-13. ODA
Çağının en önemli polisiye yazarlarından biri olan Edgar Wallace’ın beş kitaptan oluşan J.G.Reeder dizisinin ilk kitabı 13.ODA, ilk kez okurlarla buluşuyor.
“Bu tür adamların kalbinde soğuk bir canavar vardır. Johnny bu canavarı hep cansız, kapaksız gözleri ve ağzı düz bir yarıktan ibaret şekilde canlandırmıştı kafasında. Bu canavarı yüzlerce belirsiz, şekilsiz yüzün arasından kendine bakarken görmüş, sesini duymuş, hatırlarken bile titrediği olaylarda açığa çıkan nefretine şahit olmuştu. O canavarın bir parçası ruhuna işlemişti.” (Kitaptan)
13.Oda, Edgar Wallace, Çeviri: Seda Çıngay, 202 Sayfa, 15,00 TL
-ŞEYTAN HADİYE
“Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkçede Polisiye” dizisinin 7.kitabı olarak yayınlandı.
Şeytan Hadiye, Londra’da kopan bu müthiş velveleye kendi hususu ikametgahından gülerek şahit oluyor ve polisin düştüğü bu mağlubiyetten derin bir zevk duyuyordu. Müteaddid [birçok] vakalardan muzaffer çıkmak suretiyle İngiliz polisini her sahada mağlup ettiğinden emin bulunuyordu. Hakkındaki takibatın çok şiddetli olduğunu görerek sadece dudak bükmekle iktifa ediyordu.
“Üç gayretli araştırmacı akademisyen Seval Şahin, Didem Ardalı Büyükarman ve Banu Öztürk, Tübitak’a sundukları ve onaylattıkları bir proje ile erken dönem Osmanlı-Türk polisiye eserlerini konu edinen bir çalışmayı sürdürmektedirler.
Bu çalışmanın meyvalarını çok heyecanla beklerken üzerinde çalışılan eserlerden bugünkü okurlarca hiç bilinmeyen bazı yapıtların Latin harfleriyle ilk defa yayınlanıp okuyuculara sunulması olanağının çıkmasını da sevinçle karşıladık.” (Kitaptan)
Şeytan Hadiye, Behlül Dânâ, 160 Sayfa, Çeviri: Didem Ardalı Büyükarman, 14,00 TL
-KARTAL YUVASI
Yapıt hiçbir düzeltmeye gerek olmadan, orijinal haliyle nihayet 1959 yılında, Zuhal Madenci imzasıyla gün ışığına çıktığında, dönemin en çok okunan gazetesi Yeni Sabah’ta tefrika ediliyor ve epey yankı uyandırıyor. Her bakımdan büyük bir yeteneği haber veren bu romanın yirmi beş yaşında bir genç kadının kaleminden çıkmış olmasına bugün de şaşırmamak mümkün değil.
“İçlerinden biri koynundan bir kese çıkartıp, içinden ömrümde görmediğim büyüklükte, gayet kıymetli bir zümrüt taş aldı. İlerleyip, zümrüdü Sultan’ın ayak bastığı yastığın üzerine bıraktı. Hilafsız, bu taş iri bir yumurtadan daha büyüktü. Elçi geri geri gitti ve selis bir Türkçeyle: ‘Ey, Garb’ın en büyük Sultan’ı… Sana bu kıymetsiz hediyeyi Şark aleminin en kudretli sultanı olan Efendim, Sahib-i Âzâm…’” (Kitaptan)
Kartal Yuvası, Zuhal Kuyaş, 176 Sayfa, 12,00 TL