‘İngiliz Yağmuru’ Türkiye’de…

Tiyatro
1800’lü yılların sonunda 7. sanat sinemanın macerası sessiz filmle başlamış ve yaklaşık 50 yıldır devam etmekteydi. Ardından ise sessiz filmlerin bitişi ve 1950’lerde başlayan sesli filmle...
EMOJİLE

1800’lü yılların sonunda 7. sanat sinemanın macerası sessiz filmle başlamış ve yaklaşık 50 yıldır devam etmekteydi. Ardından ise sessiz filmlerin bitişi ve 1950’lerde başlayan sesli filmlerin macerası… 1952’de filme çekilen Singing In The Rain renkli dünyanın arka tarafında yaşananları yine rengarenk anlatımıyla beyazperdeye yansıtmayı hedefledi. Eğlenceli danslar, meşhur Singin In The Rain şarkısı ve 1952 yılında Gene Kelly’nin belleklere kazınan dansı.

 "What a Glorious Feeling… / Ne Kadar Muhteşem Bir His…"

 Bu klasik olmuş film daha önce de birçok defa Broadway müzikallerine konuk oldu. Şimdi ise o meşhur filmin ıslak müzikali Türkiye’de sanatseverlerle buluşacak. 3 Kasım’da TİM Maslak Show Center’da sahnelenmeye başlanacak Singing In The Rain müzikalinin başrol oyuncularıyla sizler için bir röportaj gerçekleştirdik. Türkiye’ye gelmekten heyecan duyduğunu belirten ekip hem iddialı hem de mütevazi bir duruş sergiliyor. Kendilerini Gene Kelly veya Debbie Reynolds ile karşılaştırmıyorlar ama hayallerinin müzikalinde büyük bir heyecanla dans ettiklerini söylüyorlar. Türkiye’ye İngiliz Yağmur’larını getiren Jessica Punch ve tiyatronun Oscarı sayılan ve ödülü alan ilk Amerikalı olan İngiliz Laurence Olivier ödüllü oyuncu Tim Flavin…

 "Ayaklarımı çırparak dans ettiren sesli bir meydan okuma"

 – Singin’ in the Rain’i ilk kez ne zaman izlediniz? Film hakkında ne düşünüyorsunuz?

Jessica Punch: İlk izlediğimde küçük bir çocuktum. Beni müzik ve dans alanında kariyer yapmaya iten simgesel bir filmdi.

– Singin’ in the Rain’in diğer müzikallerden farkı nedir?

Jessica Punch: Eski zamanlar ile modern zamanları sihirli bir çubuğun harika dokunuşlarıyla harmanlayan muhteşem bir komedi.

– Hikâye ne hissetmenize sebep oldu? Bir devrin bitişi, bir başka devrin başlangıcı… ama bu geçiş döneminde yaşananlar?

Jessica Punch: Hikâye sessiz filmden sesli filmlere geçiş döneminde yaşanan savaşımı anlamanızı sağlıyor.

– Müzikalin başrollerinden bir tanesi olan Kathy Selden karakterini nasıl tanımlarsınız?

Jessica Punch: O devirde hala romantik idealleri olan kırılgan, modern bir kadın! Siz bu müzikalin kendi yeteneklerinize katkıda bulunduğunu düşünüyor musunuz? Singin’ in the Rain farklı ve yetenekli oyuncuların yerine getirebileceği mükemmel bir iş. Beni yağmurda ayaklarımı çırparak dans ettiren sesli bir meydan okuma oldu.

– Daha önce Türkiye’de bulundunuz mu? Türk izleyicisinden beklediğiniz tepkiler neler?

Jessica Punch: Daha önce hiç Türkiye’ye gelmedim ve aslında bu benim yurtdışına yalnızca ikinci çıkışım olacak. Umuyorum ki Türk izleyiciler şovdan büyük keyif alacaklar ve “İngiliz Yağmuru”nun sahneye taşınmasını takdir edecekler.

"Hayallerimin rolünü oynuyorum"

– 1952 yılında filme çekilen ve en dikkat çekici Singing in The Rain versiyonu olan film gelmiş geçmiş en iyi müzikaller arasında yer alıyor. Böyle klasik olmuş bir müzikalde yer almak sizin için nasıl bir duygu?

Tim Flavin: Gene Kelly’nin ayak izlerini takip etmek büyük bir onur olacak.

– Bu ekiple buluşmanız nasıl meydana geldi?

Tim Flavin: 2007 yılında “42. Cadde”nin İngiltere Yapımı versiyonunda Julian Marsh’ı oynamıştım ve ilk kez o zaman bu ekiple Singin’ In The Rain’i konuşmaya başladık.

– Bu rolü kariyerinizde nasıl bir adım olarak değerlendiriyorsunuz?

Tim Flavin: Tiyatroya başladığımda, kariyerimin en erken dönemlerinden beri oynamayı hayal ettiğim bir rol oldu bu.

– Sürekli gezmek ve böyle efor gerektiren bir yapımı defalarca oynamak sizin için çok yorucu olmuyor mu? Kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz?

Tim Flavin: Her performansımın hazırlık evresi oldukça zorlu ve fazla şey gerektiren bir şov. Turne süresince ise ailemden istemediğim kadar uzunca bir süre uzak kalıyorum. Kendim için zaman ayırmak mı? Pek değil…

– Kendinizi 1952 yılındaki versiyon ile karşılaştırıyor musunuz? Kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz bu müzikal içinde?

Tim Flavin: Kendimi 1952 yılındaki versiyonla kıyaslamıyorum filmin verdiği eğlence ruhunun aynısını işlemeye çalışarak, filmin klasik doğasına ve Gene Kelly’nin performansına sadık kalmaya çalıştım.

– Türkiye’de nasıl tepkiler bekliyorsunuz? Burada olacak olmak nasıl bir his sizin için?

Tim Flavin: İstanbul’u ilk kez ziyaret edeceğim için çok heyecanlıyım. Umarım Türk izleyicisine nadir gördükleri güzel bir şov getirmiş oluruz.