Usta gazeteci Çetin Altan‘ın ”Islıkçı’‘ adlı eseri, başkentli tiyatroseverlerle buluşuyor. Devlet Tiyatrolarında ilk kez sahnelenen, yönetmenliğini Yunus Emre Bozdoğan‘ın üstlendiği oyunun dekor tasarımı Sertel Çetiner, giysi tasarımı Funda Çebi, ışık tasarımı Kazım Öztürk imzasını taşıyor.
Müziklerini Fatih Veli Sönmez, dans düzenini İhsan Bengier, dramaturjisini Eren Aysan’ın yaptığı oyunda Şahin Ergüney, Oktay Dal, Mehmet Akay, Emre Erçil, Meliha Savaş, İlyas Zeki Karaca, Ezgi Koç, Erdal Karakurt, Dilara Gürdere, Alev Aslan, Füsun Demirden, Ferhat Alkuş, Güven Türkmen ve Sevda Türkeri rol alıyor.
İrfan Şahinbaş Atölyesi‘nde, 7 Ekimde prömiyer yapan Çetin Altan‘ın ‘‘Islıkçı” adlı yapıtı, Çayyolu Tiyatrosu‘nda seyircinin karşısına çıkıyor.
Oyunun yönetmeni Yunus Emre Bozdoğan, oyunda başrol oyuncusunun repliği olmadığını belirterek, ”Bu, yazarın kararı. İlk kez olup olmadığını bilmiyoruz. Şimdiye kadar gerek yurt içi, gerek yurt dışı gözlemlediğimiz, gördüğümüz yazarların oyunlarında bütün başrol karakterleri konuşur, az da olsa konuşur. Bu oyunda başrol karakteri hiç konuşmuyor” dedi.
Oyunun 1976 yılında yazıldığını ve Şehir Tiyatroları’nda bir hafta sahnelendiğini anlatan Bozdoğan, ”Oyun, ciddi anlamda askeri darbeye eleştiri getiriyor. O zaman bu kadar yumuşak, bu kadar demokratik bir ortam yoktu tabii. Dolayısıyla oyun bir hafta oynamış, prömiyere gelen generaller oyunu terk etmişler” diye konuştu.
Oyun metninde bir değişiklik yapmadıklarını, sadece güncelleştirme olduğunu ifade eden Bozdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Bazı cümleler o dönemin cümleleri. O dönemle bu dönem arasında çok büyük fark var. Dolayısıyla bu tür yerlerde günümüze yakın kelimelerin eş anlamlısı, benzer anlamlısı gibi değişiklikler var. Onları günümüze monte etmek gibi bir değişiklik oldu. Genel anlamda büyük bir değişiklik yok. Yazarın yazdığı önceliktir, başattır onun çizdiği yoldan gidilir.
Bütün oyunlar aslında politik. Kimi müzikaller de politik olabiliyor. Dolayısıyla o yönetmenin bakış açısına göre değişiyor. Eğer bir oyun içinde verdiği politik anlamda bir gidişat bir mesaj varsa yönetmen onun altını parlatarak verir veya vermez. Oyundaki sahneler ülkemizde yaşadığımız gayet sıradan şeyler. Bunların sahne üstünde estetik bir şekilde ve farklı bir dille bir araya getirilmesi insanlara garip geliyor.”
FARKLI DÜŞÜNEN BİRİLERİ ”ÖTEKİ” OLARAK ADLANDIRILIR
Yunus Emre Bozdoğan, toplumda farklı düşünen birilerinin ”öteki” olarak adlandırıldığını, dışlandığını ifade ederek, ”Doğrudur veya yanlıştır, bu dışlanma bazen toplumda el birliğiyle insanları yok olmaya kadar götürebilir. Oyunun genel anlamda çok sayıda söylediği şey var. Bunu tek bir cümleyle söylemek yeterli olmaz” dedi.
Oyunda toplumsal bir eleştiri olduğunu dile getiren Bozdoğan, şöyle devam etti:
”Örneğin, insanlar ‘ıslıkçı’ ile ilgili bizim 5 dakikamızı çaldı diye söylenirken idam edileceğini duyduktan sonra ona destek olmaya varacak kadar şuursuz bir durum sergiliyor. Genel olarak Türk toplumunun böyle olduğunu söylemek mümkün değil ama burada kesitler alınmış. Çok büyük bir genelleme ve simgesel bir anlatımla dolayısıyla bizlerin de kendi içimizde sorgulamamız gereken şeyleri belirtiyor.”
SEYİRCİNİN OYUNDAN ÇIKARKEN ISLIK ÇALMASI…
Oyunla ilgili seyirciden ”olumlu eleştiriler” aldıklarını dile getiren Bozdoğan, ”Oyunda bir sürü mesaj verilebiliyor. Asıl hedef seyircinin oyundan çıkarken ıslık çalmasıydı. Dolayısıyla oyundan sonra ıslık ve müzik devam eder. Seyirci çıkıp gidinceye kadar kulağa otursun ve insanlar ıslık çalsın diye… Asıl hedef buydu. İnsanlar ıslık çalmasa bile mırıldanarak çıkıyorlar, bu güzel bir şey” diye konuştu.
Çetin Altan’ın oyunla ilgili düşüncelerini kendi köşesinde yazdığını anımsatan Bozdoğan, şunları söyledi:
”Bir cümlesi benim çok hoşuma gitti. ‘Bu oyun, benim bütün yazarlık yaşantımın kısa bir özeti gibi olmuş’ dedi. Prömiyere geldiğinde çok duygulandı, konuşamadı, heyecanlandı. Çok beğendiğini söyledi.