Hareketi ve özgürlüğü üç boyutuyla ortaya koymaya çalışan sergide, alışılmış formatın dışına çıkılıyor. Fransız sanatçının metal ve tülün ana malzemeyi oluşturduğu heykellerinde detaylar, yaşamın içerisinden izleri yansıtırcasına doğal olarak bırakılıyor. Baskın olmayan renklerin kullanıldığı eserlerde, hafif ve esnek malzeme ile değişime imkan tanınıyor. Tablolarda ise boyadan kağıt, tuval ve jüte kadar malzeme çeşitliliği göze çarpıyor. Esneklik ve değişim ise yine ön planda.
Nicole Deleuze sergisine konu olan kuşları ve Kapadokya’yı seçme sebebini şöyle anlatıyor: "Kuşlar benim eserlerimde kavram değil, söylemek istediklerim için birer araç sadece. Kuşlar, ifade etmek istediklerinizi en iyi şekilde dile getiren figürler. Ben de kuşları her seferinde farklı bir ifade için kullanıyorum çünkü kuşlar gelip geçerler, sadece bir iz ve işaret bırakırlar, sonra yeniden giderler."
Ecole d’Architecture de Toulouse (Mimarlık Fakültesi) mezunu Deleuze, aynı şehirde mimarlık yaptığı yıllarda resim ve heykel çalışmalarını da çeşitli atölyelerde sergiledi. 2000 yılına kadar Güney Fransa’nın Toulouse şehrinde yaşayan ressam ve heykeltıraş, 2001 yılından bu yana çalışmalarını Teşvikiye’deki evinde sürdürüyor. Sergi 20 Temmuz’a kadar açık.