceler, Şehitler, Özümle Sohpet, Mugam.
Tiyatro eserleri: Vicdan, İkinci Ses, Yağıştan Sonra, Feryat, Darağacı, Artık Adam.
Hatıra-Seyahatname eserleri: Sanatkar ve Zaman, Sadelikte Büyüklük, Derin Katlara Işık.
ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER
Menim Anam
Savadsızdır
Adını da yaza bilmir
Menim anam…
Ancak mene
Say öğredib
Ay öğredib
İl öğredib
En vacibi dil öğredib
Menim anam.
Bu dil ile tanımışam
Hem sevinci
Hem de gamı
Bu dil yaratmışam
Her şiirimi
Her nağmemi,
Yoh men heçem
Men yalanam
Kitap kitap sözlerimin
Müellifi Menim anam…
Tenha Mezar
Yolun kenarında tenha bir mezar
Üstünde ne adı, ne soyadı var.
Yolcu, arabayı durdur bu yerde
Bir sor, kimdir yatan tenha kabirde?
O bir Türk askeri, kahraman, metin!
O öz kardeşine yardıma geldi.
Kurşuna dizilen milletimizin,
Haklı savaşına yardıma geldi.
Uzaktan ses verip senin sesine
Geldi, o dönmedi öz ülkesine.
Düşman saflarını o, soldan sağa,
Biçti, dostlarıyla cepheyi yardı.
Toprağın yolunda düştü toprağa,
Senin toprağını sana kaytardı.(1)
Kendi koruduğu, hem can verdiği
Yolun kenarında defn edildi o.
Uğrunda canını kurban verdiği
Toprağı kendine vatan bildi o.
Yolcu, arabanı bu yerde eğle.(2)
O mezar önünde sen ta’zim eyle.
Secde kıl, dua et onun ruhuna,
Ayak bastığın yer borçludur ona
Bir Selama Değmedi
Bu gün ben seni gördüm
Selam vermek istedim
Yüzünü yana çevirdin
Söyle, yıllardan beri
Kalbimiz beraber duydu
Beraber vurduğu yılları
Peki, ne çabuk unuttun
Beş yıl gözümden akan o kanlı yaşları
Bir selama değmedi mi?
Hiç yüzüme bakmadan yanımdan nasıl geçtin
Sen aşkın selamını korkuya mı değiştin
Yoksa sen kendi yeminine sözüne sadık kalmadın mı?
O kadar yakın iken bu kadar uzak oldun
Tatlı gülüşlerimiz, acı feryatlarımız
Bir selama değmedi mi?
Kaygılı-kaygısız anlarımız
Bir selama değmedi mi?
Yalnız şimdi anladım ah sen daha benim için
Ulaşılmaz bir çiçeksin
Yaşanmış günlerim tekrar geri dönmeyeceksin
Kop ey tufan, es ey yel, Hazan oldum döküldüm
Tam beş yıl kalbimde
Beslediğim sevgi, bir selama değmedi
Bir günlük hasretime dayanamayan gülüm
Peki ne oldu bu hasret bir selama değmedi mi?
Gittin, arkandan baktım can ayrıldı canımdan
Sen nasıl sorumsuzca geçtin yanımdan
Ah çektim,üstümdeki yapraklar titredi gülüm
Senin kalbin titremedi
Arkanada bakmadın
Neden senin yolunu sevgi kesmedi?
Kazancımız söyle bu mu?
Söylenmemiş o selam elvedamız mı oldu?
Sen bana zulm ettin bana zulum yakışır
Bir selama değmeyen aşka ölüm yakışır