Şehir Tiyatroları kadar özgür bir kurum yok

Tiyatro
İBB Şehir Tiyatroları’nda Süha Uygur’un genel sanat yönetmenliği görevine getirilmesiyle birlikte yeni bir dönem başladı. Yaşananları Şehir Tiyatroları’nın bağlı olduğu İBB Kültür ve...
EMOJİLE

İBB Şehir Tiyatroları’nda Süha Uygur’un genel sanat yönetmenliği görevine getirilmesiyle birlikte yeni bir dönem başladı. Yaşananları Şehir Tiyatroları’nın bağlı olduğu İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen ile konuştuk. “Kurumun gelenek ve tarihine yaraşır bir şekilde yürümesi lazım” diyen Şen, Uygur’un göreve gelmesinin sanatçılar tarafından memnuniyetle karşılandığını söyledi. Şen tiyatronun önümüzdeki sezon için hedeflerini şu sözlerle anlattı: “Bu yıl çok müdahale edilecek bir konu yok. Daha edebi, geleneğe yaslanan metinlerle eksikler tamamlanacak. Seyircimiz dolu dolu tiyatro izlemek istiyor. Sağlam ve klasik metinlere yönelmek gerekiyor. Süha kardeşimizin de Devlet ve Şehir Tiyatroları’nı yakından takip eden, piyasaya hakim biri
olarak planları vardır. Bize düşen yolunu açıp ona yardımcı olmaktır.”
SORUNLAR KONUŞULMUYOR
Tiyatroda bir dil sorunu yaşandığını ve oyun seçimlerinde ideolojik projelerin dışına çıkılmadığını söyleyen Şen, “Estetiği önceleyen, sanat kaygısı güden bir anlayışın olması lazım. Sanatçılarımız çoğu bu kaygıyı taşıyor ama bir kaç kişinin bu grubun üzerindeki nüfuzu buna gölge düşürüyor. Sorunların çözülmesini engelliyor. Çok fazla girmek istemiyoruz ama reji zayıflıklarından oyuncu ciddiyetsizliğine kadar sorunlar var.

Her 10 yılda bir aynı oyunlar hafif güncellenerek oynanıyor. Yeni yazar yetişmiyor. Sebepleri konuşulabilir ama tiyatro camiası bunları çözmek yerine birbirini ağırlayan işler yapıyorsa orada problem var demektir. Buna ödüllerin veriliş ve verilmeyiş biçimleri de dahil. Dünya üzerinde Şehir Tiyatroları kadar özgür bir kurum olduğunu düşünmüyorum. Ayaktakımı Arasında’dan Zengin Mutfağı’na kadar uzanan oyunlar bu dönemde oynanıyorsa biz özgür değiliz diyenlerin biz sanatçı değiliz diye bağırması lazım” diye konuştu.

HEDEF KİTLEMİZ İSTANBUL

Geçtiğimiz sezon sıkça gündeme gelen doluluk oranı tartışmalarıyla ilgili “Şehir Tiyatroları’nın tüm seyirciyi kucaklaması gerek” diyen Şen, “Nüfusu 10 milyon olan ve bilet fiyatları 50 ila 500 dolar arasında değişen Seul’deki bir tiyatro senede 2 milyon seyirci alıyor. Bilet fiyatı 4 doları geçmeyen 15 milyonluk bir şehir 500 bin seyirciye bayram yapıyorsa orada bir ufuk darlığı söz konusu demektir. Burada “ben ne yapıyorum, neden bu kadar az izleniyorum”u irdelemek lazım. Her topluluğun kendi hedef kitlesi vardır ama Şehir Tiyatroları’nın hedef kitlesi İstanbul’dur. İdeolojik görüş, inanç ve etnik unsur olarak herkese hitap edecek işler lazım” şeklinde konuştu.
Necip Fazıl’a sahip çıkılmadı
Şen, 2013 yılında 72 yıl sonra sahneye konan Necip Fazıl Kısakürek’in Para oyununa ilginin beklenen düzeyde olmadığını söyledi. Kurum içindeki sanatçıların Necip Fazıl oyunu sahnelemeye yanaşmadıklarını belirtenŞen şunları kaydetti; “Sanatçı her rolü oynar diyenler, konu Necip Fazıl olunca oynamam diyor. Bunun dışında “Neden Necip Fazıl oyunu oynanmıyor” diyenlerin hiçbiri de Para oyununu seyretmedi. Bizim özelgayret ve yönlendirmelerimizle gişede yüzde 65’i zor yakaladık. Oyun Fatih’te ve Üsküdar’da yarısı boş salona oynadı. Oyunu izleyin, bize ve oyunculara öyle bir baskı yapın ki diğer oyunlarını da bekliyoruz deyin. İki yıl oldu Reis Bey oyununu sahneye koyamadık. Hiçbir yönetmen yönetmeye yanaşmadı. Son olarak bir sanatçımız ben niyetleniyorum dedi. Bu yıl biri cesaretlenirse Reis Bey oynayacak.

Üç kuruş ’emek’ verin

Şehir Tiyartoları’nın kapatılma gibi bir kaygısının olmadığını vurgulayan Şen, şunları söyledi: “Koltuklar değişiyorsa, yeni malzemeler alınıyorsa, yeni sahneler konuşuluyorsa neden kapatılsın? Muhsin Ertuğrul Sahnesi yenilenirken sahneyi kapatıyorsunuz diye ayağa kalktılar. Ama yeni halini gördüler. Aynısını Emek Sineması’na yaptılar ama Emek eskisinden güzel oldu. Emek bizim diyenler önce 3 kuruş emek versin.”/Yenişafak