Tuba OLGAÇ’ın röportajı..
Türkiye’de yayıncılığın sorunlarını Yeditepe Yayınları’ndan Mustafa Karagüllüoğlu’yla konuştuk. Karagüllüoğlu’na göre, yayınevleri şiir basmamasının nedeni gerçek şairlerin çıkmaması… E kitaplar ise hiçbir zaman basılı kitabın yerini alamayacak. Gerçek okurlar buna izin vermeyecek…
Yayınlanacak kitaplar nasıl seçiliyor, hangi kriterlere göre değerlendiriliyor?
Yayınlayacağımız kitapları seçerken önce eserin akademik danışma kurulumuz vasıtasıyla ilmi yeterliliğine ve daha sonra gerek yayınevimiz, gerekse de okuyucu dünyasının ihtiyaçlarına bakarak tercihlerimizi şekillendiriyoruz.
En çok hangi tür kitaplar satılıyor?
Özellikle tarih alanında bakacak olursak gündemdeki konular üzerine yazılmış, popüler isimlerin eserleri daha çok satılıyor. Bunun dışında çalışmalarının kalitesiyle daimi okuyucu kitlesi olan yazarların kitaplarının satışı tatmin edicidir.
Yazarların çoğu telif noktasında yayınevlerinden yana şikayetçi…
Yeditepe Yayınevi açısından bakacak olursak, bizim telif noktasında yazarlarla herhangi bir problemimiz olmuyor. Zira yayınladığımız eserlerin çoğu üzerinde telif hakkı bulunmayan eski eserlerdir. Bunun haricindeki yazarlarımızla da bu noktada kurduğumuz diyalog ise kitap okuyan bir kitleye hizmet etmek esaslı olduğu için herhangi bir problem yaşamamaktayız.
Yayıncılıkta ideolojilerin kaybolduğunu söylemek mümkün mü? İdeolojiler yerini paraya mı bıraktı?
Sizce böyle bir şey sözkonusu olabilir mi? Bugün hali hazırda birçok yayınevi ideolojik yaklaşımda bulunmasa da, kendi kırmızı çizgilerini muhafaza etmektedir.
Mali açıdan küçük olan yayınevleri, ekonomik koşullara nasıl direniyor?
Direnebildiğini kim söyledi?
E-kitapların ortaya çıkması yayıncılığı nasıl etkiledi?
E-kitaplar okuyucular açısından, özellikle de akademik dünyaya mensup olan okuyucular açısından büyük kolaylıktır. Zamanla e-kitap teknolojisi daha da gelişecektir. Ancak hiçbir kitapsever sevdiği yazarın kitabını eline alıp, o kağıt kokusunu içine çekmeden rahat etmez. Bunun yerini hiçbir teknoloji de alamaz. Alternatif olabilir, ancak tarihten silemez. Bunun en basit örneği radyo ve televizyon ilişkisidir.
Radyoyu tarihten sileceği düşünülen televizyon gelişen internet teknolojisi yüzünden tarih olma yolunda, ancak radyo halen tercih edilen bir iletişim aracı olarak kullanılmakta. Kitaplar hiçbir şekilde tarih olmayacaktır.
Bazı yayınevleri şiir konusunda isteksiz gözüküyor. Şiir satılmıyor mu, yayınevleri risk almaktan mı korkuyor?
Türkiye’de istisnai birkaç isim dışında şair çıkmıyor. Tüm nedeni bu olsa gerek. Eskilerin kemiklerini sızlatıyorlar.
Profil Yayınları’ndan Münir Üstün röportajı için tıklayın…
Hayy Yayınları’ndan Rauf Baysal röportajı için tıklayın…
HECE Yayınları’ndan Abdurrahim Karadeniz röportajı için tıklayın…
İZ Yayıncılık’tan Hamdi Akyol röportajı için yıklayın…
on5yirmi5.com