Tezhib; genel olarak tanıtılmaya çalışılırsa, altın ve çeşitli boyalarla yapılan süsleme sanatıdır. Bu sanatı icra eden erkek sanatkârlara “müzehhib”, hanım sanatkârlara ise “müzehhibe” denir. En eski geleneksel sanatlarımız arasında yer alan Tezhib sanatı, unutulmaya yüz tutmuşken, değerli birkaç sanatkârımızın çabalarıyla bugün hızla ilermeye devam ediyor.
Türklerin, Orta Asya’dan çeşitli kültürlerle kaynaşarak Anadolu’ya getirdiği tezhib sanatı; Beylikler, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde her zaman büyük saygı duyularak, zaman içinde geliştirilerek sürdürülmüş ve günümüze kadar gelebilmiştir.
Minyatür sanatçısı merhum Nusret Çolpan’ın destek ve teşvikleri ile kendisini yetiştiren Müzehhibe Serra Alkan da işte bu sanatın yükselmesi için gecesini gündüzüne katarak birçok eser vücuda getirmeye devam ediyor… İşte sanatçı Serra Alkan’la tezhip sanatı üzerine kısa bir söyleşi…
Sizin dilinizden sizi tanıyabilir miyiz Hocam,
1990 İstanbul doğumluyum. Geleneksel sanatlara merakım, büyük dayım Nusret Çolpan’ın minyatür sanatındaki benzersiz eserlerine hayranlığımla başlamıştır. Kendi kendime çeşitli çalışmalar yapardım. Kuralsız, eğitimsiz bu çalışmaları 2005 yılında kendisine gösterdim. “her işin başı tezhip sanatıdır.” diyen Nusret Dayımın beğeni, teşvik ve yönlendirmesiyle 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Süheyl Ünver Nakışhanesi’nde Jale Yavuz hocamdan tezhip eğitimi almaya başladım. 2012 yılında hocamdan tezhip icazetimi aldım. İÜ. Sürekli eğitim uygulama ve araştırma merkezi bünyesinde çalışmalarıma devam etmekteyim.
TEZHİP SANATINDA KİŞİ KENDİSİNİ TEKRARLAMIYOR
Neden tezhip, hat veya başka bir güzel sanat değil de…
Tabi ki bu sanata başlamadan önce bir arayış süreci geçirdim. Güzel sanatların herhangi bir alanında derinleşeceğimin farkındaydım ama bunun hangisi olduğunu henüz bilmiyordum. Her zaman ince ve detaylı işlerle uğraşmak çok hoşuma gitmiştir. Tezhip sanatının beni en fazla cezbeden yönü çalışmalarımda kendimi tekrarlamak zorunda olmayışım. Bu güzellik, her esere bir öncekinden daha büyük bir heyecanla başlamama sebep oldu.
Hocam, şu an minyatür üzerine de eğitim alıyorsunuz biraz da bundan bahsede bilir misiniz? Minyatür ve tezhip ikisi bir arada zor olmayacak mı?
2013 yılında Gaye Özen hocamdan minyatür dersleri almaya başladım. Minyatür sanatına başlayınca, aslında tezhip ve minyatürün ayrılamayacağını ve birbirlerini tamamladıklarını daha iyi anladım. Günümüze kadar gelen yazma eserlerde de gördüğümüz gibi, tezhip dokunuşları olmadan estetik bir minyatür mümkün değil. Elbette iki sanatı bir arada yürütmek kolay değil ama annem, babam ve kıymetli eşimin yardım ve destekleriyle çalışmalarıma devam ediyorum.
Sanırım minyatür deyince aklımıza sizin çok yakın bir akrabanız olan merhum Nusret Çolpan Beyefendi geliyor, ondan nasıl bir ilham aldınız?
Daha ilkokul yaşlarımdayken çalışmakta olduğu bir eserinin, dalgalarını boyamam için fırçasını elime vermişti. Ellerim titreyerek ve nefes almadan boyadığımı hatırlıyorum. Bundan daha büyük bir ilham olabilir mi?
