Da Vinci Şifresi‘ kitabıyla fenomen yaratan Amerikalı yazar Dan Brown‘ın uzun zamandır merakla beklenen yeni kitabı ‘Kayıp Sembol’ geçen hafta yayınlandı. Brown’ın kitaplarının başkahramanı şifre çözücü Robert Langdon yeni romanda bir kez daha semboller, şifreler ve karanlıkta kalmış gizli bilgilerle uğraşacak. Piyasaya çıkar çıkmaz en çok satanlar listesinde bir numaraya yerleşen ‘Kayıp Sembol’ü Türkçe okumak isteyenler ise maalesef aralık ayını beklemek zorunda. Ama romanın yarattığı heyecan dalgası şimdiden Türkiye’de de kendini hissettiriyor. Geçen haftalarda piyasaya çıkan ve şifreler, semboller, kodlar, sırlar ve efsanelerin gizemine kapı açan iki yeni kitap da bunun ispatı.
NTV Yayınları’nın çıkardığı Paul Lunde imzalı ‘Şifreler Kitabı’, eski çağlarda kullanılan dillerden tarikat ve gizli toplulukların sembollerine, savaşlarda ve gizli yazışmalarda kullanılan şifrelerden bilimde, müzikte, iletişimde kullanılan işaretlere kadar pek çok farklı başlık altında sembol ve şifreleri inceliyor. ‘Şifreler Kitabı’ ilgi çekici notları, tarihsel bilgileri ve renkli görselleriyle konuyu son derece cazip bir şekilde sunuyor. Öte yandan Dharma Yayınları’ndan çıkan ‘Semboller’ kitabı ise tam bir ansiklopedi niteliğinde. Kahramanlardan efsanelere, kültür ve tarihten günlük hayata kadar hemen her alanda aklınıza gelebilecek tüm sembol ve işaretleri alfabetik olarak bulmak mümkün. Kitabın sonundaki Kayıp Semboller bölümünde Dan Brown‘ın kitaplarında bahsi geçen semboller, isimler, tarikatlar ve efsanelere özel bir yer ayrıldığını da ekleyelim. İşte meraklıları için şifreler, semboller ve gizemlerle dolu bu kitaplardan birkaç örnek…
TOTEMLER
Amerika’daki Pasifik Kuzeybatı yerli halkının dikkat çekici özelliklerinden biri totemler. Ojibwa ya da bağlantılı bir dilden gelen ‘totem’ kelimesi ‘akrabalık grubu’ anlamını taşıyor. Zira totem direğinin temel işlevlerinden biri aile ve klan efsanelerini, onların soylarını ve önemli olaylarını kaydetmekti. Ama bu direklerin ne anlam taşıdığına dair bilgilerin çoğu bugün kayıplara karışmış durumda.
HİYEROGLİFLER
Antik Mısır’a ait resimsi tuhaf yazı yüzyıllar boyu araştırmacıları büyüledi ama MÖ 305-30 yıllarında ortadan kaybolan antik Mısır dilini hiç kimse çözemiyordu. 1798-1801 yıllarında Napolyon’un Mısır ve Filistin seferi sırasında keşfedilen ünlü Rosetta (Reşit) Taşı hiyerogliflerin çözülmesinde anahtar oldu. Çünkü taşın üzerinde aynı metin Mısır hiyeroglifi, demotik yazı adı verilen daha basit bir Mısır yazısı ve Yunan yazısı olmak üzere üç farklı dilde yazılmıştı. Önce İngiliz dilbilimci Thomas Young ardından Fransız dilbilimci Jean-François Champollion‘un çalışmaları sonucunda 2.000’den fazla karakterden oluşan bu alfabe sonunda çözüldü.
PHAISTOS DİSKİ
Girit, Phaistos’taki Minos Uygarlığı’ndan kalma sarayın bodrum katında yapılan kazı sırasında 1908’de keşfedilen bu kilden diskin kökenleri ve tarihlendirmesi hala tartışma konusu. Muhtemelen MÖ 2000’lerden kalma 15 cm çapındaki diskin her iki yüzünde spiral biçiminde yerleştirilmiş toplam 241 pitogram (bir obje, yer, faaliyet veya kavramı resmetme yoluyla temsil eden sembol) bulunuyor. Bu sembollerin ne anlam taşıdığı ise hala çözülemiyor.
PENTAGRAM
Mistik ya da sihirli özellikleri olduğu düşünülen gizli semboller arasında en önemlilerinden biri pentagram. Bu beş uçlu yıldıza tarih boyunca pek çok farklı anlam yüklendi. Babilliler için Jüpiter, Merkür, Mars, Satürn ve Venüs’ü temsil ediyordu. Yunan ve Roma geleneğine göre ise beş element; ‘toprak, ateş, su, hava ve ruh’u simgeliyordu. Hıristiyan inancındaysa beş duyu, İsa’nın beş yarası, Meryem’in İsa ile yaşamında beş kilit aşama ile bağdaştırıldı. Pentagram Ortaçağ mistikleri için de yukarı bakar şekliyle elementlere hükmeden ruhu temsil ediyordu. Çifte çember içine yerleştirilmiş sivri ucu aşağı bakan pentagram ise şeytani güçlerin sembolüydü. Büyücüler ve satanistler baş aşağı pentagramı ritüel aleti olarak kullanır.
GAMALI HAÇ
Gamalı haç veya svastika sembolünün kökeni Mayalar, Navarrolar ve Sümerler’e, MÖ 4.000‘li yıllara dayanır. Svastika kelimesi Sanskritçe’deki su (iyi) ve asti (olmak) kelimelerinden oluşmuştur. ‘İyi olmak, mutlu ve sağlıklı olmak’ anlamlarına gelir. Naziler’in amblem olarak kullandığı bu sembol aslında Hinduizm, Budizm ve Jainizm‘e göre kutsaldır ve başarı ile uğurun yanı sıra hayatın kaynağı olan güneş ışığını simgeler.
MASONİK SEMBOLLER
Farmasonluk, dünyanın en eski ve en geniş kardeşlik birliklerinden biri. Kimileri onun Tapınak Şövalyeleri’nden, kimileri Kral Süleyman Tapınağı’nın kurucularından, kimileri de Antik Mısır‘ın gizemli dinlerinden geldiğine inanıyor. Bazıları ise Hermetik felsefe ve Rönesans mistisizmi kaynaklı kadim ayinleriyle, Ortaçağ taş ustaları (Mason) loncasından geliştiğini düşünüyor. Farmasonluk sıradan insanda zenginlik ve güce ayrıcalıklı bir erişimi olan elit bir zümrenin dünyaya hükmettiği korkusunu uyandırır. Farmasonluğun katı gizliliği de sayısız komplo teorisine ve kınamaya yol açmıştır. Üç ilkeyi, kardeşlik sevgisi, yardımlaşma ve hakikati temel alan farmasonluğun pek çok gizli işaret ve parolaları vardır. İşte Masonik semboller…
Süleyman’ın Tapınağı: Bu en önemli Mason sembolü, hareketin kökenini, yitirileni ve bir Mason’un kişisel gelişim ile neler kazanabileceğine yönelik bir ilhamı temsil eder.
İki sütun Jachin ve Boaz: Süleyman’ın Tapınağı’nın girişine inşa edilen ikiz kolonlarla özdeşleştirilir.
Geometrinin G’si: Farmasonlar için geometri Süleyman Tapınağı’nı inşa eden Hiram Abiff’e Tanrı tarafından verilen özel ve gizli bir bilimdir.
Pergeller: Tüm gelişimin, hakikatin ve gizemin esası olan geometride, ilahi olanı cismi olan içinde yeniden yaratma gücünün bulunduğuna inanılır. Geometri tanrısal dimağın hakiki bir taslağıdır.
Her şeyi gören göz: Bugün bir dolarlık banknotta yer alan 13 basamaklı piramit ve üstündeki ‘her şeyi gören göz’ gibi Masonik semboller ABD’nin çeşitli imgeleriyle iç içe geçmiştir.