Tiyatroda da Ergenekon’a Benzer Bir Yapı Var

Tiyatro
Tiyatro alanında Ergenekon benzeri bir yapılanmanın olduğunu ileri süren Yenilmez, ‘Marx’ın Dönüşü’ adlı oyuna 68 bin lira yardım yapılırken, Türkiye tarihinde ilk kez canlandırılan ...
EMOJİLE

Tiyatro alanında Ergenekon benzeri bir yapılanmanın olduğunu ileri süren Yenilmez, ‘Marx’ın Dönüşü’ adlı oyuna 68 bin lira yardım yapılırken, Türkiye tarihinde ilk kez canlandırılan Mehmet Akif Ersoy’un hayatını konu alan oyuna 28 bin lira destek verilmesini buna örnek gösteriyor. Tecrübeli oyuncu, yetkililere şu çağrıda bulunuyor: "Bir komite oluşturarak bu yaraya artık neşter vurulmalı."
 
‘Deli Yürek’ ve ‘Ekmek Teknesi’ dizilerinden tanıdığımız Ahmet Yenilmez, tiyatro sahnelerinden televizyona geçen isimlerden biri. Ünlü oyuncu, ‘Serzeniş’ ve ‘Kınalı Kuzular’dan sonra ‘Safahat’ adlı oyunuyla Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde sahne almaya devam ediyor. Sahnede 33 yılı geride bırakan Yenilmez, Türk tiyatrosunun yaşadığı sıkıntılarla ilgili önemli değerlendirmelerde bulunuyor. Sahne sanatlarında halen beklentileri karşılayabilecek düzeye gelinemediğini ifade eden Yenilmez, bu durumun tiyatro alanında Ergenekon benzeri bir yapılanma olmasından kaynaklandığı iddiasında. Türkiye tarihinde kültür alanında görev yapan idealist ve reformist bakanların soldan çıktığını ifade eden Yenilmez, "Bu da Ergenekon benzeri bir yapılanmanın kültür alanında da kendini göstermesine yol açmıştır." diyor. Ünlü oyuncu, tiyatronun 2009-2010 sezonunda ‘Marx’ın Dönüşü’ adlı oyuna 68 bin lira yardım yapılmasına rağmen Türkiye tarihinde ilk kez canlandırılan ‘Mehmet Akif Ersoy’ adlı oyuna 28 bin lira yardım yapılmış olmasına dikkat çekiyor.

TİYATRO PROPaGANDA ARACINA DÖNÜŞTÜ

Devlet Tiyatroları repertuarının 50 yıldır değişmediğini dile getiren Yenilmez, "Yıllardır aynı oyunlar dönüp duruyor. Bir oyunu ya Ankara, ya İstanbul ya da İzmir oynuyor. Devlet Tiyatrosu oynuyor sonra da Şehir Tiyatroları’na geçiyor." eleştirisinde bulunuyor. Özel tiyatroların da bu yapıdan beslendiğine değinen usta oyuncu, "Bu durumda yeni bir şeyin üretilmesi mümkün mü?" diye soruyor. Türk tiyatrosunun propaganda aracına dönüşmüş olmasından yakınan tiyatrocu, özel tiyatro sahiplerinin de sanat kaygısı taşımadıkları fikrinde. ‘Eyvah gitti ülke!’ yaygarasından başka bir şey yapılmadığını söyleyen Yenilmez, şöyle konuşuyor: "Rutkay Aziz’in Antalya Film Festivali’nde yaptığı konuşmanın neresi sanatsal kaygı taşıyor? Örgütlenmesini tamamlayamamış, hâlâ utanç verici tiyatro yapılanması içerisinde bulunan, hâlâ açlık sınırında yaşama mücadelesi veren bir sektörün içinde bulunan bir insan olarak o konuşmayı mı yapmalıydı? Ya da devrimciler aklına gelirken Gazze’deki çocuklara mama götüren insanların kafasına kurşun sıkılması nasıl aklına gelmiyor? Bu resmen zalimlik."

Tiyatro camiasının kendi ideolojilerinden olmayanları yaşatmadığını ifade eden oyuncu, "Ben bu ülkede tiyatrodan ekmek yiyorsam namuslu, komünist büyüklerimin çektiği cefa sayesindedir. Gözümde bir değer olan Attila İlhan ve Nâzım Hikmet, hiç bu kadar namussuzlaşmadı. Bunların ideolojisi nemrutluk ve bu yapılanma bizi geri götürüyor. Bir komite oluşturularak bu yaraya bir neşter vurulmalı. Çok büyük organizasyonları kaçırıyoruz." değerlendirmesinde bulunuyor.

Zaman