Kürk Mantolu Madonna, yeni sezonda perdelerini açtı

Tiyatro
Engin Alkan, Alper Saldıran, Sercan Badur, Lila Gürmen, Sacide Taşaner’in ve konuk oyuncu Kayhan Yıldızoğlu’nun yer aldığı oyunun müziklerini de Sezen Aksu hazırladı. Maria Puder rolünde T...
EMOJİLE

Engin Alkan, Alper Saldıran, Sercan Badur, Lila Gürmen, Sacide Taşaner’in ve konuk oyuncu Kayhan Yıldızoğlu’nun yer aldığı oyunun müziklerini de Sezen Aksu hazırladı.

Maria Puder rolünde Tuba Ünsal’ın göründüğü oyunda, Raif karakterinin olgunluk dönemini Engin Alkan, gençliğini Alper Saldıran canlandırıyor. Sercan Badur ise ‘yazar’ın kendisini portreliyor. Söz ve müziğinin Sezen Aksu’ya ait olduğu ‘Veda’ şarkısının kullanıldığı oyunun, sahne ve ışık tasarımını Cem Yılmazer üstlendi. Oyundaki Maria Puder otoportresi ise çağdaş ressamlardan Ahmet Güneştekin’in imzasını taşıyor.

Sabahattin Ali’nin ölümsüz eserinden uyarlanan oyun Anadolu’nun işgali sırasında babası tarafından müttefik Almanya’ya gönderilen Raif’in, ressam Maria Puder’le Berlin’de yaşadığı baş döndürücü aşkın hikayesini sahneye taşıyor.

Maria Puder karakteri için öyle bir kadın olmak çok özel diyen Tuba Ünsal, “Kitabı okurken hayatımda bu kadının bana ilham verdiği çok alan olmuştu. Onun gibi güçlü, ayakları yere basan, şu hayatta hiçbir şeyi kendimi erkeklere beğendirmek için öğrenmedim ben diyebilecek bir kadını oynadığım için mutluyum.” ifadelerini kullandı.

Raif karakterinin olgunluk dönemini canlandıran Engin Alkan ise rolünü, “Biz buz dağının görünen tarafına bakıldığında aslında ne aşkı yakıştırabileceğiniz, ne duygusallığı yakıştırabileceğiniz, ne de herhangi bir insani duyguyu yakıştırabileceğiniz ketum bir adamın aslında çok derin bir tutkuyla aşkın her hücresini yaşadığını görüyoruz. Bu da galiba topluma ilham edilecek en önemli şeylerden bir tanesi.” sözleriyle anlattı.

Oyunun yönetmenliğini de yapan Alkan, Sabahattin Ali’nin pek çok güzel kitabı arasından Kürk Mantolu Madonna‘nın bu kadar ilgi görmesinin sebebi hakkındaki düşünceleri için ise, “Sabahattin Ali solcu bir yazar. Bunun için cezalandırılmış. Hatta faili meçhul denilebilecek, aslında meçhul de bir cinayete kurban gitmiş bir yazar. Ama bir sürü eseri içinde niçin kürk mantolu Madonna kuşaktan kuşağa bu kadar beğeniliyor ve yeni okurlar sürekli peşine takılıyor bu kitabın diye düşündüğümüzde, orada çok ilginç bir düşüncem var: Biz genellikle aşkı ideal karakterlere uygun görürüz. Dört başı mamur, gerçekten aşık olmaya ya da aşık olunmaya uygun karakterler üzerinden aşkı hayal ederiz masallarda. Bu kitap aslında bir çeşit provokatif bir kitap, kışkırtıcı bir kitap diyebilirim. Çünkü aşkın en beklenmedik, en olmadık, bütün ezberleri parçalarcasına; sünepe diyebileceğimiz, asosyal diyebileceğimiz bir adamın aslında destansı bir aşkın kahramanı olacağına dair bir fikir ileri sürüyor. Ve bu da zannediyorum ki insanların hayatlarında başka bir cesaret, başka bir birliktelik, başka bir ezber yaratıyor.” dedi.

Her oyun öncesi kendisini Sabahattin Ali’nin ruhuyla buluşuyormuş gibi hissettiğini söyleyen ve Raif karakterinin gençliği olarak karşımıza çıkan Alper Saldıran ise, hissettiklerinin dünya dışı bir duygu olduğunu söyledi.

Yazar karakterinde, Raif Efendi’nin yaşlılık döneminin iş arkadaşı olarak izlediğimiz Sercan Badur, kendi rolü ve Raif karakteri hakkındaki düşüncelerini “Biraz ketum bir karakterle karşılaşıyorum aslında başta ve önyargılı bir süreç başlıyor benim için. Ta ki siyah kaplı defteri bulana kadar. O defteri açıyor ve gençliğindeki aşkına şahit olan bir sürece başlıyor yazar karakteri. Ve benim de en sevdiğim şey, o önyargıyla bütün duyguların değişimi. Oyunun başındaki düşüncesiyle, oyunun sonundaki düşüncesi bambaşka. Aslında bir yerde olgunlaşma süreci yaşıyor yazar. Ve bu değişimi yaşamak, onun ruhunu hissetmek kelimelerle ifade edilemez.” sözleriyle dile getirdi.