İlk çalışmalarımı gösterdiğim zamanki heyecanını ve desteğini hiç unutamam. Onun beğeni ve teşviki varlığında da, vefatından sonra da bana yoldaş olmuştur ve olmaya da devam edecektir.. Bir kez daha içimde taşıdığım teşekkür duygularıyla kendisini rahmetle anıyorum..
TEZHİBE EMEK VERENLER YÜREKLENDİRİLMELİ
Tezhip sanatı ve bu sanatın gelişimi hakkında neler söylenebilir, sizce bu sanatın ilerlemesi için neler yapılmalı?
Bu sorunuza tezhib konusunda otoritelerin cevabı ve tavsiyeleri elbette daha isabetli olacaktır ancak tezhibin gelişmesi bu sanat için yola yeni çıkanların tezhibe emek verenler tarafından yüreklendirilmesiyle mümkündür. Her yeni sanatçı adayı geleneksel sanatları bir nesil daha ileriye aktaracaktır.
Bu sanata gönül vermek isteyen sanatseverlere neler tavsiye edersiniz?
İlk başta gerçekten bu kadar ince bir işle uğraşmak istediklerinden emin olmalılar ve tabi ki sonrasında da sabır. Karakter olarak tez canlı olan insanların bile, severek tezhip yapmaya başladığında bir o kadar sakinleştiklerine tanık oldum. Aslında hızlı üretebilmek için bu heyecana da ihtiyacımız var. İkisini de doğru yerlerde kullanmak şart. Tasarım aşamasında atik, sanat icrasında sabırlı ve istikrarlı olunmalı bence.
İÇİNDE “İSTANBUL OLMAYAN” SANAT OLMAZ
Eserlerinizde vurgu alarak neyi öne çıkarıyorsunuz genelde… Yani eserlerinizi vücuda getirirken size ilham veren şeyler nelerdir? İstanbul mesela bir başlı başına konu sanırım…
Özellikle tezhip çalışmalarımda benim için en önemli vurgu renktir. Eserin içindeki renkleri etkili ve yeri geldiğinde biraz daha pastel tonlarda kullanıp birbirleriyle uyumunu sağlarsak işte o zaman tablo bizimle konuşur. Tezhip eserlerinde her zaman bir konu veya tema aramanız mümkün değildir. Ancak renklerin uyumuyla ortaya çıkan ahenk bir anlam taşır.
Minyatür sanatında ise şüphesiz ki İstanbul ve İstanbul tarihli konulardan etkilenmemek mümkün değil ve bu şehirde, tarihin içinde yaşamak çok büyük avantaj.
Tezhip sanatçısı Müzehhibe Serra Alkan Hanım’ın katıldığı sergileri:
2007-Ege Yöresinin Mimari Tasvirli Osmanlı Taşları –
2008-Konya’daki Selçuklu, Osmanlı Mimari Eserleri ve Bezemeleri
2010- İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Bezemeleri ve Minyatürleriyle Osmanlı Çeşmeleri Yer: Dolmabahçe Sarayı- Camlı Köşk
2011- 5. Balkan Tıp Tarihi ve Tıp Etiği Kongresi dolayısıyla Tezhip ve Minyatür Sergisi Yer: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp tarihi Müzesi
2012- Avrupa’da Spa Kültürü Sempozyumu dolayısıyla düzenlenen “ Minyatür ve Bezeme Sanatıyla Türk Hamamı ve Kültürü “ sergisi Yer: Çandarlı İbrahim Paşa Hamamı Kültür Merkezi (Mahkeme Hamamı ) Bursa
2012- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen “Hanım Sultanların Ebedi Nakışları ”Sergisi Yer: Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi
2012- Sertifika töreni nedeni ile yapılan ve sertifika alan 6 kişinin Tezhip ve Minyatür Sergisi Yer: İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Prof. Dr. Gazanfer Zembilci Toplantı salonu
2013- Tezhip ve Minyatürde Anne Sergisi Yer: Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi
2013 – Tezhip ve Minyatür Sanatı ile İstanbul tarihi yarımada sergisi Yer: Yıldız Teknik Üniversitesi Yedikule Kampüsü
2013- 4. Uluslar Arası ve tıp etiği ve Tıp Hukuku Kongresi Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Açısından Kadın Kongresi nedeni ile açılan “Tezhip ve Minyatürde Anne” sergisi Yer: İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi