‘Çini de insan da topraktan’

Görsel Sanatlar
Keçiören Belediyesi bünyesinde hizmet veren Estergon Türk Kültür Merkezi’nde yer alan 14 dükkandan oluşan Arasta’daki geleneksel sanatlara yönelik çalışma atölyeleri, bu sanatların yaşatıl...
EMOJİLE

Keçiören Belediyesi bünyesinde hizmet veren Estergon Türk Kültür Merkezi’nde yer alan 14 dükkandan oluşan Arasta’daki geleneksel sanatlara yönelik çalışma atölyeleri, bu sanatların yaşatılmasına büyük katkı sunuyor.  

Çini sanatının en başarılı temsilcilerinden biri olan ve kendi deyimiyle fırça ve renk ikilisiyle “insana” ahenkli deyişler bırakan Ayşe Özkan, çini çalışma atölyesinde eserlerini ortaya çıkarmaya devam ederken, geleneksel sanatların korunması ve yaşatılması için birçok projeye de imza atıyor.

Ayşe Özkan, çiniye nasıl başladığını şu şekilde anlattı: “İnsanın gördüklerine karşı tahammülü zorlaşınca, dilimi susturup, fırçamı işlemeyi, kendimi “renk, ışık, motif “ eğitimine sokmayı istedim. Ailemde neler gördüm neler…  Bunlardan birisi el yazması Kur’an-ı Kerim’di. Kenarlarındaki tezhip, içindeki renkler beni çok etkilemişti. Kütahya Çini Ustaları  da benim için en iyi izleklerdi. “Toprak- görünmek-pişmek” eylemlerinin hepsini ruhuma çok yakın buldum. İnsan, yolculuğuna içindeki yürüyen kuşları da katmazsa, evrenin ışıkları söner. Ben de sanatın bu dalıyla, tüm ışıklarımı yakabilme yolundayım.”

Çini Sanatı ile uğraşmadan, diğer sanat dallarıyla da (hat-tezhip-minyatür) yakından ilgilenen Ayşe Özkan, “pişmek hiç de kolay değildir” dedi. Çini ile insan arasındaki bağlantıyı da şöyle ifade etti; “ İnsan da Çini de topraktan…  İkisi de sırdan müteşekkil oluşmuş. İnsanın da badireleri vardır. Çini de insan gibi ateşle sınanır. Dünyada, fırında ya çatlar, yok olur, kül olursunuz ya da tam tavında pişmeyle, ruhunuzun motifi ölümsüzlüğe doğru gider.”

Azim ve kararlılıkla iyi bir hocanın rehberliğini kabul eden, tertibe ve usule riayet eden, acele etmeden teslimiyetle öğrenme yolculuğuna devam eden bir öğrencinin başarısız olamayacağını söyleyen Özkan, “öğrenmeye hevesli olan illa da edepli olmalı” dedi.

SANAT HAK VE HAKİKAT İÇİN YAPILIR

Çininin sırlarında hayatı, hakikati, kendini ve azmini keşfetmeye devam eden Özkan sanat yolculuğunda öğrendikleriyle mutlu… Öğrenmenin sonunun olmadığını da ifade eden Çini Dilbilimcisine göre önemli olan eskimiş değil eski olacak işler yapmak… Babası Ercüment Özkan’dan ötürü Esma’ül Hüsna Sergisinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “yiğit adamın yiğit kızı” övgüsüne mazhar olan Ayşe Özkan sanatın eğlenceden ziyade hak ve hakikat için yapıldığına dikkat çekti.

Geçmiş ve gelecek arasındaki bağı, eskiyi yok etmeden kopyalardan esinlenerek, renklerle samimiyet oluşturarak sağladığını açıklayan Ayşe Özkan; “Replika (kopya) bazen güzeldir. Zaten özne değişince, eser asıl sahibini bırakır. Burada kastettiğim, Selçuklu ve Osmanlı desenleri kendisine bakılması gereken zengin bir arşive sahiptir. Dünden bugüne hatırlanacak yeni rivayetler bırakmak lezzet aldığım bir şeydir.”  dedi.

Malzemeler ve zaman arasında, eski gösterilerde “neyi neden kullandıklarını” sorgulayan Özkan, uzun saatler boyu çininin başından kalkmadan çalışıyor.

DÜNYAYI BARIŞA SANATLA ÇAĞIRDI

Keçiören Belediyesi’nin himayesinde   “Barışa Çağrı” etkinliğinin mimarı olan Çini Dilbilimcisi, bu projede Keçiören Belediyesi Başkanı Mustafa Ak’ın desteğine çok saygı duyduğunu ve müteşekkir olduğunu ifade etti.

Ayşe Özkan, amacına ulaşan bu çaba ve “Barışa Çağrı”ya dair şunları söyledi: “ Tüm  dünyaya ait eserler vermedikçe, insanın insanı anlaması zor olacaktır. Türkiye’den, İngiltere’den, İran’dan önemli hat ve tezhip sanatçıları benim koordinatörlüğümde olan bu organizasyona katılmıştır  ve ellerimizle bir mesaj vermek istemişizdir. Kalplere giden yol ellerden geçer.”

Eserlerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, O’nun eşi Emine Erdoğan’a, Bülent Arınç, Nazan Bekiroğlu, Yalçın Akdoğan gibi birçok isme, Türkiye’de bulunan birçok büyükelçiye de  hediye eden Ayşe Özkan’ın belleğinde artık yeni projeler var. İkinci çini sergisini açmaya hazırlanan Çini Dilbilimcisi, bir yıllık bir hazırlık sürecinin ardından yaklaşık 35 eserini sanatseverler ve insan-toprak üzerine düşünenlerle  buluşturacak. Daha önce Ankara Vakıf Eserleri Müzesi’nde açtığı serginin büyük ilgi gördüğünü söyleyen Özkan; “1,5 yıl süren bir çalışmanın ardından 108 eserimi  sunmuştum. Bu gösterimiz 1 hafta olarak planlanmıştı, lakin sergimizin  süresi yoğun ilgi nedeniyle 10 gün daha uzatılmıştı.” dedi.

“SANAT KÖYÜ KURMAYI HEDEFLİYORUM”

İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsünün’de sanat danışmanlığı yapan Ayşe Özkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortaklaşa yürüteceği “Puşide (Türbe Örtüleri)” projesinin heyecanını yaşıyor ve bu heyecanı şöyle tanımlıyor; “Heyecanı ölenin aslında yaşayamayanlardan sayıldığını bilmek gerekir.” Projenin sanat danışmanlığını yapan Özkan, uzun soluklu bir çalışma yürütecek.

Uluslararası Seramik ve Çark Projesi gibi birçok özgün projeyi hayata geçirmek isteyen Özkan, çini sanatını gelecek kuşaklara aktarmak için çalışmalarını sürdürürken Keçiören Belediyesi’nin bu sanatlara verdiği değerin de altını çiziyor. Şahsa özel çalışmaları ve koleksiyonerleri olan Çini Dilbilimcisinin hayali ise Ankara’da tüm geleneksel sanatları kapsayan bir sanat köyü kurmak…